Ayvalık'ta görev yapan, sendikamız üyesi, Türkçe öğretmeni olan Elif Kısa'nın,okula başörtüsü ile gelmesi bazı çevreleri rahatsız etmiş görünmektedir. Yıllardır tartışılan başörtüsükonusunun, bu olay sebebiyle gündeme getirilmesi, Elif Kısa’ya yönelik yalan yanlış açıklamalar yapılması, olayın insan hakkı temelinde değil, siyasi bir alana çekilmesi kabul edilemez.
Türk Eğitim Sen, okullarımızda yaşanan başörtüsü zulmünün, ortadan kaldırılmasından yanadır, bu sebeple geçen dönem Merkez Yönetim Kurulumuz tarafından alınan bir kararla, isteyen üyemizin başörtüsü ile okullara gitmesi konusunda eylem kararı alınmıştır. Üyemiz Eli Kısa gibi, pek çok üyemiz alınan bu karar gereği ,geçen yıldan buyana okullarına başörtüsü ile gitmektedir. Bu durumda olan öğretmenlerimizin uğrayacağı, bir soruşturma vb. durumda TürkEğitim Sen olarak her türlü hukuki desteği vereceğimizi de açıklamıştık.
Biz, üyelerimizin kendi hür iradeleri ile vereceği, insan hakkı temelli, her davranışının yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu sebeple, üyelerimiz arasında başörtülü de, başı açık olan da vardır. Bizim için, toplumsal ahlaki sınırlarımız içinde, kendi iradeleri ile istedikleri şekilde giyinmeleri en temel insan hakkıdır.
Başörtüsünü yıllardır tartışıyoruz, bu tartışma yıllar içerisinde ülkemizde kamplaşmalara sebep olurken, milletimizin boş tartışmalarla, zaman ve enerji kaybına sebep olmuştur. Bir kısım siyasal partiler başörtüsü üzerinden propaganda ile, hiç te hak etmedikleri konuma gelirken, karşı duranlar da başka mevziler kazanma yolunu seçmiş, başörtüsü gerek savunanlar, gerekse karşı duranlar bakımından, siyasal bir nemalanma alanı olarak görülmüştür. Anlaşılan odur ki, taraflar, problemi çözmek bir yana, problemin devamından yanadır. Başörtüsünün siyasal istismar alanı olarak kullanılması daha karlı gelmektedir.
Bütün bu tartışmalar arasında, işinden, okulundan atılarak, zulme ve büyük bir haksızlığa uğramış insanlar hiç düşünülmemektedir. Bir yandan kadın haklarından bahsederken, diğer yandan, sadece başörtüsü yasağı sebebiyle, çalışma hayatı dışına atılan, evine hapsedilen kadını kimse görmemektedir.
Şerife bacıları, Kara Fatmaları, Nene Hatunları, Halime Çavuşları, Halide Edipleri yetiştiren bu millet, elbette kadınlarına sahip çıkmayı da bilecektir. Hem de başörtülü, baş örtüsüz ayrımına girmeden, sadece Türk kadını olduğu gerçeğinden yola çıkarak, kadınlarımızın, bir elmanın diğer yarısı olduğunun şuurunda olarak.
Bir takım sendikalar, ne adına hareket ettiği bilinmez, güya Atatürkçülük adına, başörtülü kadınlarımızı hakir görmekte, suçlamaktan çekinmemektedir. Türk Eğitim Sen’in tüm mensupları, ister başörtülü ister başı açık tüm bayan üyeleri ya da erkek üyeleri bilaistisna Atatürkçüdür. Biz Atatürkçülüğü halkla birlikte olmak, milletin değerlerine saldırmak değil, milletle beraber yürümek olduğunu biliyoruz.
Bu sendikalar, bu milletin değerlerine saldırmanın bu millete maliyetinin neler olduğunu göremeyecek kadar kör ve sağırdırlar. Güya, modernizm adına hareket edenler, modern olmanın kabukta değil, içte olduğunu göremeyecek kadar, çağdışı kalmış kafalardır. Başörtüsünün, hem siyasal hem de sendikal alanda kullanılmaya çalışılmasından çıkacak sonucu göremeyen, cüce beyinlere, siyasal anlayışı ne olursa olsun hiç kimse prim vermemelidir.
Türk Eğitim Sen, kadınlarımızın yaşadığı başörtüsü zulmünün artık , son bulmasından yanadır. Buradan, Siyasi iktidara sesleniyorum, başörtüsü konusunu sözde demokratikleşme paketine koyarak, tartışmalı konular arasında tekrar boğmayınız, gelin Devlet Memurları Kılıl Kıyafet Yönetmeliğini bir an önce değiştirerek, bu zulme ve gereksiz tartışmaya bir son veriniz, tabi birazcık samimiyetiniz varsa.
Bütün bu sebeplerle, Ayvalık’ta Başörtüsü ile okuluna giden, Türkçe öğretmeni, sendika üyemiz Elif Kısa’nın sonuna kadar yanındayız. İnsanlıktan, insan haklarından yana olan herkesi de, siyasi görüşü, sendikası ne olursa olsun Elif Kısa’nın yanında olmaya davet ediyorum.