Türkiye, Salgın Sürecinde Eğitimi Değil, Okulları Kapattı!

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan,  BengüTürk TV’de yayınlanan Günün Raporu programına katıldı.

Türkiye, Salgın Sürecinde Eğitimi Değil, Okulları Kapattı!

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan,  BengüTürk TV’de yayınlanan Günün Raporu programına katıldı. Vaka ve hasta sayısı artışlarına dikkat çeken Geylan, uzaktan eğitimin bir süre daha hayatımızda olacağına dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Uzaktan eğitimde bir yılı geride bırakmamıza rağmen bu süreç hala yüz yüze eğitime göre hazırlanmış olan mevzuat ile yürütülmeye çalışılıyor. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaşanan sıkıntıları giderecek mevzuat düzenlemesini gerçekleştirilmesi lazım. Nitekim son alınan kararlar ile yeniden neredeyse bütün kademeler itibariyle uzaktan eğitime dönüldü. Öte yandan görüldü ki, salgın bitse dahi bundan sonra artık dijital eğitim hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek.

Mevzuat ve sistemden kaynaklanan sorunların yanı sıra, geride bıraktığımız süreçte uzaktan eğitime erişim sorunu yaşayan ciddi bir öğrenci kesimi bulunduğu da göz ardı edilmemelidir. Tablet, internet ya da bilgisayar imkânından yoksun öğrencilerimizin mutlaka eksiklikleri tamamlanmalıdır. Aksi takdirde eğitimde zaten var olan fırsat eşitsizliği git gide derinleşecektir.”

Türkiye’nin Dünya'da en uzun süreli okul kapatan ülke olduğu algısı yaratılarak, MEB’in baskı altına alınmasını ve bunun sonucu olarak da çocuklarımızın ve eğitim çalışanlarının sağlığını riske atacak zorlama adımlar atılmasını doğru bulmuyorum.

Türkiye’nin salgın döneminde dünyada en çok okul kapatan ülke olduğu şeklinde sunulmasını doğru bulmayan Geylan, ülkemizde okulların kapatıldığını ancak eğitimin aksamadan devam etmesi için ciddi bir gayret sergilendiğini söyledi. Geylan, “Bir televizyon programında uzaktan eğitim tartışılırken, “120 günle Türkiye dünyada en çok okul kapatan ülke” ifadesi kullanıldı. Hatta Türkiye başka ülkeler ile mukayese edildi.  Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum.

Dünyada pandemi nedeniyle okullarını kapatan birçok ülke var. 16 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de okullar kapatıldı. Ancak Türkiye’nin bir çok ülkeden önemli bir farkı var: Dünya genelinde bir çok ülke sadece okulları kapatmadı, EĞİTİMİ KAPATTI!

Türkiye’de okullar kapatıldı ama eğitime devam etmek için büyük bir gayret ortaya konuldu. Şöyle ki; 16 Mart 2020’de yüz yüze eğitime ara verilmesinden bir hafta sonra yani 23 Mart tarihinde EBA TV üzerinden uzaktan eğitim faaliyeti hayata geçirildi ve daha sonra internet tabanlı canlı ders anlatımı marifetiyle eğitime devam edildi.

Bu süreçte aksaklıklar tabi ki oldu. Uzaktan eğitim kültürünün olmaması, mevzuattan kaynaklanan aksamalar, kimi yöneticilerin beceriksizlikleri, uzaktan eğitim araçlarından yoksun olan öğrenciler vs. gibi sıkıntılar elbette yaşandı. Bunlara dair öneri, ikaz ve eleştirilerimizi de bir yıldır her düzlemde dile getiriyoruz. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir hafta gibi kısa bir sürede 18 milyon öğrencimize uzaktan öğretim faaliyetini hayata geçirmiş olması dahi başlı başına takdiri hak eden bir durumdur.

Hal böyleyken Türkiye’yi gerçek olmayan veri ve iddialarla başka ülkeler ile mukayese ederek, eğitim çalışanlarının gayretini tahkir edecek söylemleri doğru bulmuyorum. Almanya ve Fransa gibi ekonomik ve teknolojik anlamda Türkiye’nin çok daha ilerisinde olan ülkelerin salgında dönem dönem sadece okulları değil adeta eğitimi kaptığı bir süreçte ülkemizin sergilediği gayreti görmezden gelmek iyi niyet değildir. Örneğin Almanya’nın birçok eyaletinde okullar kapatıldığında sadece posta yoluyla gönderilen ödevlerle yürütülen eğitimle(!) ülkemizde eğitim yöneticilerinin ve özellikle öğretmenlerimizin olağanüstü gayreti mukayese dahi edilemez. OECD ülkelerinin çoğunda okullar kapatılarak adeta eğitim durdurulmuştur. Türkiye’de ise 23 Mart’tan itibaren yoğun bir gayret yürütülmüştür. Bir yıldır öğretmenlerimizin uzaktan eğitime hızlıca adapte olmuş şekilde içerik üretiminden, çocuklarımızın öğrenme motivasyonunu sağlamaya kadar ortaya koydukları performans destansı bir gayrettir.

Türkiye’nin okulları en uzun süreyle kapatan ülke olduğu yaygarasını yapan her konunun uzmanları iyi niyetli değildir. Bu iddiaların bir sonraki adımı da “Öğretmenler aylardır çalışmıyor, yata yata maaş alıyor” gibi saçma söylemlere gitmektedir. Bu mesnetsiz iddiaların baskısı altında kalan MEB, uzaktan eğitim sürecinde öğretmenleri haftada 1 gün okula getirmenin telaşına düşmekte, eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin sağlığını riske edebilecek tedbirler alma yoluna gitmektedir.

Eğitim sürecinin kesintiye uğramaması ve öğrencilerimizin öğrenme kayıplarını olabildiğince telafi etmek adına canhıraş şekilde gayret ortaya koyan eğitim çalışanlarına hakaret edilmesin. Salgın süresince dönem dönem Türkiye eğitimi değil okulları kapattı. Ancak öğretmenlerimiz, okulların kapalı olduğu zamanlarda memleketin her yanını 7/24 okul yaptılar. 

2021 yılında sadece 20 bin öğretmen atamasının kabul edilemeyeceğini kaydeden Geylan şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanlığı, 2021 yılı içerisinde sadece 20 bin atama yapılacağını duyurdu. Bu rakam, geride bırakılan eğitim-öğretim yılında emekli olanlar ve önümüzdeki dönem haziran ayında emekli olacaklar düşünüldüğünde 20 bin öğretmen atamasının çok yetersiz olduğu görülecektir. 20 bin atama sadece bu iki yıldaki yaklaşık 40 bin emekli meslektaşımızdan ortaya çıkan boşluğun yarısını dahi doldurmamaktadır.

Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz: 2021 yılında 60 bin ilave öğretmen ataması mutlaka yapılmalıdır ve bu öğretmenlerimiz yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan görevinin başında olmalıdır. Kaldı ki valiliklerin resmi beyanlarına göre, ülkemizde şu anda norm kadro ihtiyacı 103 bin 125’tir. Bu durumda 2021 yılı için sadece 20 bin atama yapılması asla kabul edilemez. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz, 2021 yılı içerisinde toplamda 80 bin atama yapılmasıdır.” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER