ROTASYONA İNSANİ YAKLAŞIM
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Erol Ermiş yaptığı açıklamada. Rotasyonda insani yaklaşıma vurgu yaptı.
Okul müdürlerine rotasyon uygulanacağı zaman büyük tartışmalar yaşandı. Bir kesim rotasyonu hararetle savunurken diğer bir kesim rotasyonu uygulatmamak üzere direnişe geçti. Gecikmeli de olsa rotasyon uygulandı. Okul müdürlerine uygulanan ilk rotasyon Türkiye genelinde yüzlerce yöneticiyi mağdur etti. Tercihlerinden herhangi birine yerleşemeyenler için kura devreye sokuldu ve insanlar şehrin bir ucundan diğer ucuna savruldu.
Uygulama neticesinde yüzlerce okul müdürü mahkemenin yolunu tuttu. Kimi açtığı davayı kazandı, kimi de kaybetti. İlk rotasyon sırasında uyarıları dikkate almayan bakanlık ikinci rotasyon öncesi bir dizi değişiklik yaparak rotasyon mağduriyetini aza indirgemeye çalıştı, bu sayede şikayet ve mağduriyet sayısında büyük oranda azalma oldu.
Okul müdürlerinden sonra rotasyonun kapsamı genişletilerek müdür başyardımcılarına, müdür yardımcılarına ve müfettişlere de rotasyon uygulandı. Müfettiş / denetmenlere uygulanan zorunlu yer değişikliği sancılı oldu, aileler parçalandı ve yine mahkemelerin yolu tutuldu. Bugünlerde sonuçlar alınmaya başlandı, bazıları eski görev yerine iade edildi. Mahkeme sonuçları herkes için yol gösterici olmalı, yeni trajedilere kapı aralanmamalı.
Geldiğimiz noktada küçük bir azınlık dışında herkes rotasyonun gerekli olduğunu, uygulamanın devam etmesi gerektiğini kabul ediyor. Sadece bu iş yapılırken hakkaniyet ölçüleri içinde kalınması isteniyor. Her değişikliğin artısı olduğu gibi eksisi de olabilir. Hatasız, bütünüyle doğru bir sistem iddiası boş bir iddiadır. Uygulamadan kaldırılan her şey bütünüyle yanlış olmadığı gibi yerine konulan şey de mükemmel ötesi değildir. Teklif, öneri ve değerlendirmelerimize bu gerçeğin ışığında yön verirsek hata yapma olasılığımız azalır ve daha kuşatıcı oluruz.
Bugünlerde, il milli eğitim müdür yardımcılarıyla ilçe ve şube müdürlerine uygulanacak zorunlu yer değişikliği gündemde. Kamuoyuna yansıyan bilgiler doğruysa çoğu yöneticinin canı yanacağa benziyor. Bir ilde altı yıl görev yapanların başka illere atanacağına dair haberler geliyor. Henüz resmiyet kazanmasa da bu söylentiler, iş verimliliğini düşürüyor. İnsanlar gelecekleri için kaygılanıyorlar. İnsanoğlu sadece et ve kemik yığınından ibaret olmadığına göre gelen haberlerden etkilenilmesi gayet doğaldır. Gelecek endişesinin olduğu yerde huzur ve verimlilikten bahsedilemez.
Yıllardan beri aynı yerde göreve yapan yöneticilerimiz doğal olarak orayı benimsemiş, ev-köy sahibi olmuştur. Çoğu eşinin işi, çocuğunun öğrenimi, anne-babasının rahatsızlığı… dolayısıyla il dışına gidecek durumda değildir. Herkes bir şekilde düzenini kurmuş geçim savaşı vermektedir. Yıllarca kendi astlarından daha az maaşa talim ettirilen, bugünse yoksulluk sınırında bir kazanca mahkum edilen bir yönetici grubunu bir de il dışı rotasyonla karşı karşıya getirmek ateşle imtihandan da beterdir.
Göz göre göre bir felakete gönlümüz razı olmadığından testi kırılmadan önce bazı önerilerde bulunmayı uygun görüyoruz. İl dışı rotasyona tabi tutulması düşünülen yöneticilerin hatırı sayılır bir kısmı mesleğin sonuna yaklaşmış ve meslek hayatları boyunca tabir yerindeyse yeteri kadar askerlik yapmışlardır. Bu kişilere yeniden Anadolu’nun çileli yollarını göstermek, her şeyden önce emeğe ve mesleğe saygısızlıktır. Eğer uygulamadan murat, bu kişileri emekli olmaya zorlamaksa emeklilik maaşlarını cazip hale getirir meseleyi çözersiniz.
Yeni bir sistemin uygulanması beraberinde birçok zorluğu getirir. Evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Yeni eğitim sisteminin kısa zamanda oturtulabilmesi, doğru planlamaların yapılabilmesi için bölgeyi bütün yönleriyle çok iyi tanıyan il-ilçe yöneticilerine ihtiyaç vardır. Yeni sistemin başarıyla uygulanmasını istiyorsak, mevcut yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu durumda, ya yeni eğitim sisteminin ya da rotasyonun bir yıl ertelenmesi yerinde olacaktır.
Rotasyona haddinden fazla anlam yüklemek son derece yanlıştır. Rotasyon, eğitimde yaşanan bütün olumsuzlukları çözecek sihirli bir değnek değildir. Rotasyon öncesinde kurumlar berbat değildi, rotasyon sonrasında abat olacak değildir. Yönetim bilimi açısından olumlu yanları daha fazladır, hepsi o kadar.
MEB’de son dönemde alınan bazı kararlara, ilk elden verilen mesajlara, kullanılan usluba, takınılan tavra, ortaya konulan yaklaşıma bakıldığında iç açıcı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söyleyemeyiz. Eğitimciler şiddet sağanağına tutuluyor, maaşları dibe vuruyor ama oralı olunmuyor. Bugünlerde son sınıf öğrencilerinin SBS’ye / LYS’ye daha rahat hazırlanmak üzere almış oldukları raporlar ve özürsüz devamsızlıkları varken diğer konuların irapta yeri olmuyor. Bu durum karşısında eğitim çalışanı kendini sahipsiz ve yalnız hissediyor.
Gözlemlerimize göre neredeyse atılan her adım, konuşulan her söz, memnuniyetsizlerin safını büyütüyor, eğitimde muhalefet cephesi genişliyor. Hedef başarısızlıksa tutulan yol kesinlikle doğrudur. Hedef başarılı olmaksa bazı şeyleri yeniden kurgulamak ve etrafa kulak vermek zorunlu hale gelmiştir.
Bu cümleden olmak üzere il dışı rotasyon düşüncesi tadil edilmelidir. Nasıl okul yöneticilerine uygulanan rotasyon üç aşağı beş yukarı vicdanların kabul edeceği hale getirildiyse yol yakınken yanlıştan dönülmelidir. İsteğe bağlı olmak kaydıyla hem il içi hem de il dışı tercih yapılabilmelidir. Birinci başvurularında atanamayanlar için ikinci müracaat hakkı olmalıdır. Kuraya ikinci tercihler neticesinde başvurulmalıdır. Buna rağmen atandıkları yere gitmek istemeyenler, daha alt yöneticilik görevlerine atanabilmelidir. Böyle bir güvence herkesi rahatlatacaktır. Diğer hususlar ise konunun muhataplarıyla ve eğitim paydaşları olan sendikalarla müzakere edilerek kararlaştırılmalıdır.
Yeni mağduriyetlere davetiye çıkarılmaması ve memnuniyetsizlerin oranının azaltılması dileğiyle…
