YANDAŞ ÖĞRETMEN DÖNEMİ BAŞLAYACAK

TORBA YASAYLA YANDAŞ ÖĞRETMEN DÖNEMİ BAŞLAYACAK

YANDAŞ ÖĞRETMEN DÖNEMİ BAŞLAYACAK
“İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı ile anılan Torba Yasa TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.  
AKP iktidarının Soma’da yaşanan katliamı bahane ederek “taşeron işçilerin sorunlarını çözme iddiası” ile gündeme getirdiği ve 60 madde olarak Meclis’e sunduğu torba yasa tasarısı, sermaye çevrelerinin çıkarları doğrultusunda iktidar milletvekillerinin eklediği önergelerle 148 maddeye ulaşmıştı. Daha önce defalarca emekçilerin haklarını gasp eden torba yasalarda olduğu gibi; söz konusu torba yasa tasarısında da birbiri ile hiç ilgisi olmayan konular birleştirilerek, kamuoyuna “müjde” olarak sunulmuş, torba yasa çuval yasa haline gelmiştir.  
AKP iktidarı, torba yasayla madencilerin çalışma koşullarını düzenleme görüntüsü altında, işçi cinayetlerini arttıracak taşeron sistemini daha da yaygınlaştırmaktadır. Torba yasada ayrıca sermaye çevrelerinin beklentileri doğrultusunda vergi, sigorta prim afları, sermaye artırımı yoluyla vergi kaçırma ve kara para aklamanın önünün açılması, çok sayıda üst düzey memur kadrosu ihdas edilmesi gibi düzenlemelerin bulunması, yasanın hangi amaçlar doğrultusunda hazırlandığını açıkça göstermektedir.  
Daha önce 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yapılan değişiklikle aday öğretmenlerin asaleten atanması için “yazılı ve sözlü sınava” tabi tutulacağı belirtilmişti. Ancak, torba yasada, “Aday öğretmenliğe atanabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanı sıra ÖSYM'nin yapacağı sınavda başarılı olma şartı kaldırılıyor. Böylece aday öğretmenliğe atanma sınavını Milli Eğitim Bakanlığı yapacak. Aday öğretmenler, bir yıl sonunda hem yazılı hem sözlü sınava değil, yazılı veya sözlü sınava tabi tutulacak.” şeklindeki düzenleme ile aday öğretmenlerin sözlü sınav ile atanmasının önü açılmıştır. Böylece, tıpkı yönetici atamalarında olduğu gibi öğretmen atamalarında da siyasi referanslar dikkate alınacaktır. Yönetici görevlendirmelerinde tam bir kıyım gerçekleştiren Bakanlık, kendi ideolojik hedefleri ve yandaş sendikanın istekleri doğrultusunda kendi öğretmen sınıfını yaratacaktır.    
Torba yasada yer alan bir diğer düzenleme ise öğretmenlere il içi ve il dışı zorunlu rotasyon düzenlemesidir. “Öğretmenlerin hizmet sürelerine, isteğe bağlı il içi veya il dışı yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.”  Şeklindeki düzenlemede her ne kadar “isteğe bağlı” ifadesi yer alsa da “hizmet süreleri ifadesi” ile belli hizmet süresini dolduran öğretmenlerin rotasyona tabi tutulacağı anlaşılmaktadır.
Daha önce 652 sayılı KHK’nin ucu açık maddelerine dayanarak zorunlu rotasyonu öğretmenlere karşı tehdit unsuru olarak kullanan Bakanlık, eğitimin acil çözüm bekleyen sorunları ile ilgilenmek yerine yine aynı konuyu gündeme getirmiştir.  
Öğretmenlerimizin isteği dışında rotasyona tabi tutulması sürgün anlamına gelmektedir ve Bakanlığın bu tür bir dayatma içine girmesi için akıl tutulması yaşamış olması gerekir.
Bu uygulama ile kavimler göçünden sonraki en büyük göç yaşanacak ve büyük bir karmaşa ve mağduriyet oluşacaktır. Yüzbinlerce öğretmenimiz ailelerinden ayrılacak, aile bütünlükleri bozulacak buna bağlı olarak da iş verimleri düşecektir. Böyle bir rotasyon öğretmenlerimizi emekliliğe ve istifaya zorlamak demektir.
Öğretmenleri zorunlu rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve tercih esasına dayalı çözümler geliştirilmeli, hiç kimse kendi isteği dışında çalıştığı okuldan, çalışma arkadaşlarından ve öğrencilerinden zorla koparılmamalıdır.
Yine torba yasada, 31 Aralık 2014 tarihine kadar 35 bin öğretmenin atanacağı belirtilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamalarına göre öğretmen açığı 120 bin olarak gösterilirken, ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısının ise 400 bin civarında olduğu ifade edilmektedir. Bu kadar öğretmen açığına rağmen, atama beklemenin stresine dayanamayıp intihara sürüklenmiş onlarca öğretmenin acısını görmezden gelen siyasi iktidar,  35 bin öğretmen atamasıyla toplumun beklentileri noktasındaki samimiyetsizliğini bir kez daha göstermiştir. Bu sayı, Bakanlığın açıkladığı 120 bin civarında olan öğretmen açığını gidermekten çok uzaktır.
Eğitim-İş olarak emek düşmanı her türlü uygulamanın ve öğretmenlere zorunlu rotasyon anlamına gelecek her adımın karşısında olacağımızın bilinmesini istiyoruz.
 
Veli DEMİR
Genel Başkan
Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2014, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
öğretmensen çekeceğin var
öğretmensen çekeceğin var - 10 yıl Önce

öğretmenlere her türlü zorluğu çıkarırlar ama sorun haklarını vermeye geldi mi ne torba yasaya ne de topl sözleşme masasına getirirler en başta da öğretmenlerin en doğal hakkı olan tuttukları NÖBET ÜCRETLERİNE ÜCRET almalrı; sınıf öğretmenleri için üyeliğin artık isteğe bağlı hale getirildiği İLKSAN dan zorla üye yapılanlara AYRILMA HAKKI verilmesi vb...sorunları ne TORBADA; ne de MASAda göremiyoruz...Sendikalarda sağolsun bu gibi sorunları yumruklarını vurarak almak yerine sesiz çığlıklarla duyurma(ma)ya çabalıyor...vermezseniz 1 günlük iş bırakma eylemi vb. eylemler yaparız diyen bir sendika bekliyorum!

SIRADAKİ HABER