SİNOP`TAKİ ZORBALIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK

SİNOP`TAKİ ZORBALIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezinin 24.09.2014 tarihinde sendikal haklarından biri olan iş bırakma eylem kararı tüm illerimizde olaysız uygulanmış ancak yapılan iş bırakma eyleminde Sinop’ta polis müdahalesi ile karşı karşıya kalınmıştı.  Sinop dışında herhangi bir ilde gerginlik yaşanmazken, Sinop Valiliğinin, İl Emniyet Müdürlüğünün, eğitimcilerin demokratik haklarını kullanmasına sabır göstermemeleri, onlara biber gazı sıkmaları, copla müdahale edip orantısız güç kullanmaları sendikal haklarını kullanmasına engel olmuştur. Bu hukuksuzluk  elbette ki kabul edilebilecek bir durum olmayıp konuyla ilgili Sendikamız tarafından Sinop Valisi ,Sinop İl Emniyet Müdürü ve Sinop Emniyet Kuvvetlerinin 24.09.2014 tarihinde valilik ve adliye önünde görevlendirilen kamu görevlileri hakkında Sinop Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

SİNOP NÖBETÇİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
ANKARA NÖBETÇİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
 
 
MÜŞTEKİ                            :Türk Eğitim Sen
                    (Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası)
VEKİLİ                                :Av.Hale SARIER-Av.Dilek ATAK-Av.Hatice AYTEKİN
                                                 Av.Emrah Aytekin-Av.İsmihan Kübra Akkaş                                                                                                                                                     
                                                 Talatpaşa Bulvarı N:160 K:6 Cebeci /ANKARA
 
ŞÜPHELİLER                     :    1) Sinop Valisi
     2) Sinop İl Emniyet Müdürü
     3) Sinop Emniyet Kuvvetlerinin 24.09.2014 tarihinde valilik
     ve adliye önünde görevlendirilen çalışanları (faili meçhul)
 
SUÇ                                       :  -Görevi Kötüye Kullanmak    - Görevi İhmal -  (TCK 257)
                                                  -Yaralama (TCK 256 )
                                                  -Sendikal faaliyetlerin engellenmesi (TCK 118)
               
SUÇ TARİHİ / YERİ          :   24.09.2014 / Sinop İli
 
AÇIKLAMALAR               :Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 24.09.2014 tarihinde sendikal haklarından biri olan iş bırakma eylem kararı almıştır. Bu karar doğrultusunda basın açıklaması yaparak, Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan hukuksuz iş ve işlemleri kamu oyu ile paylaşmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve kamuoyu oluşturarak dikkat çekmek amacıyla tüm illerimizde şubelerimiz aracılığıyla sendikal haklarımızdan biri olan eylem hakkımızı kullanacağımız duyurulmuştur. Diğer illerimizde de olduğu gibi Sinop Valiliği önünde öğretmen ve sendika yöneticisi arkadaşlarımız bir araya gelmişlerdir. Aynı zamanda ve yerde diğer sendika Sinop yöneticileri de bulunmuştur.  
                                   Türk Eğitim-Sen Sinop Şubesi olarak yapılan bu basın açıklamasına katılan öğretmen ve sendika yöneticilerinin ellerinde YASA DIŞI PANKART, SİLAH, SOPA, TAŞ, VB HİÇBİR SUÇ UNSURU yoktur. Trafiği kapatmamak adına kaldırım üzerine ve valilik bahçesinin bir kısmına sığarak basın açıklaması yapmak istenildiği esnada şube temsilcilerimiz ve üyelerimiz kolluk kuvvetince taciz edilmeye, kalkanları vasıtası ile sıkıştırılmaya başlanmıştır. Şube Başkanımız ve temsilcilerimiz amaçlarının, bir basın açıklaması yapmak olduğunu, ardından dağılacaklarını, yolu kapatmadıklarını, eğer alanı genişletmezlerse yığılmadan yolun kapanabileceğini kolluk yetkililerine izah etmişlerdir. Ancak bu izaha rağmen kolluğun kışkırtmaları devam etmiştir. Bu duruma rağmen Şube Başkanımız ve temsilcilerimiz polise bir mukavemette bulunmamışlardır. SİNOP ŞUBE BAŞKANIMIZ BU HUSUSLARI KONUŞURKEN HERHANGİ BİR İHTAR HERHANGİ BİR ANONS OLMADAN KEYFİ BİR ŞEKİLDE MÜDAHALE POLİS TARAFINDAN BAŞLATILMIŞTIR.  ELLERİNDE YASA DIŞI PANKART, SİLAH, SOPA, TAŞ, VB HİÇBİR SUÇ UNSURU BULUNMAYAN, YOLU KAPATMAYAN SADECE DEMOKRATİK HAKLARINI KULLANMAK İSTEYEN ÖĞRETMENLERİN GAZ VE TAZYİKLİ  SU EŞLİĞİNDE COPLANMASI POLİSİN SALDIRGAN TAVRININ BİR GÖSTERGESİDİR. Bir basın açıklaması dahi yaptırılmadan bu saldırının gerçekleşmiş olması kalabalığı kışkırtmaktan başka bir amacının olmadığını gözler önüne sermektedir. Zira müdahaleyi gerektirecek hiçbir fiili hareket ve unsur gerçekleşmemiştir.
                                   Valilik önünde basın açıklaması yapmak için bir araya gelenlerin tamamı, insanların  çocuklarını emanet ettikleri, çocuklarını emanet edecek kadar güvendikleri eğitimcilerden oluşmaktadır. Bu kişilere polisin haksız ve hukuksuz müdahalesi kabul edilebilecek bir durum değildir. Bilindiği üzere “Anayasamızın  Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı madde başlıklı 34.maddesinde; “ Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Yine Anayasamızın Düşünceyi Açıklama Ve Yayma Hürriyeti madde başlıklı 26. Maddesinde “ Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.”
                                   Milli Eğitim Bakanlığı ve illerdeki temsilciliklerinde yapılan hukuksuzlukları ifşa etmek için  Sendikaların yapmış olduğu bir toplantıya sendika temsilcilerinin düşüncelerini iletmek istemelerine karşı,  biber gazı olarak adlandırılan göz yaşartıcı kapsül, cop gibi maddi güç kullanılarak orantısız müdahale edilmesi demokratik bir toplumda beklenilmez. AİHS ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan hiç kimsenin gayriinsani muameleye tabi tutulmayacağı, ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının özüne orantısız bir güçle müdahale edilerek kullanılamaz hale getirilmiştir.
                          5237 sayılı Türk Ceza Kanunun ‘Zor Kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması’ kenar başlıklı 256. Maddesi “Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü ihlal edilerek, gerek olmadığı halde Sinop Şube Başkanımıza, temsilcilerimize ve üyelerimize kasten yaralama kastıyla biber gazı sıkılarak ekte sunmuş olduğumuz haberin fotoğrafından da anlaşılacağı üzere tabiri caiz ise ‘adeta linç edilmişlerdir. Ayrıca biber gazı direkt kişilerin suratı hedef alınarak sıkılmıştır. Bazı üyelerimiz sürüklenerek ve üzerlerine basılarak cop kullanmak suretiyle ikaz yapılmadan dağıtılmaya çalışılmıştır.
                          Sendikalar, demokratik toplumun olmazsa olmaz koşulu olan sivil toplum kuruluşları olup, aynı zamanda muhalefet ve baskı unsurudur. Bu nedenle toplumsal konularda da eylem yapabilmelerinin önüne geçilemez. Sendikalar eylemde bulunma yetkilerini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden ve onunla bağlantılı İLO sözleşmelerinden almaktadırlar. Bu husus Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. ve 11. maddelerinde açıkça yer almaktadır. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu, 87 Nolu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin İLO Sözleşmesi 151 Nolu Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması Ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin İlo Sözleşmesi ve 2003/37 ve 2005/14 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ile bu ilke sabittir.
“87 NOLU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNE VE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASINA İLİŞKİN İLO SÖZLEŞMESİ MADDE 3/2
Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.
MADDE 8/2Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek şekilde uygulanamaz.”
151 NOLU KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN İLO SÖZLEŞMESİ:
MADDE 5/2Kamu görevlileri örgütleri kuruluş, işleyiş veya yönetimlerinde kamu makamlarının her türlü müdahalesine karşı yeterli korumadan yararlanacaklardır.
T.C. Anayasası 90. maddesinin son fıkrası uyarınca,  “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”
Türk Ceza Kanununun “Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” başlıklı 118. maddesi iseBir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Şeklindedir.
 
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Amir Durumda Olan Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları başlıklı “Madde 10- (Değişik: 12.5.1982- 2670/3 md.)Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli ve sorumludurlar.” Denilmektedir. Yine anılan kanun Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları başlıklı “Madde 11- (Değişik: 12.5.1982- 2670/4 md.) Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.” Denilmektedir. Ancak şüpheliler hem uhdesinde çalışanların amiri konumundadırlar, hem de bakanlıkların uhdesinde görev yapan alt birimlerdir. Bu nedenle iki kanun hükmüne göre de hukuka aykırı davranmışlardır.
T.C.K. “MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”denilmektedir. Anılan madde uyarınca şüphelilerin şikayet konusu fiilleri ile suç işledikleri açık ve net bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
 
Türk Eğitim Sen olarak, Kanuna ve hukuka aykırı şekilde orantısız güç kullanan ve orantısız güç kullanımı emrini veren, biber gazı sıkarak ve tartaklayarak darp eden ve yaralama kastıyla hareket eden ilgililer hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etme mecburiyeti hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER      :TC Anayasası, TCK, İLO Sözleşmeleri ve sair hukuki mevzuat 
HUKUKİ DELİLLER        :Ekte sunulmuş haber görüntü çıktısı            http://www.turkegitimsen.org.tr/haber_goster.php?haber_id=16073linkteki haber,  tanık ve sair deliller. 
SONUÇ VE İSTEM            :Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerden dolayı ilgililerin tespit edilerek, sendikal faaliyetlerin engellenmesi ile görevi kötüye kullanma ve  yaralama suçunu işleyen şüpheliler hakkında,  açıkladığımız nedenlerden ötürü Kamu Davası açılmasını müvekkil sendika adına bilvekale saygıyla arz ve talep ederiz. 01.10.2014
 
                                                                                                                                             ŞİKAYETÇİ VEKİLİ
   Av.Hale SARIER
 
 
 
EKLER          :
1.      Onanmış Vekaletname Örneği
2.      Yetki Belgesi
3.      İlgili Haber Fotoğrafı           
Güncelleme Tarihi: 01 Ekim 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER