Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 24 Kasım Öğretmenler Günü Anketinin Sonuçlarını Açıkladı

Eğitimin gücü; kalitesindedir, verimliliğindedir. Bunu da sadece öğretmenler ise başarabilirsiniz. Zira öğretmenler eğitim sürecinin en önemli öğesidir. Nesiller yetiştiren, onları geleceğe hazırlayan, bilgisini, birikimini, tecrübesini öğrencilerine aktaran öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 24 Kasım Öğretmenler Günü Anketinin Sonuçlarını Açıkladı

Unutulmamalıdır ki; en iyi okulları da yapsanız, o okulları en son teknolojiyle de donatsanız şayet öğretmeniniz yoksa, öğretmeninize kıymet verilmiyorsa, öğretmeniniz huzurlu ve mutlu değilse, eğitimde hiçbir ilerleme sağlayamazsınız.

Sokrates, “Dünyada her şeye bir değer biçilebilir, fakat öğretmenin yaptıklarına asla. Çünkü o her şeydir. Belki de hiçbir şey!” diyerek öğretmenin önem ve değerini çok net olarak ifade etmiştir.

Büyük Önderimiz, Başöğretmenimiz Atatürk “Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakârlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır…” diyerek öğretmenlik mesleğinde fedakârlığa vurgu yapmıştır.

İçinde yaşadığımız 21. yüzyıl bağlamında eğitim süreçlerinde yaşanan sorunlarla birlikte, öğretmenin rol ve sorumluluklarına ilişkin beklentiler de artmıştır.

Bu süreçte eğitim ordumuzun neferleri öğretmenlerimiz birçok sorunla karşı karşıyadır. 24 Kasım Öğretmenler Günü ile ilgili yaptığımız çalışmada öğretmenlerimizin sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonuçlarının öğretmenlerimizle ilgili politikaların belirlenmesine ışık tutmasını temenni ederim.

Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına 09-16 Kasım tarihleri arasında 15 bin 811 öğretmen katılmıştır.

Demografik Değişkenler:

Ankete katılanların % 66,3’ü erkek, % 33,7’si kadındır. Yüzde 89’u kadrolu, % 9’u sözleşmeli, % 2’si ücretli öğretmendir. % 35.9’unun kıdemi 1-10 yıl, % 33’ünün kıdemi 11-20 yıl, % 31,1’inin kıdemi 21 yıl ve üstüdür.

% 82,5’i öğretmen, % 9,6’sı müdür yardımcısı, yüzde 6,1’i müdür, yüzde 1,8’i de diğer cevabı vermiştir. % 3,6’sı okul öncesi, % 31,1’i ilkokul, %31,7’si ortaokul, %33,6’sı lisede görev yapmaktadır.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin;

Ekonomik sorunlar

% 71,7'si aldıkları maaşın yaptıkları işi karşılamadığını, % 22,7’si kısmen karşıladığını söylüyor.

% 52'si daha iyi iş bulursa mesleği bırakacağını ifade etmektedir.

Öğretmenler bütçelerinden en çok gıdaya pay ayırmaktadır. Katılımcıların % 69,5’i ilk üç harcaması içinde en çok gıdanın olduğunu, % 52,2’si ilk üç harcaması içinde en çok kredi ödemesinin olduğunu, % 44,6’sı ilk üç harcaması içinde en çok konut-kira olduğunu ifade etmiştir.

Öğretmenlerin % 42'si salgın döneminde kredi çekmişlerdir. Kredi çekenlerin %21,9'u 10.000-30.000 arası; %19,1'i 100.000 den fazla; %16,6'sı 30.000-50.000 arası; %15,8'i 5.000-10.000 arası; %12,7'si 50.000-70.000 arası;%10,9'u 70.000-100.000 arası ve % 3'ü 5000 TL den az kredi çekmiştir.

Öğretmenlerin % 51,1'i ay sonunda ceplerinde hiç para kalmadığını söylerken; % 20,5’i 100-300 TL, % 10’u 300-500 TL, % 8,7’si 900 TL ve üzeri, % 5,6’sı 500-700 TL, % 4,1’i de 700-900 TL arasında kaldığını ifade etmektedir.

Öğretmenlerin % 14’ü ek iş yapmaktadır.

Öğretmenlerin % 82,8’i salgında mutfak harcamalarının arttığını ifade etmişlerdir.

Öğretmenlerin % 32,7'si bütçelerinin % 31-40 arasını; % 29,2'si bütçelerinin % 21-30 arasını; %16,5'i bütçelerinin % 41-50 arasını; % 9,6'sı bütçelerinin %51-60 arasını; % 7'si bütçelerinin % 10-20 arasını; % 5’'i bütçelerinin % 61 ve üzerini MUTFAĞA harcadıklarını ifade etmişlerdir.

Öğretmenlerin % 2’si maaşlarına haciz konulduğunu söylemiştir.

Öğretmenlerin % 39'u uzaktan eğitim için tablet ya da bilgisayar almışlardır.

Salgın dönemi sağlık hizmetlerinde görev almaya yönelik sorunlar

Öğretmenlerin % 15,6’sı Vefa Destek Grupları/Filyasyon Ekipleri/Mahalle Denetleme Ekiplerinde gönüllü çalışmışlardır.

Ekiplerde gönüllü çalışan katılımcıların % 62,6'sı koruyucu malzeme ve ekipman verilmediğini belirtmişlerdir.

Gönüllü ekiplerde görev alanların % 30'u ekiptekilerden birilerinin Covid-19'a yakalandığını belirtmişlerdir.

Gönüllü ekiplerde görev alan katılımcıların % 41,2'si kendilerini en çok yıpratan hususun toplumun öğretmenlerin özverili çalışmasını görmezden gelmeleri olduğunu ifade etmiştir.

Bunu % 25,9 ile insanların salgına karşı umursamaz tavırları; %19,7 ile zorunlu gönüllülük; %10,7 ile sağlığını kaybetme korkusu ve % 0,7 ile yıpranma takip etmektedir. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı % 1,8’dir.

Gönüllü katılımcıların sadece % 27'si ödül almıştır.

Salgın dönemi yüz yüze eğitim süreçleri ile ilgili sorunlar

Katılımcıların % 45,9'u okullarda maske kullanımının yeterli; % 13,4’ü çok yeterli; %26,5’i kısmen yeterli; % 8,9'u yetersiz ve % 5,3'ü çok yetersiz olduğunu belirtmiştir.

Katılımcıların % 34,3'ü okulda hijyen kurallarının kısmen yeterli; %18,2'si çok yetersiz; % 22,9'u yetersiz; % 19,8'i yeterli ve % 4,7'si çok yeterli olduğunu ifade etmiştir.

Katılımcıların % 36,5'i okulda mesafe kuralına uymanın yeterli; % 10,6'sı çok yeterli; % 31,7'si kısmen yeterli; % 13,2'si yetersiz ve % 8,1'i çok yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

Katılımcıların % 55,6’sı okulların açılmasından tedirgin olmuşlardır.

Salgında yüz yüze eğitim veren katılımcıların % 54,2’si okullarında Covid-19 vakası görüldüğünü ifade etmişlerdir.

Vaka görüldüğünü ifade eden katılımcıların % 65,7'si vaka tespit edildikten sonra eğitim öğretime devam edildiğini; % 30'u vaka görülen sınıfın tatil edildiğini ve öğrencilerin karantinaya alındığını; % 3,2'si öğrencinin evde karantinaya alındığını; % 0,9'u öğretmenlerin karantinaya alındığını ve % 0,2'si ise bu konuda bilgilerinin olmadığını ifade etmişlerdir.

Katılımcıların % 55'i okula kendi aracını kullanarak gitmektedir.

Salgın dönemi emeklilik ile ilgili sorunlar

Emekliliği gelen katılımcıların % 61,7’si emekli olmayı istememektedir. Emekli olmak istemeyenlerin çoğunluğu ise emekli maaşı ile geçinemeyeceğini düşündüğü için emekli olmak istememektedir.

Emekli olmak istemeyen katılımcıların % 62,3'ü seçilen ilk iki nedeninde ilk sıraya emekli maaşı ile geçinmenin mümkün olmadığını; % 48,7'si ilk sıraya 3600 ek göstergeyi, % 42,1'i çocukların eğitimini ve % 11,7'si ise hazır olmamayı koymuşlardır.

Emekli olmak isteyenlerin çoğunluğu mesleğin kendilerini yıprattığı için emekli olmayı istemektedirler. Emekliliği gelen katılımcıların % 44,2'si seçilen ilk iki nedeninde ilk sıraya mesleğin kendilerini yıprattığını; % 33,8'i ilk sıraya mali ve özlük hakların mesleki doyumu sağlamadığını; % 21,1'i ilk sıraya Covid-19'u koymuşlardır. % 7,5'i çalışma ortamındaki huzursuzluğu, % 2,6'sı ise amir-meslektaş sorununu belirtmiştir.

Mesleki imajla ilgili sorunlar

Öğretmenlerin % 62'si salgın döneminde kendilerini değersiz hissetmişlerdir.

Katılımcıların % 69,8'i öğretmenliğin toplum tarafından saygın bir meslek olarak görülmediğini; % 27,2'si kısmen; % 2,9'u ise saygın olarak görüldüğünü düşünmektedirler.

Katılımcıların % 59,3’ü MEB uygulamalarına göre öğretmenlik mesleğinin profesyonel bir meslek olarak algılanmadığını düşünmektedirler.

Katılımcıların % 90,3'ü salgın döneminde öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen ilk üç neden içinde en çok "Öğretmenler çalışmadan ücret alıyor" algısını; % 46,5'i ilk üç neden içinde en çok liyakatsizliği; % 11,5''i sendikal ayrımcılığı ve % 3,8 ise diğer seçeneğini belirtmişlerdir.

Katılımcıların % 70,3'ü öğretmenlik mesleğinin toplum tarafından saygın görülmemesinde ilk iki neden içinde en çok "Siyasilerin tutum ve davranışlarını", % 47,4'ü ilk iki neden içinde en çok "Toplumun tutum ve davranışlarını", % 44,3'ü  "Merkezi eğitim yöneticililerinin tutum ve davranışlarını", % 20,9'u ise "Yerel yöneticilerin tutum ve davranışları" olduğunu belirtmiştir.

Katılımcıların % 63,6'sı öğretmenlerin mesleki imajlarına katkıda bulunmak için MEB'in yapması gereken ilk iki husus içinde en çok Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması gerektiğini, % 49,5'i görevde yükselmenin hakkaniyet ve liyakate göre olması gerektiğini, % 47,2'si karar alma süreçlerinde öğretmen görüşlerinin alınması gerektiğini, % 32,1'i disiplin ve sınıf yönetmeliğinin değiştirilmesi gerektiğini, % 30'u öğretmenlere asli vazifeleri dışında görev verilmemesi gerektiğini, % 25,1'i öğretmenlik kariyer basamaklarının uygulanması gerektiğini ve % 19,4'ü okul şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Mesleki doyum ve tükenmişlikle ilgili sorunlar

Katılımcıların % 41,7'si kendilerini okullarında kısmen değerli hissettiklerini; %26,2'si değersiz hissettiklerini; %32,1'i ise değerli hissettiklerini ifade etmişlerdir.

Katılımcıların % 54'ü mesleklerinden kısmen memnundurlar.

Katılımcıların % 43,2’si mesleklerini yaparken kısmen tükenmiş olduklarını, %31,2'si tükenmiş olduklarını ve % 25,6’sı tükenmişlik yaşamadıklarını ifade etmektedirler.

Katılımcıların % 82'si öğretmenlerin de yıpranma payı ile emekli olmasını desteklemektedir.

Katılımcıların % 82'si proje okullarına yönetici ve öğretmen atamalarının herhangi bir kritere bağlı olmamasını doğru bulmuyor.

Katılımcıların % 87,8'i maaş karşılığı girilen derslerdeki ek ücretin branşlara göre farklılık göstermesini doğru bulmamaktadır.

Katılımcıların %69,1'inin Bakan Ziya Selçuk'tan ilk üç beklentisi içinde en çok olanı 3600 ek göstergedir. Katılımcıların % 59,2'sinin ilk üç beklentisi içinde en çok olanı öğretmenlerin mali haklarının çözülmesidir.

Katılımcıların % 50,1'inin mesleğin itibar kaybının önlenmesidir. Katılımcıların % 34,8'inin Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılmasıdır. Katılımcıların %26,4'ünün yönetici atamalarında liyakate önem verilmesidir. Diğerleri ise öğretmen yetiştirme sorunu, tayin özlük hakları sorunu, kadrolu-sözleşmeli ayrımı ve nicel eksikliklerdir.

En büyük temennimiz anket çalışmasında da açık şekilde ortaya konulan sorunların çözülmesi, beklentilerin karşılanmasıdır. Biz şuna inanıyoruz: Eğitimin taşıyıcı kolonu öğretmendir.

Diğer tüm değişkenler öğretmenden sonra gelir. Öğretmeni huzurlu kılmadan, öğretmenlerimizin beklentilerini karşılamadan, öğretmen eksikliğini gidermeden eğitimde başarı elde etmek mümkün değildir.

Ayrıca belirtmek isteriz ki; Millet Mekteplerinin açıldığı ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e Başöğretmenlik unvanının verildiği 24 Kasım tarihi bizim için çok anlamlıdır, değerlidir.

Devletimizin kurucusu, Başöğretmenimiz Atatürk’ü bu özel günde özlem, minnet ve rahmetle anıyoruz. Öte yandan kalleş PKK tarafından katledilen Neşe Alten, Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz ve daha nice şehit öğretmenimizi de minnetle yâd ediyoruz.

Toprak bütünlüğümüze, birlik ve dirliğimize kast eden, bir ülkenin kalkınmasının itici gücü olan eğitimi zayıflatmaya çabalayan bölücüler bilsin ki; bu ülkede “Neşe Altenler”, “Aybüke Yalçınlar”, “Necmettin” Yılmaz’lar tükenmez.

Varlığını, bilgisini, birikimini ülkemizin geleceğine adayan öğretmenlerimiz, Öğretmenler Günü’nün gururunu yaşıyorlar. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bu vesileyle kutlarız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2020, 14:43
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER