TODAİE Bünyesinde Görev Yapan Akademisyenlerin Haklarının Yok Sayılamaz

Bilindiği üzere, Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasındaki “teknik yardım anlaşması” çerçevesinde 1952 senesinde kurulan; kamu idaresi ve çalışma ekonomisi alanlarında yüksek lisans, doktora programları yürüten ve çok sayıda bürokrat yetiştiren TODAİE, 703 sayılı KHK ile kapatıldı. 

TODAİE Bünyesinde Görev Yapan Akademisyenlerin Haklarının Yok Sayılamaz

En köklü üniversitelerin dahi kendi tarihsellikleri içerisinde oluşturduğu birikimin yok sayıldığı bu kurumların tarihine ve akademik geleneklerine saldırı bayrağı açıldığı bir dönemde TODAİE gibi köklü bir kurum da bu uygulamalardan payına düşeni aldı. 

Kapatma sonrası için yetkilendirilen YÖK ise “TODAİE’ye ait her türlü araç, gereç, taşınır, taşınmaz, yayın, yayın hakları, kurumsal belge ve arşiviyle birlikte Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne devredilmiştir” kararını aldı. 

TODAİE bünyesinde görev yapan akademisyenlerin durumlarının ne olacağı ise dünkü (07.08.2018) YÖK duyurusuyla belirlendi.

YÖK tarafından yapılan açıklamaya yakından bakıldığında, kabul edilemez olan iki hak gaspı hemen göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki, araştırma görevlilerinin üniversitede 50/d ile istihdamı ya da seçeceği bir meslek yüksekokulunda öğretim görevliliği kadrosunu tercih etmeye zorlanmasıdır. 

Haliyle söz konusu araştırma görevlilerinin TODAİE’de görevini yürütürken sahip oldukları özlük hakları 50/d istihdamı ile açıkça gasp edilmektedir. 

Hâlbuki bu araştırma görevlilerinin özlük haklarına en yakın istihdam biçimi olan 33/a kadrosu ile atamalarının yapılması gerekmektedir. 

İkinci hak gaspı ise tercihlerine yerleştirilemeyen öğretim üyesi ya da araştırma görevlilerinin istekleri dışında herhangi bir ildeki üniversiteye ya da meslek yüksekokuluna yerleştirilmek istenmesidir. 

Bu uygulama da açıkça bir bilim insanının hukuksuz biçimde emeğinin, haklarının, geleceğinin, temel hak ve özgürlüklerinin yok sayılması anlamına gelmektedir.  

Eğitim Sen olarak, TODAİE gibi önemli bir kurumun kapatılmasının başlı başına bir sorun olduğunu belirtmek isteriz. Çünkü AK Parti, köklü kurumları yeni kurduğu üniversitelere tahvil ederek hem bu kurumları hem de kurumların akademik birikimini tasfiye etmek istemektedir. 

Üstelik bunu yaparken de bu kurumlarda senelerce emek vermiş bilim insanlarının sosyal ve özlük haklarının gasp edilmesinde tereddüt dahi etmemektedir. Sendikamız açısından kabul edilemez olan bu süreci yakından takip edeceğimizin ve gerekli adımları atacağımızı bilinmesini isteriz. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER