OYUNU BOZMAK İÇİN OY'UNU KULLAN

 OYUNU BOZMAK İÇİN OY'UNU KULLAN
Ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarında  karşı devrimi büyük oranda gerçekleştirmiş olan AKP, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ülkenin üniter yapısını ve parlamenter sistemi ortadan kaldırarak son noktayı koymayı hedeflemektedir.      
       Karşı devrimci  AKP ,  emperyalizmin desteğiyle  yürüttüğü politikalar sonucu yasama,yürütme ve yargı erkini tek elde toplamıştır. Bunun doğal sonucu olarak, Başbakan’ın diktatör yapısı ortaya çıkmış ve bu diktatörce anlayış, kişilerin özel yaşamından yargıya, parlamentodan medyaya kadar her alanda   demokrasiye,insan haklarına meydan okur hale gelmiştir.
      Emperyalizmin Irak,Suriye,İran ve Türkiye dörtgeninde ikinci bir ileri karakol yaratma çabaları  ve bunun bir parçası olan çözüm süreci politikaları ülkemizi gericilik ve bölücülük kıskacına sokmuştur.Terör örgütü ve onların siyasi uzantıları fiilen ülkemizin belli bir bölgesinde özerk bir yapı yaratmaya çalışmaktadırlar.
         AKP,  ülkemizin  dış politikasını da tamamen   emperyalizmin stratejileri üzerine dizayn etmiştir. Emperyalist devletler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yer alan enerji kaynaklarını talan etme üzerine kurguladıkları Büyük Ortadoğu  Projesi’nin uygulanmasında Tayyip Erdoğan’ı eşbaşkan olarak görevlendirmişlerdir. Emperyalizmin ılımlı İslam adı altında yürüttüğü bu projeden kafa kesen,deri yüzen radikal İslam çıkmış ve Ortadoğu kan gölüne çevrilmiştir. Davos’ta ‘’One minute’’ şovunu yapan, ABD ve AB desteğiyle Esad’a meydan okuyan  Recep Tayip Erdoğan’ın İsrail’in, Filistin’e saldırarak yüzlerce sivilin katledilmesi karşısındaki tavrı işbirlikçi yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Başbakan’ın eşbaşkan sıfatıyla yürüttüğü bu politikalar,emperyalizme karşı dünyanın ilk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yaparak mazlum uluslara ışık olmuş  ulusumuzun yüzünü kızartmaktadır.
        Özetle Türkiye, bir yandan bölücülüğün diğer yandan da gerici-faşist politikaların dayatıldığı bir ortamda cumhurbaşkanlığı seçimine girmektedir. Bu bağlamda öncelikle gerici ve bölücü kuşatma altında tüm demokrasi güçlerini tehdit eden faşizm tehlikesinin bertaraf edilmesi kaçınılmazdır. Tüm ulusu,demokrasiyi temsil etmesi gereken cumhurbaşkanlığı makamının halkı ötekileştiren, gırtlağına kadar yolsuzluk batağına batmış, en demokratik gösterilerde bile ‘’Vur emrini ben verdim’’ diyebilen diktatör bir anlayışa teslim edilmemesi ülkemizin ‘’makus talihinin’’ yön değiştirmesi açısından çok önemlidir.
          Bu çerçevede aday belirleme sürecinin sağlıklı işletilmemesine rağmen görüşleri farklı  bazı siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin ortak bir adayda buluştukları görülmektedir. Özellikle parlamenter rejimin korunması kaygısıyla oluşan bu beraberliği Eğitim-iş olarak önemsediğimizi belirtmek isteriz. Ulusumuzun birliğine ve bağımsızlığımıza yönelik tehditlerin arttığı ,Anayasamızın değiştirilemez hükümleri arasında yer alan laik, demokratik, çağdaş, hukuk devletimize yönelik saldırıların açıkça yapılır hale geldiği, Atatürk ilkelerinin yasa, yönetmeliklerden çıkarıldığı bu dönemde birlikteliklerin daha sağlam temelde ve ilkeler doğrultusunda ileriye taşınması gerektiğine inanmaktayız.  Bu bağlamda; seçime etkin bir biçimde katılarak, oylarımızı demokrasinin en etkin silahı olarak kullanacak,  Recep Tayyip Erdoğan’ın  ülkemizi açık bir diktatörlüğe sürüklemesine ve bölücülüğün kurumsallaşmasına  izin vermeyeceğiz.
Tüm yurtsever,  cumhuriyetçi, laik, demokrat, devrimci, emekten yana kurum ve kuruluşları  bu doğrultuda tavır almaya çağırıyoruz.
 
                                                                                                                                                                                                                                                   
Merkez Yönetim Kurulu
Güncelleme Tarihi: 22 Temmuz 2014, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
MRT
MRT - 10 yıl Önce

YAW HE HE YİNE BOYUNUZUN OLCUSUNU ALACAKSINIZ

SIRADAKİ HABER