İYİ ŞEYLER (!) Mİ OLUYOR ?

İYİ ŞEYLER (!) Mİ OLUYOR ?
      Cumhurbaşkanımızın; “iyi, güzel şeyler olacak.”diye  başlattığı sürece,Başbakan ve ekibinin kayıtsız kalması  -elbette-düşünülemezdi. Bölgemizde yaşanan hiç bir olayın,tesadüf olmadığını biliyoruz. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin adım adım uygulandığına da-maalesef-şahit oluyoruz.
     19 Ekim 2009 tarihinde Habur'da AKP marifetiyle yaşatılan rezalet, halâ akıllardadır. Kandil'den gelen eli kanlı teröristlerin     “kahramanlar” gibi karşılanması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını zedelemiştir.Teröristlerin, sınırdan içeri girer girmez  
 - devlete meydan okurcasına- yaptıkları şu açıklamalar,millî gururumuzu incitmiştir: "Bizler, Kürt sorununun çözümü, onurlu bir barış ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesi için başlatılan süreçteki tıkanıklığın önünü açarak sürecin gerçek bir barışla sonuçlanması için, Kürt Halk Önderi  Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısı üzerine, bu sürece mütevazı bir katkı sunmak için Türkiye'ye gelme kararını veren barış grubuyuz. Gelişimizin, 221. Maddeden yararlanma gibi bir amacı yoktur."  Bu açıklamanın akabinde karşısına çıkarıldıkları “çadır mahkeme”deki Türk Bayrağı ve Atatürk resminin(aynı terörist grubun rahatsız olduğu gerekçesiyle)  indirilmesi ,Türk Milleti tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştır.Teröristlerin giriş yapmalarının hemen ardından Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın açıklamasını da-yeniden-sizlerle paylaşmak istedim: "Habur Sınır Kapısı'nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu, bir umuttur. Türkiye'de iyi güzel şeyler, umut verici gelişmeler oluyor.Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum."( 21 Ekim 2009) ERDOĞAN, Türk Milleti'nin gösterdiği tepkiler sonrasında hemen bu görüşünden çark etmiş, sanki yukarıdaki cümleleri kendisi söylememiş gibi davranabilmiştir
  Nabza göre şerbet verebilmeyi, “çok iyi bilen”bir Başbakanımız var.   
   Hiç bir örgütün irademize yön vermesine, bize ahkam kesmesine izin vermeyiz. Türkiye büyük devlettir.
  Sabrımız, tahammülümüz, yumuşak başlılığımız kimse tarafından farklı anlaşılmasın. Türkiye kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği ülke değildir.  Türkiye içişlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemine burun sokulacak ülke değildir. (Başbakan ERDOĞAN,9 Şubat 2013)
    Yukarıdaki cümleleri okuyunca , Oslo ve İmralı Görüşmeleri, Başbakan ERDOĞAN döneminde değil de “taş devri”nde mi  yaşandı? sorusunu sormadan geçemedim. Devletin bürokratları,görüşme talimatını Obama’dan mı,Putin’den mi,Ahmedi Nejat’tan mı aldılar ? Bilmek hakkımız değil mi ?
    Hamasi nutuk değil,icraat istiyoruz. Atalarımız,ne güzel söylemiş: İş,kişinin aynasıdır;lâfa bakılmaz. Bölücü terör örgütünün kökünü kazıyacak “siyasi irade”ye ihtiyacımız var. Mücadele yerine müzakereyi tercih eder;analar ağlamasın,akan kan dursun yalanından medet umarsanız bölücüler,mevzi üstüne mevzi kazanırlar. İşte Somut Örneklerden Bazıları:   
     Mardin Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Ahmet Türk hakkında, 'terör örgütü propagandası' ve 'terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' iddiasıyla açılan dava, 3. ve 4.'üncü yargı paketleri kapsamında düştü. PKK'nın kuruluş yıldönümü münasebetiyle örgütün kurulduğu Lice ilçesine bağlı Fis köyünde fidan diken BDP'li 10 belediye başkanı hakkındaki dava da aynı gerekçeyle düştü.
   AKP, CHP, BDP, ÖCALAN'DA BİRLEŞTİ, MHP KARŞI ÇIKTI.
Anayasa uzlaşma komisyonunda-MHP hariç- 3 parti,hükümlülere seçme hakkının tanınmasını istedi.
Yeni anayasaya eklenmesi beklenen "hükümlülere seçme hakkı" maddesi çok tepki çekti. İddialara göre Öcalan'a da oy kullanma hakkı geliyor. MHP hariç bütün partiler bu öneriye destek verdi(Ortadoğu Gazetesi, 05 Temmuz 2013).
   Gün geçmiyor ki “yeni bir ihanet haberi”ile sarsılmayalım. “Millî iradenin tecelliğâhı”olması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden; teröristbaşı,terör örgütü mensupları ve yandaşlarını memnun edecek düzenlemelerin çıkması, “millî iradeyi yok saymak”tır.Milleti yok sayanlar- er ya da geç-“siyasî mevta”olmaktan kurtulamayacaklardır.
    Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz  Büyük Türk Milleti;  hiç bir ihanet projesinin gerçekleşmesine fırsat vermeyecek, sorumlulardan  da mutlaka hesap soracaktır.
    Son sözü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Merhum Rauf DENKTAŞ söylesin istedim:
Hayatta, hiç bir zaman yalpalamayacaksın. Düşüncelerinde bir ileri, bir geri adımlar atmayacaksın; her dönemin adamı değil, HER DÖNEM ADAM olacaksın.

07.07.2013
       
Ali BENLİ

Türk Eğitim-Sen Kayseri 1 No’lu  Şube Başkanı
Güncelleme Tarihi: 10 Temmuz 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER