TÜRK EĞİTİM - SEN İLÇE TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından her yıl yapılan İlçe Temsilcileri Eğitim veİstişare Toplantısı’nın, bu seneki ilk toplantısı, 07-09 Aralık 2012 tarihinde Antalya’da gerçekleştirildi.

TÜRK EĞİTİM - SEN İLÇE TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI
İLÇE TEMSİLCİLERİ (1. GRUP) TOPLANTISI YAPILDI
 Toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Temsilcileri ve Yönetimleri katıldı.
Saygıduruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkanı İsmail Koncuk, önemli açıklamalar yaptı.
BİZ BÜYÜDÜKÇE GAYRİ AHLAKİ YÖNTEMLERİ DAYATANLAR KÜÇÜLÜYOR. BU NEDENLE DAHA ÇOK BÜYÜMELİYİZ
Türk Eğitim-Sen’in bugün 210 bin, Türkiye Kamu-Sen’in de 420 bin üyeye ulaştığınıkaydeden Koncuk, “Biz büyüdükçe, gayri ahlaki yöntemleri bize dayatanlar, yalanı,ahlaksızlığı ilke edinmiş adamlar küçülüyor. Bu nedenle daha çok büyümeliyiz”dedi. Koncuk şunları kaydetti: “Biz her yerde varız. Nefesimizin yetmediği hiçbir yer yok. Bir arkadaşımız oradaysa, bizim bedenimiz de orada demektir. Türk Eğitim-Sen, şu anda 210 bin üyeye sahip. Türkiye Kamu-Sen’in üye sayısı420 bine ulaşmış durumda. Hayat boyu eğilmediğimiz, kimsenin önünde takla atmadığımız için keyif alıyorum. Başımız dimdik. Bu noktada hepinizden istirham ediyorum: Hayat boyu dik durun, doğruları yapmaya çalışın. Ülkemiz, böyle insanlarla yücelir. Bu ülkenin ezik insanlarla bir yere gitmesi mümkün değildir. ‘Gölgesinden korkan bir insan yaşıyor mu?’ diye düşünmemiz lazım. Hayat içinde her karşılaştığı zorluk karşısında üzülen, eğilip, bükülen bir insanın nasıl bir zulüm içinde hayatını devam ettireceğini düşünmesi gerekir. Ölümden öte yol yok. Hiç korkmayın.Geçen yıl Türk Eğitim-Sen’in 179 bin olan üye sayısı, 206 bine yükseldi. Şu an itibariyle de 210 bin üyemiz var.Ben bütün teşkilatımızıtebrik ediyorum. Allah sizden razı olsun. Bu sene de büyüyeceğiz. Biz büyümeliyiz. Yetkili sendika olmak önemli, ama biz büyüdükçe gayri ahlaki yöntemleri bize dayatanlar, ahlaksızca yaşamayı, yalanı, namussuzluğu ilke edinmiş adamlar küçülüyor. Bu nedenle daha çok büyümeliyiz.”
TÜRKİYE’DE ARTIK DİN İSTİSMARI YAPILMASIN, BAŞÖRTÜSÜ SORUNUNU ÇÖZELİM
Türkiye’de din istismarı yapanlara atıfta bulunan Koncuk, kamuda başörtüsüne serbestlik isteyerek, dini simgeler üzerinden siyaset ve sendikacılık yapılmasının önüne geçilmesi gerektiğini bildirdi. Koncuk şöyle konuştu: “Başörtüsü eylemleri başladı. Bunlar henüz kısa donlarla gezerken, biz başörtüsü yasağının kaldırılmasınıistiyorduk, mücadele ediyorduk, O zaman da ortada yoktular. Çünkü bunlar silik adamlar. Biz başörtüsü konusunda mücadele ederken; dinimizi asla istismar etmedik; din üzerinden menfaat sağlamaya çalışmadık. Elbette başörtüsü yasağıkaldırılmalıdır. Sadece imam hatipler bakımından değil, başörtüsü kamusal alanda da serbest olmalıdır.
1997 yılında kesintisiz eğitime geçildi, imam hatiplerin orta bölümü kapatıldı. Din istismarı yapan siyasi partilerin iktidarına engel mi oldular? Hayır. Aksine, din istismarı yapanlar, 1997 yılından, 2012 yılına tavan yaptı. Çocuklarımıza din eğitimi birçok grup tarafından merdiven altında verildi. Birçok insanda yanlış İslam algısı oluşturuldu. ‘Türküm’ demeyi, İslam’a taban tabana zıt, dinden çıkmak olarak algılayan nesiller ortaya çıktı. ‘Ezan dinmesin, bayrak inmesin’diye mücadele eden, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Atatürk’ü düşman olarak algılayan beyinler peydah oldu. Bu sakat bir anlayıştır. Bu nedenle, artık Türkiye’de din istismarı yapılmasın, başörtüsüne Türkiye’de istismar alanı bırakılmasın. Bu konuları tartışa tartışa yıllarımızı heba ettik. Hangi siyasi partiye oy verirse versinler, ideolojileri ne olursa olsun, artık din alanında, dini simgeler üzerinden siyaset ve sendikacılık yapılmasının önüne geçmeliyiz.
Yıllarca ordu evlerinde dedemin sakalına karıştılar, ninemin başörtüsüne taktılar. Bu milleti-bunlar planı mı yapıldı bilmiyorum- birtakım yerlere yönlendirdiler. Bugün siyasetteki beceriksizliği görüyorsunuz. İşsizlik büyük bir sorun. 1 milyon üniversite mezunu, 750 bin meslek yüksekokulu mezunu, 3 milyon lise mezunu KPSS’ye giriyor. Terör tavan yapmış. Şehit haberlerinin gelmediği gün neredeyse kalmadı ve terör örgütünün her söylediği her şey emir gibi görülmeye başlanmış. Fuhuş almış, başını gitmiş. Bir ülkenin kötü yönetilmesi için daha ne gerekli? Türkiye’yi beceriksiz siyaset anlayışına mahkûm etmeye kimsenin hakkı yok. Bir sendika da çıkmış eylem yapıyor. Eylem yapsın da, siz düne kadar memurlar için bir kere bile hak eylemi yapmadınız. Özür grupları ile ilgili bir kere bile eylem yapmadınız. Sözleşmeli öğretmenler için bir kere bile alanlara inmediniz. İş bırakma eylem teklifimizi elinizin tersiyle ittiniz, son gün apar topar kerhen desteklemek zorunda kaldınız. Siz nasıl sendikasınız? Siz, sendika bile değilsiniz. Şimdi de yüzünüz kızarmadan başörtüsü eylemleri yapıyorsunuz. Bunlar danışıklı dövüş. Kime karşı eylem yapıyorsunuz? Soruyorum: Başörtüsü hakkını kim vermiyor? Hükümet. Başbakan orada. Başbakana iki kelam edin. ‘Yazıklar olsun Hükümet’ deyin. Ben o zaman sizin samimiyetinize inanayım.
BUNLARIN DERDİ ATATÜRK İLE HESAPLAŞMAK
24 Kasım Öğretmen Günü’nde eylem yapılmasına karşı olduklarını anlatan Koncuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “24 Kasım’da eylem yapacaklardı. Biz Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile görüştük. ‘24 Kasım’da hem öğrencilerimizi, hem öğretmenlerimizi okula getirmenin anlamı yok. Öğretmenler Günü haftasında kutlama yapılabilir’ dedik. Onlar da doğru buldular. Bakanlık bir yazı yazarak, Öğretmenler Gününün hafta içinde kutlanacağını ilan etti. Bunu üzerine Cumartesi günü de eylem yapamadılar. Bunlar, Cumartesi sendikacıları ya da öğle arası sendikacıları.
Öğretmenler Günü’nde eylem yapmayı doğru bulmuyorum. Öğretmenler Günü, benim günüm. Neden eylem yapalım? O günü öğretmenlerimizin, eğitim çalışanların haklarının gündeme geldiği gün olarak kutlayabiliriz. Başka bir gün eylem yapalım. Öğretmenler Günü aynı zamanda Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gün. Bunların derdi Öğretmenler Günü’nde eylem yapmak değil, dertleri Atatürk’le hesaplaşmak. Yüreğin varsa, hafta içerisinde bir gün eylem yaparsın. Alnından öperim ben senin. 24 Kasım’da eylem yapacaklar. Niye? Öğretmenler itibarsızlaştırıldığıiçin. Öğretmeni kim itibarsızlaştırıldı? Bu ülkeyi yönetenler değil mi? Milli Eğitim Bakanlığı değil mi? Öğretmenin itibarını yükseltilmesi için eylem yapıyorsanız, itibarını düşürenlere de sözünüz olmalı. Bunlara bir tek sözünüz yok mu? Bu nasıl sendikacılık? İtibarını düşürene tek laf söylemeyeceksin, ama öğretmenin itibarı azaldı diye eylem yapacaksın. Senin buna hakkın yok.İnsanları kandırma, önce Başbakana öğretmenlere yönelik sözlerine ilişkin, ‘Bu nasıl bir konuşmadır? Bir Başbakan öğretmenin ne kadar çalıştığını bilmiyorsa, bu ülkenin geleceği olur mu?’ diye sor. Böyle sendikacılık olmaz. Bu, insanlarıaldatmaktır. Sendikacılık adına yaşanan bu utanç manzarasını, bu rezaleti artık devlet memurlarının görmesinin vakti geldi geçiyor bile.”
İŞGÜVENCESİZ İSTİHDAM MODELİ DAYATILIYOR
İşgüvencesiz istihdam modelinin dayatıldığını ifade eden Koncuk, sarısendikaların güdümüne giren devlet memurunun bindiği dalı kestiğini söyledi. Koncuk şunları kaydetti: “İş güvencesini gündeme getiriyoruz. Bu tehdit, bütün iriliği ile karşımızda duruyor. Şu anda Hükümetin kafasında iş güvencesiz istihdam modeli var. Taşeronlaşma aldı başına gidiyor. Bir ülkede taşeronlaşma varsa, o ülkede sömürü var, insan hakkı yok demektir. Taşeron eleman sayısı 15 binden, 500 bine çıktı. Belediyeleri dahil ettiğinizde taşeron eleman sayısı, 1 milyon 67 bine çıkıyor. Son 10 yılda korkunç bir sömürü çarkı oluşturulmuş. Taşeron firmalarda çalışanların büyük çoğunluğu üniversite mezunu. Dolayısıyla bu konu herkesi ilgilendiriyor. Herkesin bu sömürü çarkına çomak sokması, bunu engellemesi lazım. Bizim çocuklarımızın kaderi, üniversiteyi bitirdiklerinde taşeron firma patronunun iki dudağı arasında olacak. Bu nedenle mücadele etmemiz lazım. Diğer insanlarıkendine getirmemiz lazım. Geçenlerde Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile görüştüm. Kendisine ‘Sayın Bakan, bizim memurun iş güvencesini kaldırmaya, niyetimiz de yok diyebiliyor musunuz?’ diye sordum. Vallahi bir şey söyleyemedi. Bunun için sarı sendikaların güdümüne giren bir devlet memuru bindiği dalı kesiyor demektir. Devlet memurları, neye ve kime hizmet ettiğini iyi bilmelidir.”
BABAN BİLE İKTİDARSA OLSA, SENDİKACILIK YAPACAKSIN. ŞEREF BUDUR.
Koncuk ek ödeme konusundaki mücadelelerinin devam edeceğini de belirterek, şöyle konuştu: “Geçen yıl iş bırakma dahil her türlü eylemi yaptık. Özür grupları ile ilgili üç tane eylem yaptık. Ek ödemelerle ilgili haftalarca eylem yaptık. Nihai eylemimizi Ankara’da gerçekleştirdik. Yine ek ödemeyle ilgili iş bırakma eylemi yaptık. Bu eylem, öğretmenler yönünden, Cumhuriyet tarihinin en büyük işbırakma eylemiydi. Ek ödemelerle ilgili mücadelemize devam edeceğiz.‘Namusumuzdur, şerefimizdir’ demiyorum, çünkü namusunu kaybedenler oldu. Ama bu bizim işimizdir. Biz, hiçbir şeyin ucuna namusumuzu bağlamayız; ama bunlar, hep bir şeylerin ucuna bir şeyler bağlar. Nikâhını bağlar, namusunu bağlar.Hayatları bağlamakla geçiyor, ama sonuca ulaştıkları yok.
Birşey söyleyince yapacaksın, yapamazsan bırakacaksın. Böyle iddialı konuşuyorsan, sonuç alacaksın. Baban bile iktidarda olsa, sendikacılık yapacaksın. Şeref budur. Bunlar şöyle düşündü: ‘Bunlar bizim ağa babamız. İlk toplu sözleşmeyi yapacağız. Ek ödemeyi alacağız’ dediler. O kadar inanmışlar.Kendi şube başkanlarına da, ilçe temsilcilerine de, üyelerine de rezil oldular. Bunlar, sendikacılığın yüz karası. Türkiye’nin en aydın kesimi dediğimiz öğretmenler, memurlar bu konuda hesap sormalıdır. Eğer sorgulama yapmazlarsa, bizi aldatmaya devam edecekler. Sendikal alana yalancılığı, istismarı sokturmayalım. İsmail Koncuk yalan söylüyorsa, kafasına taşı atın ki, bir daha yalan söylemesin. Toplum olarak yalanları sineye çektiğimiz sürece, siyasetçi de, sendikacı da yalan söylemeye devam edecektir. Eğer kamu çalışanları yalana dayalı bir sendikal faaliyet oluşmasıkarşısında sessiz kalıyor ve destek veriyorsa o halde her türlü kötülüğe razıdır demektir. Allaha şükür kimseyi kandırmadık. Biz söz vermediğimiz halde, mücadele ediyoruz, eylem yapıyoruz, muhataplarımızı dürtüklüyoruz, onlarırahatsız ediyoruz. Birileri sizi görmüyorsa, kendinizi göstermeye çalışacaksınız. Geçen yıl bu toplu sözleme rezaletini unutmayalım, unutturmayalım.”
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ KÖHNEDİR
Yeni eğitim sistemi ile ilgili açıklamalar da yapan Genel Başkan Koncuk şunlarıkaydetti: “İddia ediyorum: Ömer Dinçer’in bile bu sistemin böyle değişeceğinden haberi yoktu. Hatırlıyorsanız, Ömer Dinçer, ‘5. sınıflara sınıf öğretmenleri girmeye devam edecek’ demişti. Başbakan ise ‘Branş öğretmenleri girecek’ dedi. Aynı durum açık liselerde de yaşandı. Açık lisenin alternatif haline gelmesinin tehlikeli olduğunu söylemiştik. Sayın Bakan, ‘Ortaokulu bitiren tüm öğrenciler liseye gidecek’ dedi. Ama Başbakan, ‘Ortaokulu bitiren her çocuk, isterse açık öğretime gidecek’ dedi. Bunlar oyuncak değil. Milli Eğitim Bakanı bilmiyor, Başbakan ile tezat düşüyor.
Bu sistem köhne sistemdir. Ben köhne sistem dedikçe, birileri ‘Yeni sistemde Kuran-Kerim dersi var, İmam Hatip Okullarının orta bölümü açıldı. İsmail Koncuk bu nedenle sistemi köhne olarak nitelendiriyor’ diyor. Ne alakası var? Biz, Kuran-ı Kerim dersini,İmam Hatip Okullarının orta bölümünün açılmasını, Peygamberimizin Hayatı’nın okutulmasınıdesteklediğimizi zaten açıkladık. Çocuklarımız, Hz. Peygamberimizin hayatınıbilecek. Çocuklarımız Hz. Peygamberimizin Hayatını bilsin ki; din güzel ahlaktır, ahlaksızlık değildir, yağcılık, yalakalık değildir, bunları öğrensin benim evladım. Köhnelik anlayışla olur. Bu anlayış köhne. Kimseye sorulmamış,kimsenin eleştirilerine kulak verilmemiş, öğretmenlerin ıstırap yaşamalarına seyirci kalınmış. Bu nedenle sistem köhne.”
YENİ SİSTEMLE ÖĞRETMEN DENGESİ ALT ÜST OLDU
Yeni sistemle birlikte öğretmen dengesizliğine dikkat ecen Koncuk, “Bir ülkede öğretmen dengesizliği yarattığınızda, bunu telafi etmek onlarca yıl alır. Şu anda Bakanlık’ta bunu bilen bir adam yok. Bu sistem öğretmen dengesini alt üst etti. Öngördüklerimiz bir bir çıktı. ‘Sınıf öğretmenleri norm kadro fazlası olacak’dediğimizde bizi toplumu germekle suçlayanlar utanmalıdır, sendikal alanda olmamalıdır. Ama bu noktada, öğretmenlerin, bunun tedbirini almayan sendikaya da hala destek vermesini anlayamıyorum. Hala bu sendikanın üyesi sınıf öğretmeni varsa, ben o öğretmen arkadaşıma teessüf ediyorum. Bu sistemin attığı taş bana değmedi diyenler, önümüzdeki sene o taş sana gelebilir, bir sonraki yıl başkasına gelebilir. Bu sistemin arızalarını, 5-10 yıl çekeriz.Bunlara sessiz kaldığımız sürece bu ıstıraptan kurtulamayacağımızı arkadaşlarımızın değerlendirmesi lazım” diye konuştu.
TÜRKİYE KAMU-SEN OLARAK 12-14 OCAK’TA 4/C’LİLERLE İLGİLİ ÇALIŞTAY DÜZENLEYECEĞİZ
Türkiye Kamu-Sen’in Ocak ayında Ankara’da 4/C’liler ile ilgili çalıştay yapacağını belirten Koncuk şunları söyledi: “ Yeni YÖK Yasa Tasarısı gündemde. Konuyla ilgili Sayın YÖK Başkanı bizi davet etti. Görüşlerimizi kendisine ilettik ve bir komisyon oluşturduk. Komisyonumuz, yeni bir YÖK Yasa Tasarısı hazırladı ve bunu YÖK’e teslim ettik. 14-16 Aralık tarihleri arasında yapacağımız Çalşıtay’da da yine YÖK Yasa Tasarısını ele alacağız.
Biliyorsunuz, 4/C’li arkadaşlarımız var. Gören gözler açısından 4/C ibretlik bir olaydır, insanlık dramıdır. 4/C’liler ile ilgili mücadele ediyoruz. 4/C konusunda gündem yaratmak amacıyla, Ocak ayında Ankara’da çalıştay düzenleyeceğiz, 4/C’liler için eylem yapacağız. 4/C’lilere sahip çıkacağız. 4/C’lilere de istirham ediyorum: Başınıza bu işleri açanları biliyorsunuz. Sizi bu duruma düşürenleri unutmayın ve affetmeyin. Yaşama hakkınıza gasp edenlerin değirmenine su taşımayın. Kime hizmet ettiğinizi iyi bilin.”
ŞAMAR OĞLANINA DÖNEN BİR ÖĞRETMEN PROFİLİ VAR, ÖĞRETMENİ KÜÇÜLTEREK, EZEREK BİR YERE GİDEMEYİZ.
Öğretmenlerin giderek itibarsızlaştırıldığını söyleyen Genel Başkan Koncuk, “Devlet adamlarıağızlarından çıkan laflara dikkat etmeli. Ömer Dinçer ‘Öğretmenlere ne yaptım? diyor. Tüm bu yaşananlardan sonra hala soruyor musun? Böyle bir Milli Eğitim Bakanı olabilir mi?
Öğretmen itibarsızlaştırılıyor. Bu ülke, bir yerlere, eğitim-öğretimle gelir. Dolayısıyla öğretmeni kazanacağız. Öğretmeni küçülterek, ezerek bir yere gidemeyiz. Mesleğin itibarı her şeyin üzerindedir. Ne yazık ki şamar oğlanına dönen bir öğretmen profili var” dedi.
SERBEST KIYAFET UYGULAMASI İLEİLGİLİ KARARI ALANLAR, BUNUN TÜM SORUMLULUĞUNU TAŞIMAK ZORUNDADIR
Serbest kıyafet uygulamasına da değinen Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in bu uygulama ile mevzi kazanmaya çalıştığını söyledi. Koncuk, şunları kaydetti: “Serbest kıyafet uygulaması tartışılabilirdi. Zira Türkiye’de gelir dağılımıadaletsizliği var. Okullarda ciddi bir güvenlik sorunu var. Dolayısıyla bu kararı alanlar, bunun tüm sorumluluğunu da taşımak zorundalar.
Tek tip kıyafet uygulamasını militarizm ile bağdaştırıyorlar. Militarizm, kıyafetle olmaz. Rengarenk giyer, yine militarist olur. Çok renkli giyinen birçok insanın, dünyadan, bilimden, insan haklarından bihaber olduğunu görüyorum. Biz özgür düşünceyi, kıyafete bağlamaya doğru bulmuyoruz. Okullarımızda özgür düşünce yok mu? O kadar özgürler ki,neredeyse öğretmenlerin tepesine çıktılar. Daha çok özgürlük, başıbozukluktur. Özgür olmak ile başıbozukluk arasındaki farkı çok iyi bilmek lazım. Bakınız; ABD’de 22 eyalette bazı okullarda, serbest kıyafet uygulamasından, okul formasına geçilmiş. Bunun ardından suç oranlarında yüzde 91 oranında azalma meydana gelmiş.
Ne yazık ki serbest kıyafet uygulaması ile mevzi kazanmaya çalışan bir Milli Eğitim Bakanı var. Ülkemizde ne zaman gelir dağılımı adaletsizliği ve güvenlik sorunu çözülür, o zaman serbest kıyafet uygulamasını getirirsiniz. Ama bugün için alınan karar erkendir. Öte yandan serbest kıyafet uygulaması kapsamında, Kuran-ı Kerim derslerinde ve İmam Hatip Okullarında alınan başörtüsü kararınıdestekliyoruz.”
İlçe Temsilcilerinin de söz aldığı toplantının öğleden sonraki bölümünde ise; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Sinan Demirtürk, ‘Sendikacılıkta Üye, Aday Üyeİlişkileri’, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yılmaz Yeşil de ‘Sendikacılıktaİmaj ve İtibar Yönetimi’ konularında seminer verdi. Toplantı 9 Aralık Pazar Günü Genel Başkan İsmail Koncuk’un kapanış konuşmasıyla son buldu.
Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2012, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
Allah Yaar ve Yardımcınız Olsun
Allah Yaar ve Yardımcınız Olsun - 11 yıl Önce

Allahım bu kutlu dava da sizin yanınızda olsun. Türkiye kamu-sen i Türk Eğitim-SEN i başörütüsü düşmanı gibi gösteren sinekler gibi yüzssüzlerdden onların pisliğinden,şerrinden KAMU-SEN üyelerini korusun... Biz gönül verdik. Değil Hükümet, feriştahınız gelse bizi bu kutlu davadan çeviremezssiniz. biz Gazla Çalışmıyoruz.

SIRADAKİ HABER