OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ GEREKLİ Mİ ?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ GEREKLİ Mİ ?
Başlığı okuyup yazıyı hışımla tıklayan arkadaşlarımız olacak, adım gibi eminim. Okul öncesi eğitiminin Türkiye şartlarında ne denli gerekli veya gereksiz olduğunu masaya yatıracağız. Bakalım ortaya neler çıkacak…
 
Bizim yaş grubu ile üzerindekilerin okul öncesi eğitim alma ihtimalleri çok düşük… Bizden küçüklerde ise yaş küçüldükçe oran hayli artıyor. Hatta bazı aristokrat bölgelerinde bu rakam %90’ lara ulaşıyor. Ancak varoş ve merkezi yerleri ortalamaya vurduğumuzda Türkiye’ de okul öncesi eğitimi oranı ayaklar altında…
 
-OECD ülkelerinde 5 yaşındaki çocukların okullaşma oranı %94 iken bizde %67…
-OECD’ de ana sınıfı öğretmenlerinin yıllık ortalama maaşı 48.1540 dolar iken bizde bu rakam 26.850 TL.
-Bir öğretmen OECD’ de ortalama 19 öğrenciye eğitim verirken bizde rakam 26…
-OECD ülkelerinde bütçenin ortalama %3.9’ u eğitime harcanırken bizde bu rakam %2.5’ e geriliyor.
-OECD ülkelerinde okul öncesi eğitimin içinde yer alan her birey için devlet; ortalama 6762 dolar, bizde 2490 dolar harcıyor.
 
Atalar ne demişse doğru söylemiş: Ağaç, yaşken eğilir! Eğitimin küçük yaşta başlaması gerektiğini bilen ecdat, Sıbyan Mektepleri’ ni boşuna kurmamış. Ruslar XX. asrın başında, Avrupa akabinde, ABD ise aynı asrın üçüncü çeyreğinde erken yaşta eğitimin önemini anlayabilmişler!
 
Biz ortaokul öğretmenleri olarak okul öncesi eğitim almış öğrenciyi 2. eğitim yuvasında ağırlıyoruz, ilki ilkokul… Bu öğrenciler bize 5 yıl sonra gelmesine rağmen ders esnasında hiç tanımasam bile ben okul öncesi eğitimi almış öğrenciyi tanıyabiliyorum neden mi? İşte yanıtı:
 
Kazanım ya da kazandırma noktasında zannediyorum ki ana sınıfı öğretmenlerinden daha sabırlı ve mahir öğretmen yok. Kalıcı ve tam öğrenme, bu dönem eğitimin en temel özelliği… Okul öncesi eğitim almış öğrenciler gözlemlediğim kadarıyla;
 
-daha sosyaller, dışlamıyor, dışlanmıyorlar,
-el becerileri yüksek,
-sorumluluk almaktan kaçınmıyorlar,
-kendilerini daha iyi ifade edebiliyorlar,
-içine kapanık değiller,
-bireysel özellikleri hızla gelişiyor,
-sosyal güce sahipler,
-okul kültürüne sahipler,
-paylaşımcılar,
-ileri yaşlarda suça karışma ihtimalleri düşük,
-öğrendiklerinin farkındalar,
-okula, çevreye kolayca uyum sağlayabiliyorlar,
-algısal sorun yaşamıyorlar,
-dört temel becerileri gelişkin,
-daha girişkenler,
-yetenekleri hızla gelişiyor,
-etraflıca ve derinlemesine yorumlayabiliyorlar,
-çok dikkatliler, ayrıntıları kaçırmıyorlar,
-insancıl bir yapıya sahipler,
-öz güvenleri yüksek,
-araştırmacı ve sorgulayıcılar,
-saldırgan davranışlar sergilemiyorlar,
-gözlem güçleri had safhada,
-öğrendiklerini kısa sürede davranışa dönüştürebiliyorlar,
-barışçıl ve demokratik davranıyorlar,
-daha çok soru soruyor,
-etkin iletişim kurabiliyorlar,
-özetleme ve anlatmayı doğru şekilde yapıyorlar,
-eksikliklerinin farkına varıp daha hızlı tamamlıyorlar,
-kavga etmiyorlar,
-sorunlarını konuşarak çözüyorlar,
-öz bakım kavramının farkındalar,
-analitik düşünebiliyorlar,
-kendilerini daha farklı sözcüklerle ifade ediyorlar,
-geri bildirim ve dönüt almak çok kolay,
-empati kurabiliyorlar,
-uzlaşmacı ve sempatik davranıyorlar,
-akran çalışmasına daha uygunlar,
-anlaşmazlıkları çözebiliyorlar,
-çok okuyorlar,
-davranış bozukluğu göstermiyorlar,
-daha zekiler,
-her zaman, her konuda illâki bir fikre sahipler,
-analiz yapabiliyorlar,
-daha hızlı kavrıyor ve anlıyorlar,
-strateji üretebiliyorlar,
-hazırbulunuşlukları daha yüksek,
-çok meraklılar,
-okuma, alışkanlık halinde var,
-daha düzgün konuşuyorlar.
 
Türkiye’ de okul öncesi eğitimi en kısır anlayışla bir okulun giriş katında izole edilmiş iki sınıfa tıkılıyor. Hâlbuki (hangi kademede olursa olsun) eğitimin hayattan kopuk olması düşünülemez. Okul öncesi eğitimi veren kurumlar kesinlikle ayrı binaları olmalı. Yeterli altyapısı olmayan okulların giriş katından devşirilmiş iki sınıfta verilen eğitime nazaran başarılı olunur. Bahçe ve oyun parkı, olmazsa olmazlardan… Eğitim sürecinden geçecek öğrenciler için sadece fizikî altyapı değil materyal desteği de tam anlamıyla sağlanmalı!
 
Eğitimi bir adım öteye götürmek için okul öncesi eğitimi oranı tüm yurt sathına yayılarak en az %90 ‘ a çıkarılmalı. Kamuda 235.000 lojman varken neden 235.000 okul öncesi eğitim kurumu yok? 100.000’ e yakın makam aracı varken neden 100.000’ e yakın ana sınıfı açılmıyor?
 
Günümüzde çocuk, hiç şüphe yok ki ailenin reisi… Çocuklara sınırsız özgürlük sunuluyor, hayır denmiyor hiç. Basit bile olsa birtakım görevler, işler verilmiyor; her isteği anında önüne getiriliyor dolayısıyla çocuğun bir hayali olmuyor. Biraz büyüdüklerinde reel hayatın farklı olduğunu görüp ruhsal ve psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar. Bu ara dönemde çocuğun sosyal hayat üzerine adaptasyon adına ihtiyaç duyduğu ne varsa okul öncesi eğitim çağında çocuğa kazandırılıyor. Dolayısıyla azizim; Türkiye şartlarında okul öncesi eğitimi Cahit Sıtkı’ nın Desem ki başlıklı şiirinde dediği gibi ‘‘Hava kadar lazım/ Ekmek kadar mübarek/ Su gibi azizdir.’’
 
 
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Güncelleme Tarihi: 03 Şubat 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER