MEB MÜDÜR EVRAKLARINDA SAHTEKARLIK YAPMIŞ ...

Eğitim Sen’li Okul Müdürünün Değerlendirme Formunda Nasıl Tahrifat Yapıldığını Belgeler Açıkça Gösteriyor!

MEB MÜDÜR EVRAKLARINDA SAHTEKARLIK YAPMIŞ ...
Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama;

Milli Eğitim Bakanlığı`na Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmelik`e göre 4 yıllık görev sürelerini dolduran 16 bini aşkın okul müdürü 100 puan üzerinden değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Yüzde 60`ının şube müdürleri ve üst düzey eğitim yöneticileri, yüzde 40`ının eğitim bileşenleri tarafından yapıldığı değerlendirmeler sonucunda 75 puan ve üzerinde puan alan ve büyük bölümü Eğitim-Bir -Sen`e üye olan okul müdürlerinin görev süreleri şaibeli bir şekilde uzatılmıştır.

Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde siyasi referans ve sendikal aidiyetler doğrudan belirleyici hale gelmiş ve 75 puan barajının altında kalan 7 bin okul müdürünün yöneticilik görevleri ise tartışmalı değerlendirme puanları ile sona erdirilmiştir. Okul müdürleri değerlendirmeleri yapılırken kelimenin tam anlamıyla büyük bir tasfiye hareketi başlatılmış ve özellikle Eğitim Sen‘li okul müdürlerinin görevlerine son verilmiştir.

Tamamen taraflı bir şekilde ve liyakate dayanmayan değerlendirmeler sonucunda 75 puan altında kalarak yöneticilik görevlerine son verilen okul müdürleri objektiflikten uzak olarak yapılan değerlendirmeler sonucunda aldıkları puanlara itiraz etmek için idare mahkemelerine dava açmışlardır. Yargılama sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı`nın kendisini savunma amacıyla mahkemeye gönderdiği değerlendirme formlarında tahrifat yapıldığı ortaya çıkmıştır.

Yöneticilik değerlendirme sınavında 70,75 puan alan, Eğitim Sen İstanbul 7 No`lu Şube Hukuk Sekreteri Zeynel Özgün, puanına itiraz ederek idare mahkemesine dava açmıştır. Mahkemenin, Bakanlıktan Özgün`ün değerlendirme formunu talep etmesi sonucunda resmi nitelikli olan değerlendirme formunda İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açıkça tahrifat yapıldığı ortaya çıkmıştır. Orijinal değerlendirme formunda, değerlendirme yapan öğretmen "evet" şeklinde olumlu puan verdiği halde, MEB`in mahkemeye gönderdiği formda cevapların "hayır" şeklinde değiştirildiği değerlendirme yapan öğretmenlerin beyanları ile de doğrulanmıştır. Tek başına bu olay bile MEB`in siyasallaşmış kadrolarının okullarda tek bir Eğitim Sen`li müdür olmaması için gözlerini kararttıklarını ve bu uğurda belgede tahrifat yaparak suç işlemekten çekinmediklerini göstermektedir.

Müdür değerlendirme formunda tahrifat yapacak kadar ileri gidilmiş olması, sendikamızın daha önce defalarca vurguladığı gibi, eğitim yöneticileri sürecinde yapılanların değerlendirme değil, açık bir tasfiye ve siyasal kadrolaşma hareketi olduğunu göstermektedir. Bu son olay, baştan itibaren haksız ve adaletsiz bir şekilde gerçekleştirilen eğitim yöneticilerinin değerlendirilmesi sürecinin tamamen çöktüğünün en somut kanıtıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı bu skandalın ortaya çıkmasının ardından aceleyle olayı yalanlamaya çalışmıştır. Ancak ekte yer alan belgeler, Milli Eğitim Bakanlığı`nın suçüstü yakalandığının kanıtı niteliğindedir.

Yaşanan skandal MEB`in müdür değerlendirmelerinde objektif davranmadığını, tamamen siyasal kaygılarla hareket ettiğini açıkça göstermektedir ve bütün müdür değerlendirmelerini şaibeli hale getirmiştir. Yapılması gereken ortaya çıkan somut delilleri de göz önünde bulundurarak yapılan müdürlük değerlendirmelerinin iptal edilmesi, haksız şekilde müdürlük görevine son verilen eğitim yöneticilerinin eski görevlerine iade edilmesidir. Bu konuda bugünlerde Danıştay tarafından verilecek karar belirleyici olacaktır.

Eğitimin bütün kademelerinde yöneticiler belirlenirken, hiç kimse siyasi görüş, kimlik, mezhep, inanç ya da sendika farklılığı nedeniyle fiilen cezalandırılmamalı, değerlendirme ölçütleri tamamen objektif ve bilimsel kriterlere dayanarak belirlenmelidir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi sürecinde siyasi ya da sendikal referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmadığı sürece bu tür skandalların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Eğitim Sen`in eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde hiçbir baskı ve yönlendirmeye izin verilmemesi, her okulun kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle kendisinin seçmesi yönündeki önerisinin ne kadar haklı ve doğru olduğu bugün daha iyi görülmektedir.

Öğretmen beyanı (1) görmek için tıklayınız.

Öğretmen beyanı (2) görmek için tıklayınız.

Öğretmen beyanı (3) görmek için tıklayınız.

Öğretmen beyanı (4) görmek için tıklayınız. 

İl Milli Eğitimin savunma yazısını görmek için tıklayınız.

Mahkemeye sunulan EK-1‘i görmek için tıklayınız.

Güncelleme Tarihi: 15 Kasım 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER