YENİDEN KUCAKLAŞMA GÜNÜDÜR

MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI VE EĞİTİM-BİR-SEN 1 NOLU ŞUBE BAŞKANI MUSTAFA KIR'IN BASIN AÇIKLAMASIDIR

YENİDEN KUCAKLAŞMA GÜNÜDÜR
              Büyük ve Güçlü Türkiye” ideali için yeniden kucaklaşma günüdür.
            Dershanelerin dönüştürülmesi süreciyle başlayıp 17 Aralıkta gerçekleştirilen kolluk operasyonu ile devam eden süreçle birlikte ülke olarak çok önemli bir imtihandan geçiyoruz.  
            Ülkemizin yarım asır içinde her 10 yılda bir tekrarlanan geçirdiği darbe ve muhtıralar yüzünden adeta darbeler ülkesi olarak anılan ülke konumundan özellikle son 10 yıllık dönemde yapılan ekonomik ve demokratikleşme alanındaki kazanımlar ile bir istikrar ülkesi konumuna yükseltildiği sağduyu sahibi herkesin malumudur.
            28 Şubat süreciyleMilletvekili pazarları kurularak asılsız irtica yaygaraları koparılarak ve komplo teorileri üretilerek seçimle iş başına gelen bir hükümetin çekilmeye zorlanması ile birlikte oluşturulan kaos ortamında bankaların içleri boşaltılmak ihalelerde yolsuzluk ve usulsüzlük yapılmak suretiyle ekonomininnasıl çökertildiği barış ve huzur ortamının nasıl bozulduğu henüz hafızalarda terü taze durmaktadır.
            Yine bu süreçle birlikteuygulanan başörtüsü yasağı sebebiyle kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitim öğretim, çalışma ve sosyal güvence haklarından mahrum bırakılması, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği, Kuran öğrenimine yaş sınırlaması getirilmesi, 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle İmam-Hatip Liselerinin orta kısmının kapatılması ile demokratik hak ve hürriyetlerimizin kısıtlanması gibi anti demokratik yapılanmalarla hayalleri yıkılan gelecekleri karartılan gençlerimizin yaraları henüz onarılma yoluna girilmişken tabir caizse ayranımızın kabartılarak eski alışkanlıklarımızın tekrar hortlatılmaya çalışılmasının  haklı gerekçesini bulmak mümkün değildir.
            Özellikle 12 Eylül 2010 referandumundan sonra halkın iradesine paralel olarak yapılan yasal düzenlemeler ile üniversitelerde ve kamu kurumlarında başörtüsünün serbest hale getirilmesi, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğinin sonlandırılması,8 yıllık kesintisiz eğitimden 12 yıllık kesintili eğitme geçilmiş olması, İmam-Hatip Liselerinin orta kısımları tekrar açılması ortaokul ve liselere seçmeli K.Kerim Temel dini Bilgiler ve siyer derslerinin konulması suretiyle özgürlük alanlarının genişletilmesi yanında Dünya ölçeğinde ekonomik istikrarın yakalandığı ve toplumsal barışın her geçen gün daha da güçlendiği bir dönemde aniden toplumsal enerjimizi azaltacak, ekonomik göstergeleri alt üst edecek demokratikleşmemizin hızını kesecek, toplumsal ayrışmayı tetikleyecek davranışlar içine girilmesinin altında yatan esrarı çözmekte zorluk çekiyoruz.
            Demokratik ülkelerde hükümetler halk iradesiyle gelir ve halk iradesiyle gider. Darbe dönemlerinde olduğu gibi komplo teorileri ile Başbakan indirme, hükümet düşürme parti kapatma senaryoları tarihin karanlık sayfalarında kalmalıdır. Ancak halkın iradesiyle hükümet olma ümidini kaybedenlerin komplo teorileriyle halkın iradesine hükmetmeye çalışan fırsat düşkünlerinin ülkemizin birliğinde dirliğinden kalkınmasından rahatsızlık duyanların geçmişte olduğu gibi bu gün var olacağını hesaba katarak  fırsat düşkünlerine fırsat vermemek adına dostları üzecek düşmanları sevindirecek, İnsanımızı incitecek, ötekileştirecek, ayrıştıracak hatta zan altında bırakacak eylem ve söylemlerden kaçınılması şarttır.       Bilindiği üzere 28 Şubat sürecinde oynanan kirli oyun sözde sivil ve bürokratik darbecilerin desteği ile askerler tarafından İslami hassasiyeti olan cemaat, tarikat, vakıf dernek, sendika, işçi memur, esnaf  üzerinden  tezgahlanmıştır.   Bu gün ise bu oyun bir cemaat ile Müslüman kimliği ve kişiliği ile tanınan bir Başbakan ve Onun partisi üzerinden tezgâhlanmak istenmektedir.  
              Şu iyi bilinmelidir ki 28 şubat sürecinde Prof.Dr. Necmettin Erbakan'ın Başbakanlıktan inmesini, partisi kapatılarak siyasetin dışına itilmesini sağlayan iç ve dış mihraklar kim ise bu gün yapılan küresel operasyonla Türkiye’nin yakın ve uzak geleceğini kuşatma altına almak isteyen iç ve dış mihraklar aynıdır. Mısır'da, Suriye'de Irak’ta, Libya’da ve diğer İslam coğrafyasında Müslüman'ı Müslüman kırdıran emperyalist güçler kimler ise ülkemizi kaos ortamına sürüklemek isteyen emperyalist güçlerde aynı güçlerdir. Bize düşen görev iç ve dış güçleri suçlamak değil onların oyununa gelmemek ve kurdukları tuzağa düşmemektir.        
            Memur-Sen olarak ülkesini seven, madden ve manen gelişmesini isteyen vatandaşlarımız gibi biz de yaşananları dikkatle takip ediyor bu davranışların “Büyük Türkiye” idealine zarar verdiğini ibret ve kaygıyla izliyoruz. Millet iradesine sahip çıkma “Küresel Operasyonlara karşı durma ve yolsuzlukla mücadele etme elbette ” sorumlu sendikacılık anlayışımızın gereği olup, ülkemizi bir badireye sürükleme adına “yolsuzluk yapanların da, yolsuzluk operasyonu üzerinden küresel operasyona yol verenlerin de ivedilikle ortaya çıkarılmasını ve hukuk önünde hesap sorulmasını istiyoruz. Şuçun şahsiliği prensibinden hareketle olayla ilgisi olmayan şahıslar üzerinden Başbakanın, Hükümetinin, kurumların kuruluşların olayla ilgisi olmayan şahısların yıpratılmasının  karşısında olduğumuzu ilan ediyoruz.
             Huzur ve barışın sağlanmasında konuştuğumuz dil ve üslup çok önemlidir. Dil kalbin aynası olduğu gibi iyiliklerin ve kötülüklerin yaygınlaşmasına alet, kardeşliğin ve düşmanlığın oluşmasına da sebeptir.
Böyle olmasına rağmen yaşanan tartışmalarda izlenen yol ve kullanılan yöntemler, milletimizin ortak iradesiyle elde ettiğimiz bütün kazanımları tehdit edecek boyutlara vardırılması hepimizi yürekten yaralamaktadır.  Oysaki hepimizi huzursuz eden çatışma ve kavga ortamından çıkılması ancak barış dilinin yaygınlaştırılması ile mümkün olabilir. Çünkü Barış dilinin yaşam tarzı hâline geldiği bir toplumda gerçek anlamda barış ve kardeşlik sağlanabilir.
            Ne yazık ki Toplum olarak kitlesel iletişim araçlarının alabildiğine modernleştiği çağımızda giderek iletişimsizlik batağının girdabında boğulma yoluna doğru hızla ilerliyoruz. Sosyal medya üzerinden ağzı olanın konuştuğuna taraflar adına üretilen yanlış ve eksik bilgilerle barış ortamından kaos ortamına geçmek için adeta yangına benzinle gidildiğine şahit oluyoruz. Oysaki böyle zamanlarda Ülkesini ve milletini seven herkesin görevi ya hayır konuşması ya da susması esas olmalıdır. Artık geç kalmadan böyle kaotik ortamlardan kazançlı çıkacak olanların ortak düşmanlarımız olacağının farkına varmalıyız.
             Son yıllarda korkularından, kaygılarından, kavgalarından ve kamplaşmalarından kurtulan bölge ülkelerine ve dünya mazlumlarına verdiği destekle bölgesel lider ve küresel aktör olma yolundaki kritik eşiği aşmış olan Türkiye her zaman ülkemiz üzerinde menfur emeller besleyen küresel rekabetin kirli paydaşları üzerinde kaygı ve korku meydana getirmiştir.
            Bu gün yaşananlar Türkiye’nin bölgesinde küresel aktör olma çabalarının önüne geçilmesi senaryosundan başka bir şey değildir. Memur-Sen olarak milletimizle birlikte bu küresel operasyona ve onun içerideki ve dışarıdaki uzantılarına karşı, ürettiğimiz kazanımlara milli ve manevi değerlerimize  “Büyük Türkiye” idealine sahip çıkma azim ve kararlılığı içindeyiz.
            Gelinen nokta itibarıyla, gerçekten de “Büyük ve Lider Türkiye” idealini gerçekleştirmeye dönük icraatlarla bağdaşmayan yolsuzluk iddiaları hepimiz tarafından hayretle ve ibretle izlenmektedir. Hükümetten beklentimiz; mensubiyetine ve mevkilerine bakılmaksızın yolsuzluk iddialarına adı karışanların üzerine gidilmesi ve kamuoyunu tatmin edecek adımların içtenlikle atılarak, adaletin tecelli etmesinin sağlanmasıdır.  Varsa milletin malına kast etmiş,  yolsuzluğa bulaşmış olanların ayıklanmasıdır. Yine varsa yolsuzlukla mücadele kavramının arkasına sığınarak milli irade üzerinde kalıcı bir vesayet kurma hesaplarının boşa çıkarılmasıdır. 
            Şüphesiz millet iradesinin temsiline talip olmak bütün demokrasilerde meşru olup, İçinde bulunduğumuz süreç, sivil toplum kuruluşları, gönüllü teşekküller, cemaatler ve mensuplarının istedikleri partiyi destekleme veya parti kurarak siyaset yapma hakları mevcuttur. Ancak, sivil örgütlerin, cemaat ve mensuplarının seçime girmeden milli iradeyi teslim almaya yönelik çabalarının demokratik hukuk devleti anlayışında yeri yoktur.
            Son günlerde İslami hizmetleri ve prestijli faaliyetleriyle milletin takdirini kazanan cemaatin, devletin gücünü ve imkânlarını diğer toplumsal kesimleri yok sayacak ve onları hak kaybına uğratacak teşebbüslerinin olduğu iddiasının ortada dolaştığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu konuda muhataba düşen görev alınganlık göstermeden kamuoyunda oluşan “milli irade üzerinde vesayet kurma çabaları suçlamasını” boşa çıkaracak söylem ve eylemlerle kamu vicdanı rahatlatmaktır. 
            Sonuç olarak; “Cemaat-Hükümet” tartışmasının arkasına gizlenerek sahnelenen küresel operasyon, ülkemizde toplumsal bütünleşmeye zarar vermekte ve yeni kutuplaşmaların da zeminini hazırlamaktadır.
 Unutulmamalıdır ki, bu ülkeyi kutuplara ve kamplara bölmek için harekete geçirilmek istenen potansiyel, güç milli iradeyi ve kardeşlik iklimini hâkim kılmak isteyen medeniyet değerlerine bağlı kitleler tarafından devre dışı bırakılacaktır.
            Gün; hesaplaşma ve ayrışma günü değil, Gün; sertleşme ve kamplaşma günü değildir. Gün haklı bile olsa münakaşayı terk etme  tansiyonu düşürme günüdür., Gün; “Büyük ve Güçlü Türkiye” ideali için yeniden kucaklaşma günüdür.  Memur-Sen ailesi olarak, ülkemizin birliğini ve dirliğini bozma gayreti içinde olanlarla, milletimiz arasına nifak sokanlarla bütün gücümüzle mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz
            Tarih boyunca nice badirelerden geçmiş, ferasetiyle hakkın ve hakikatin yanında yer almış olan milletimizin, kendisini ve ülkesini hedef alan bu küresel operasyonu da bozguna uğratmak için üzerine düşen görevi yine yerine getireceğine inanıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
                                                                                                                                             Mustafa KIR
                                                                                                                                 
Memur-Sen                         
                                                                                                                                
Ankara İl Başkanı
 
Güncelleme Tarihi: 28 Aralık 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER