Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Sekreteri Ali İhsan Hasanpaşaoğlun'dan köşe yazısı

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Sekreteri Ali İhsan Hasanpaşaoğlun'dan Öğretmenlik Meslek Kanunu il ilgili köşe yazısı

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Sekreteri Ali İhsan Hasanpaşaoğlun'dan köşe yazısı

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Sekreteri Ali İhsan Hasanpaşaoğlun'dan Öğretmenlik Meslek Kanunu il ilgili  köşe yazısı yayınladı

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Sekreteri Ali İhsan Hasanpaşaoğlu yayınladığı köşe yazısında Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili şunları söyledi

'Süt Kazanına Düşen Sendikacılar '

2020 yılıydı galiba. Konya'dan bir haber basında yer almıştı. Süt fabrikasında çalışan bir işçi süt kazanına girip süt banyosu yapmıştı. Tabi görüntüler basına yansıyınca infial oluşmuştu. İşçinin savunması ise çok enterasandı ;
"İç çamaşırlarımı çıkarmamıştım" demişti. Yani süt banyosu yaparken tamamen soyunmazsanız problem yok, peynirde yaparsınız yoğurtta...
Bu haberi şimdi niye hatırladın Başkanım mı dediniz ?
Anlatayım.
Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentilerin çok uzağında kaldı. Ve hayal kırıklığı yaratan kanun kapsamında öğretmenlere zam vermek için sınav şartı getirildi. Sözümona her sendika sınava karşıydı. Hepsi Danıştay'a iptal davası açtı. Ama sayısal olarak büyük 2 sendika düşük yoğunluklu itiraz süreci yürüttüler. Bazısı baraj yüksek, 70 değil 60'a düşürülsün dedi. Öbürü 1 Eylül'de 81 ilde eylemdeyiz dedi sonra iptal etti bu kararı. Diğer 13 sendika ise 2 Kasım'da İş Bırakma eylemi dahil her platformda sınavın iptali ve kanunun revizesi için mücadele ettiler. Sınavı belki iptal ettiremediler ama kamuoyu oluşturup bakanlığı oldukça çaresiz duruma düşürdüler. Öğretmenlerin yeterliliğini ölçeceğiz diyen Bakan bu sözlerinden çark ederek sembolik bir sınav yapacaklarını açıkladı. 
Görevleri kitleleri organize ederek harekete geçirmek olan sendikaların sayısal olarak en büyük ikisi ise kitlelerini hareketsiz kıldılar. Çünkü siyasetin talimatı böyleydi. Buna rağmen yetkili sendika baskılara dayanamayıp 1 Kasım'da bir saat derse girmeme eylemciği yapmasına rağmen diğer sendika ise bu eylemcik kadar bile bir şey yapamadı. Üyelerine , rahat olun bu sınav iptal edilecek. Ekim ayında Meclis açılınca çözeceğiz bu işi dediler. Sözlerinin altında kaldılar. Sınav 19 Kasım'da yapıldı. Bakan 6 Ağustos'ta sınavın çok kolay olacağını açıklamıştı ve dediği gibi de ilkokul öğrencilerinin bile çözebileceği sorularla öğretmenlerin karşısına çıktı. Sınav kolay olunca kimi sendikalar ise ortalığa dökülüp bunu kendilerinin başarısı olarak sunma gayretine düştüler. Sınav iptal edilecek diye umut satan kendileri değilmiş gibi şimdi kolay olan sınavı savunur olmuşlar. Danıştay'a iptal davası açtıklarını ve Anayasa Mahkemesinin kendilerini davet ettiğini unutmuşlar galiba ! Anayasa Mahkemesine sınavdan memnunuz derlerse şaşırmamak lazım !
Arkadaşlar mesele sınavın zorluğu ve ya kolaylığı değildir. Geçim sıkıntısı çeken ve açlık sınırının hemen üzerinde maaş alan öğretmenlerin mesleki itibarını zedeleyen, cüzi bir zam için saçma sapan bir sınav dayatılmasına karşı sergilenen bir duruşun hiçe sayılmak istenmesidir. Sınavın kolay olması bu gerçeği değiştirmez. Bu sınav iptal edilmeli, kanun ise yeniden ele alınmalıdır. Şayet, sendikaysanız geçmişte söylediklerinizle çelişmeden bu yanlışın üzerine gitmeye devam edersiniz. Hürriyetçi Eğitim Sen olarak dün verdiğimiz mücadeleyi yarın da vereceğimizi buradan beyan ediyorum.
 Rüzgar gülü gibi sendikacılık yapanlara ise söylenecek tek şey şudur ;
Gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER