MEMURA ENFLASYON FARKI VERİLMELİDİR

MEMURA ENFLASYON FARKI VERİLMELİDİR
Türk Kamuoyu tarafından açıkça bilinmektedir ki Türkiye'de Kamu ve Eğitim Çalışanları ve özellikle Üniversite Hocaları yani Akademisyenler uzun bir zamandan beri ihmal edile-edile, artık tam ve gerçek anlamında "bitme" noktasına getirilmiş bulunmaktadırlar.
 
          Resmî istatistiklerde kâğıt üstünde düşük gösterilen enflasyon rakamları hiç kimseyi inandırmıyor.  Kamu ve Eğitim Çalışanı'nın aptal olduğunu, hesaptan anlamadığını düşünen Hükümet'in zam hesabı aldatmacadır ve samimiyetsizdir.
 
          Nitekim yılın ilk dört ayında gıda fiyatlarına %9.2 zam yapılarak; kuru fasulye %18.5, mercimek %18.3, patates %37.2, kuru soğan %18.6, pirinç %23.2, limon %39.1, elma %30.3, çarliston biber %17.8, domates %14.7, dolma biber %34 oranında zamlandı. Haberleşme kalemlerine yapılan zam ise Aralık ayı ile kıyaslandığında %30.7 oranında artış gösterdi.
 
          Asıl enflasyon demek olan, büyük kitlenin en fazla tükettiği mal ve hizmetlerdeki fiyat artışları her ay muntazaman otomatiğe bindirilmiş gibi devam ettiği ülkemizde,  aileleri ile birlikte ve emekliler de hesaba katıldığında yaklaşık 15 milyonluk dev bir kitle oluşturan Kamu Çalışanları, tek patronları olan hükümetlerin insaf, naz ve kaprislerine terk edilmiş olan yetim ve öksüz çocuklara dönmüş bulunmaktadır. Bunun acı sonucu olarak, Kamu ve Eğitim Çalışanları, özellikle son dönemlerde, iki yıl önceki alış gücünün dahi çok altına düşürülmüş, iki yıl öncesini dahi arayacak hale getirilmiştir.  Araştırma Görevlisinden Profesörüne kadar bütün Öğretim Elemanları ise on iki yıl öncesini mumla aramaktadır.
 
         Kendisinden çok şeyler ümit edilen mevcut iktidar taşeron sendika ile anlaşarak en önemli sürprizini Kamu ve Eğitim Çalışanlarının maaşlarına aylık enflasyon oranında zam vermeyi durdurarak yapmış ve beraberinde de çalışanları 123 TL'ye mahkûm etmiştir.
 
         2014 yılının ilk altı aylık enflasyonu %5,7 olarak açıklandı.  Enflasyonun yılsonuna kadar da %10'un üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. Ancak taşeron sendika,  memurların enflasyon farkından faydalanma hakkını toplu sözleşme görüşmelerinde koruyamadı. Bütün Kamu Çalışanlarını ne olduğu bilinmeyen bir gizli pazarlık uğruna satıldı. Nitekim bir hemşirenin aylık zararı 60, lise mezunu memurun 46,  hizmetlinin 28,  müdürün 95, avukatın 162, mühendisin 182, doktorun da 190 TL'yi buldu.  Akademisyenlerin kaybı ise hat safhadadır. Nitekim öğretim elemanlarının on iki yılda maaşlarındaki reel kayıp %55'in üzerindedir.
 
          Kapalı kapılar ardında memurları pazarlayan sendikanın , "tarihi toplu sözleşme yaptık"  yalanı, altıncı ayın sonunda bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır.
 
          Memurların yaşadığı kayıp apaçık ortadadır. Bu nedenle Hükümet bir an önce memurların 2014 yılı enflasyon farkını vermek ve akademisyenlerin on iki yıldaki maaş erimesini karşılamak zorundadır. Kamu Çalışanları da kendilerini pazarlayan taşeron sendikaya hattını bildirmekle yükümlüdür.
 
         Hükümet bilmelidir ki, bu devletin memurunu karşısına değil yanına almak zorundadır. Aksi takdirde hükümetin akıbetine kimse mâni olamaz.
 
         Bugüne kadar, kendi memuru, öğretmeni ve öğretim üyesi ile çatışmaya girip de ayakta kalan hiçbir hükümet olmadığını, hatta bu şekilde sakat politikaları ısrarla takip etmeye devam eden birçok siyasî partinin siyasi mevta olduğunu hatırlatıyor ve diyoruz ki:
 
         Seçimlerde verdiğiniz sözlerinizin namusunuz demek olduğunu unutmayınız!
 
         Ülkenin kaynaklarını kuşyemi kadar maaşıyla geçinmeye çalışan Kamu ve Eğitim Çalışanı'nın süpürmediğini aklınıza kazıyınız ve başkasının çaldığının faturasını memura ödetmeye kalkmayınız.
 
         Yani: Hükümet etmek ciddî bir iştir: Ciddî olunuz!
 
         Bütün ikazlarımıza kulak asmadan bildiğini okuyan ve bir de kendisini matah zannederek yalancı kabadayılar gibi seçimlere giren siyasî partilerin tamamının tasfiye edildiğini, hatta birçoğunun bir daha dönmemek üzere tarihin çöp sepetine atıldığını unutmayınız ve biliniz ki bu gidişle sizin sonunuz da aynı olacaktır.
 
 
 
 
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen
  İstanbul İl Başkanı
Güncelleme Tarihi: 14 Temmuz 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER