Onlara ne kadar minnettar olsak azdır diyen Geylan, “Cumhuriyet’in öğretmenleri fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam edecek; yılmadan, bıkmadan, ümitsizliğe kapılmadan… Şehit öğretmenlerimizi minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun” diye konuştu.
1 milyonu aşkın eğitim çalışanının sağlığı riske atılmamalıdır.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, öğretmenlerin dönem sonu mesleki çalışmalarının 22-30 Haziran tarihleri arasında okullarda yapılacağını hatırlatarak, Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü'nün 2020 Haziran Dönemi Mesleki Çalışma Programı’nda yer alan bütün çalışmaların dijital ortamda rahatlıkla yürütülebilecek faaliyetleri ihtiva ettiğini söyledi.
Geylan şunları kaydetti: “2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılını pandemi süreci nedeniyle sonlandırdık. Dolayısıyla aynı gerekçeyle 1 milyonu aşkın eğitim çalışanı 22-30 Haziran tarihlerinde okullarda olmamalıdır.
Öğrencilerin eğitimi ‘uzaktan eğitim’ ile nasıl aksamadan devam ediyorsa, bu döneme özgü olarak öğretmenlerimiz için de mesleki çalışmalar da dijital ortamda yapılabilir.
Düşünün ki, seminer nedeniyle 1 milyonu aşkın eğitim çalışanı okullarımızda olacak, toplu taşıma aracını kullanacak, öğretmenler odasında toplu şekilde bulunacaklar.
Bu durum riski de beraberinde getirmektedir. Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğünün yayınladığı 2020 Haziran Dönemi Mesleki Çalışma Programını inceledim. Söz konusu programda belirtilen konuların hemen hemen tamamı dijital ortamda yürütülebilir.
Geç kalınmış değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’na tavsiyem seminerlerin dijital düzlemde yapılmasıdır. Öğretmenler çalışmıyor gibi safsataların etkisinde kalınarak bu kararın alındığını düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı bu safsataların etkisinde kalmamalıdır. 1 milyonu aşkın eğitim çalışanının sağlığı riske atılmamalıdır.”
Şayet bir düzenleme yapılmazsa 2017 yılında atanan sözleşmeli öğretmenler mazeret tayin talebinde bulunamayacak.
Mevcut durumda 2017 yılında atanan sözleşmeli öğretmenlerin mazeret tayin talebinde bulunamayacağını söyleyen Geylan, MEB’in bu konuda düzenleme yapmasını istedi.
Geylan şöyle konuştu: “2017 yılının Temmuz ayında atanan öğretmenlerin büyük kısmı güvenlik soruşturmaları nedeniyle ağustos ayından sonra göreve başladığı için 3 yılını doldurmadı.
Bu nedenle de mazeret tayini başvurusunda bulunamayacaklar. Oysa bu öğretmenlerimizin temmuzda atanmalarına rağmen ağustos ayından sonra göreve başlamaları kendi iradeleri dahilinde değildir.
Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığına ‘Gelin bu arkadaşlarımızın başvurularını alın’ şeklinde çağrıda bulunduk. Şu ana kadar MEB’den olumlu bir cevap alamadık.
Konunun takipçisiyiz. Mağdur olan öğretmenlerimize mazeret tayin hakkı verilmesini talep ediyoruz. Ancak bu şekilde öğretmenlerimiz aileleri ile birleşebilir, eşlerine, çocuklarına kavuşabilir.”
Hem LGS’de hem de YKS’de görev alacak kamu çalışanlarının ve çocuklarımızın sağlığını koruyacak tedbirlere en üst düzeyde riayet gösterilmelidir.
20 Haziran tarihinde LGS, 27-28 tarihinde de YKS’nin yapılacağına vurgu yapan Geylan, bu sınavlara katılacak öğrencilerimize başarılar diledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın LGS ve YKS’ye dair gerekli tedbirleri aldığını ifade ettiğini bildiren Geylan, “Umuyoruz ki çocuklarımızın sağlığını riske atacak bir durum yaşanmadan sınavlar yapılır” dedi.
Sınavların pandemi nedeniyle önce ileri bir tarihe alınıp sonra yeniden öne çekildiğini hatırlatan Geylan, “Bir sınavın ötelenmesi öğrenciler için bir travma değildir ama sınavın öne çekilmesi travma yaratabilir” dedi.
Tarih tartışmasının geride kaldığını söyleyen Geylan, “Bu süreçte yapılacak en doğru iş, çocuklarımızın sınav motivasyonunu sağlamak olmalıdır” diye konuştu. “Her şeyin başı sağlık.
Hayatta sağlık dışında her şeyin telafisi vardır” diyen Geylan, hem LGS hem de YKS’de görev alacak kamu çalışanlarının ve çocuklarımızın sağlığını koruyacak tedbirlere en üst düzeyde riayet gösterilmesini de istedi.
Hükümete çağrıda bulunuyorum: 40 bin atamaya, ağustos ayında 40 bin daha ilave yapalım.
18 Mart’ta atanan öğretmenlerimizin 22 Haziran tarihinde göreve başlayacağını söyleyen Geylan, “Bu süreçte sendika olarak öğretmenlerimizin haklı feryatlarına kulak vermiş ve MEB yetkililerine defalarca çağrıda bulunmuştuk.
Örgütlü bir mücadele neticesinde nihayetinde gecikmeli de olsa bu arkadaşlarımız iş başı yapacaklar. 18 Mart’ta atanan öğretmenlerimiz dışında 20 bin atama daha yapılacak. Süreç devam ediyor.
Böylece Eylül ayında toplam 40 bin yeni atanan öğretmenimiz okullardaki yerini alacak. Ancak elbette bu rakam yeterli değildir. Bakınız sendikamızın tespitlerine göre, 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılında Türkiye genelinde ücretli öğretmen sayısı 81 ilde 81 bindir.
Sadece İstanbul’da ücretli öğretmen sayısı 20 binin üzerindedir. Bu demektir ki, 81 ilde acil olarak öğretmen açığımız var ve ilçe milli eğitim müdürleri çocuklarımızın dersleri boş geçmesin diye pansuman tedbir olarak ücretli öğretmen görevlendiriyor.
Ücretli öğretmen görevlendirmesinin yanı sıra ülkemizde norm açığı 150 bin civarındadır. Gerek ücretli öğretmen sayısı gerekse norm kadro açığı dikkate alındığında 40 bin atama sadece emekli öğretmenlerimizden boşalan kadroyu dolduracaktır.
Ülkemiz zor bir süreçten geçse de eğitimde tasarruf yapılmamalıdır. Hele ki öğretmen atamasında tasarruf hiçbir şekilde söz konusu olmamalıdır. Çünkü eğitime ne kadar yatırım yaparsanız yapın, sınıfa öğretmen sokamıyorsanız bütün yatırımlar heba olmuş demektir.
Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na en azından ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapacak kadar bir bütçe tahsis edilmelidir. Hükümete çağrıda bulunuyorum: 40 bin atamaya, ağustos ayında 40 bin daha ilave yapalım ve yeni eğitim-öğretim yılına ücretli öğretmen sayısı kadar yeni öğretmen ataması ile başlayalım” diye konuştu.
Hür iradeniz ile sendikalı olun
18 Mart tarihinde atanan öğretmenlere de çağrıda bulunan Geylan, “Genç meslektaşlarımız örgütlü mücadelenin faydasını göreve başlamadan gördü. Bu mücadele sayesinde 22 Haziran tarihinde iş başı yapacaklar.
Onlara naçizane tavsiyem şudur: Göreve başladığınız gün sendika üyesi olun! Ama nasıl? Hür iradeniz ile sendikalı olun! Şundan herkes emin olsun, unvanı, pozisyonu, makamı ve mevkisi ne olursa olsun hiç kimse öğretmenlerimize sendikal baskı ve dayatmada bulunamaz.
Rahat olsunlar bu durumda Türk Eğitim-Sen bütün gücüyle öğretmenlerimizin yanındadır. Genç kardeşlerim; hangi sendikalar gerçekten sendikacılık yapıyor, bunu görün ve hür iradeniz ile karar verin” diye konuştu.
