HER İKİ KADIN ÖĞRETMENDEN BİRİ MOBBİNGE UĞRUYOR

Eğitim- Bir- Sen'in Kadın Öğretmenlerin Mobbing Algısı ve Tecrübesi’ araştırması sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı.

HER İKİ KADIN ÖĞRETMENDEN BİRİ MOBBİNGE UĞRUYOR
Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırma Merkezinin MEB'e bağlı resmi temel eğitim ve ortaöğretim kurumlarında bin 24 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirdiği ‘Kadın Öğretmenlerin Mobbing Algısı ve Tecrübesi’ araştırması sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı.
Hürriyet'te yer alan habere göre 
Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gonca Bayraktar Durgun ve Dr. Ayşe Çetinkaya Aydın'ın danışmanlığında yapılan araştırmada, katılımcılara, 75 soru yöneltildi.
Prof. Dr. Durgun, ön lisans mezunlarının şiddet algı derecesinin, diğer mezunlara göre daha düşük olduğuna dikkati çekerek, kadın öğretmenlerin yüzde 30'unun, kendilerine bağırılmasını şiddet olarak algılamadığını söyledi.
Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal, araştırmanın, kadın öğretmenlerin yüzde 47,9'unun çalışma hayatlarında bir şekilde yıldırmaya maruz kaldığını ortaya koyduğunu belirtti. Buna göre, temel eğitim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan yaklaşık her iki kadın öğretmenden birinin yıldırmaya maruz kaldığını dile getiren Öçal, "Kadın öğretmenlerin yüzde 43,7'si en az haftada bir kez yıldırmaya uğradığını, yüzde 77,8'i ise maruz kaldıkları yıldırmanın 6 aydan daha uzun bir süre sürdüğünü bildirdi" diye konuştu.
 
Meslek hayatlarının ilk 10 yılında yıldırıya maruz kalıyorlar
 
Yıldırmaya maruz kalan her 4 kadın öğretmenden 3'ünün yani yüzde 74'ünün 40 yaş ve altında bulunduğunu ifade eden Öçal, kadın öğretmenlerin yüzde 77,6'sının en çok etkilendiği yıldırmaya, meslek yaşamlarının ilk 10 yılında uğradığına dikkati çekti.
Öçal, kadın öğretmenlerin yüzde 51,7'sinin 1-5 yıl, yüzde 25,9'unun ise 6-10 hizmet yılında yıldırıya maruz kaldığını belirtti.
Kadın öğretmenlerin yüzde 72,1'inin, çalıştıkları okullarda, yıldırmayı önlemeye yönelik herhangi bir politika bulunmadığını söylediğini anlatan Öçal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okulunda yıldırmayı önlemeye dönük herhangi bir politika olduğunu ifade eden kadın öğretmenlerin ise ancak yüzde 36,8'i bu politikaların kesinlikle amacına uygun şekilde uygulandığını, yüzde 54,4'ü kısmen amacına uygun uygulandığını, yüzde 8,8”i de kesinlikle amacına uygun uygulanmadığını söyledi. Bu veriler, yıldırmanın, en azından söz konusu okullarda, henüz bir şiddet türü olarak algılanmadığını ve dolayısıyla bu yönde; önleyici tedbirler geliştirme, farkındalık yaratmak ve mücadele etmek için herhangi bir faaliyetin olmadığını göstermektedir."
 
“Kadın öğretmenlerde öğrenilmiş çaresizlik var”
 
Öğretmenlerin, yıldırma karşısında nasıl bir tutum aldıklarıyla ilgili soruyu, yüzde 23,3'ünün "hiçbir şey yapmadım/yapamadım/yapmak istemedim" seçeneğini işaretleyerek yanıtladığını söyleyen Öçal, bu seçeneğin, diğerlerine göre daha fazla işaretlendiğini dile getirdi.
Bu seçeneği işaretleyen katılımcılara ayrıca kendilerine uygulanan yıldırmaya karşı neden hiçbir şey yapmadıklarıyla ilgili soru yöneltildiğini belirten Öçal, "Bu soruya ise kadın öğretmenlerin yüzde 42,6'sı 'şikayet etsem de bu durumun değişmeyeceğini düşünüyorum' yanıtını verdi. Bu da diğer seçenekler arasında en fazla işaretlenen seçenek oldu. Kadın öğretmenlerin maruz kaldıkları yıldırma karşısında, durumu değiştiremeyecekleri düşüncesiyle, yıldırmayı sonlandırmaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmamaları öğrenilmiş çaresizliğin bir göstergesi olarak kabul edilebilir" diye konuştu.
Kadın öğretmenlerin yüzde 70'inin yasal haklarını kısmen bildiğini ya da hiç bilmediğini dile getiren Öçal, yıldırmanın, bir şiddet türü olduğuna dair farkındalığın oluşturulması için kamu spotları hazırlanması, bunun disiplin suçu olarak belirlenmesi ve okullarda yıldırmaya ait çeşitli toplantılar düzenlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 16 Ekim 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER