YÜKSEK İSTİŞARE KURULU, TOPLU SÖZLEŞME GÜNDEMİ İLE TOPLANDI

Türkiye Kamu-Sen İl temsilcileriyle Yüksek İstişare Toplantısı gerçekleştirdi.

YÜKSEK İSTİŞARE KURULU, TOPLU SÖZLEŞME GÜNDEMİ İLE TOPLANDI
Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Toplantısı, toplu sözleşme gündemi ile Ankara’da toplandı. 2011 yılında yapılacak toplu pazarlık sürecinin arifesinde yapılan Yüksek İstişare Kurulu coşkulu bir şölene dönüştü. Toplantıya il temsilcilerimiz, sendikalarımızın genel merkez yöneticileri ile Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Önder Kahveci, Türkiye Kamu-Sen Genel Mali Sekreteri ve Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk Büro-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Fahrettin Yokuş, Türkiye Kamu-Sen Genel Eğitim Sekreteri ve Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, Türkiye Kamu-Sen Genel Toplu Görüşme Sekreteri ve Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türkiye Kamu-Sen Genel Mevzuat Sekreteri ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, Türkiye Kamu-Sen Genel Basın Sekreteri ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, Türkiye Kamu-Sen Genel Dış İlişkiler Sekreteri ve Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türkiye Kamu-Sen Genel Sosyal İşler Sekreteri ve Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı İlhan Koyuncu da katıldı.
 
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, açış konuşmasında yaptığı değerlendirmede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesindeki emeklilik taleplerinin çok iyi irdelenmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'de darbelerden en çok zararı Türkiye Kamu-Sen mensuplarının ve Türk milliyetçilerinin gördüğünü dile getiren Koncuk, 28 Şubat sürecinde Türkiye Kamu-Sen’in kesintisiz demokrasi talebiyle, demokratik işleyişi engelleyenlere karşı eylem yapan tek sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Koncuk, “biz meydanlarda eylem yaparken, birilerinin eteğinin altına saklananlar, bugün demokrasi havarisi kesildiler. Darbelere karşıyız ama devletin kurumları arasında anlaşmazlık varmış gibi gösterilmesinin de kimseye bir faydası yoktur. Suçu olanlar bir an önce tespit edilip cezalandırılsın ama yıllarca süren davalar da demokrasiye ve hukuk devleti anlayışına zarar veriyor; yargılama, cezalandırmaya dönüşüyor.” dedi. Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in bugün de darbe yanlısı tüm kesimlerin karşısında olduğunu ifade etti.
 
Koncuk konuşmasında; yaşanan olayların, yüzyıllardır sahip olduğumuz değerlerin değiştirilmeye çalışıldığını gösterdiğini belirterek,  “Türkiye, bu şekilde huzuru yakalayamaz. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar son bulmak zorundadır. Bu ülkenin her bireyi kökeni, inancı ve siyasi görüşü ne olursa olsun bizim için kıymetlidir. Herkes için de öyle olmalıdır. İnsana verdiğimiz değeri tüm uygulamalarımıza yansıtarak, vatandaşlarımızın gönlüne girmek zorundayız. Sözde, birlik ve beraberliğimizi savunanların, vatandaşlarımızı ayrıştırması ve ötekileştirmesinin ülkemize huzur getirmeyeceği açıktır. Bin yılları bulan güçlü bir devlet geleneğimiz vardır. Türkiye’de bir takım kurumları birbiriyle kavgalı gibi göstermenin ve gerginlikleri güçlendirecek ifade ve söylemlerde bulunmanın hiçbir siyasi teşekküle ve milletimize fayda getirmeyeceğini görmek durumundayız. Sanal düşmanlar oluşturmamalıyız. Kendi kurumlarımızı, milletimizin değerlerine düşman kurumlar olarak görme anlayışından hızla kurtulmak zorundayız.” dedi.
 
Koncuk konuşmasını,  “Türk Silahlı Kuvvetlerinin biri hariç tüm kuvvet komutanları istifa etmiştir. Komutanlarımızın istifa nedenini çok iyi irdelemek durumundayız. Türkiye’de darbe karşıtı kurumların başında Türkiye Kamu-Sen gelir. Darbeci anlayışlardan bizim kadar üzüntü duymuş, zulüm görmüş başka bir camia yoktur. Ama hayatının hiçbir evresinde darbelerden zarar görmemiş, hatta varlık sebebi darbeler olanların, demokrasi havariliğine soyunması ve darbeler karşısında ezilmiş grupları da darbe yanlısı olarak göstermeye çalışması anlaşılır gibi değildir. Darbe anlayışına sahip nerede kim varsa, Türk Silahlı Kuvvetleri olsa da, onun karşısında Türkiye Kamu-Sen vardır. Ama samimiyetle vardır.” şeklinde sürdürdü.
 
Bir kısım bağımsız milletvekillerinin, kendilerince demokratik özerklik ilan etmelerine de değinen İsmail Koncuk, bu davranışın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımamak anlamına geldiğini söyledi.
 
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Türkiye Kamu-Sen olarak Ekim ayı içerisinde yeni Anayasa ile ilgili bir çalıştay yapılacağını ve Anayasa değişikliği hakkındaki talep ve önerilerin bu çalıştaydan sonra netlik kazanacağını vurgulayan Koncuk, bu çerçevede kamu çalışanlarının toplu sözleşme hakkının mutlaka grev ve siyasete katılma hakkı ile desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
 
“Anayasalar kutsal metinler değildir, ihtiyaç hasıl olduğu zaman değiştirilebilir. Ancak eğer değişiklikler terör örgütünün talepleri doğrultusunda gerçekleştirilmek isteniyorsa; bu, asla kabul edilemez. Ne yazık ki bugün Anayasanın ilk üç maddesi tartışılmaya açılıyor. Bugün  Türklük tanımını tartışır hale geldik. Bir sendikanın başkanlar kurulu sonuç bildirgesinde Türkiye vatandaşlığı şeklinde ifadeler yer almaktadır. Oysa Anayasada Türklük kavramı, bir ırkı tarif etmekten çok, bir üst kimlik olarak yer almıştır. Bazı kesimler milli devlet yapısından rahatsızlık duyuyorlar. Bu kesimler, terör örgütüne sevimli gözükmek adına, bunu yapıyorlar. Elbette anayasayı değiştirelim ama değiştirilmesi ihtiyaç olan maddeleri değiştirelim. Türk Dayanışma Konseyi ile birlikte yapacağımız çalıştayda biz de anayasada yapılmasını gerekli gördüğümüz değişiklikleri ortaya koyacağız” diyen Koncuk, konuşmasında; son günlerde gündemde olan ekonomik kriz ile ilgili ciddi uyarılarda bulundu. İsmail Koncuk, Başbakan’ın ekonomik krizle ilgili olarak söylediği “bu sefer kriz teğet bile geçmeyecek” sözlerine şu şekilde yanıt verdi:
 
“Bugünlerde ekonomik krizle ilgili çelişkili açıklamalar yapılmaktadır. Sayın Başbakan, bu sefer kriz teğet bile geçmeyecek dese de ekonomistler aynı şeyleri söylemiyor. Hatta iktidar partisinin genel başkan yardımcısı dahi vatandaşlarımızı harcama yapmamaları ve ekonomik krize karşı hazırlıklı olmaları konusunda uyarıyor. Biz teğet geçtiği zamanları da hatırlıyoruz, teğet geçmediği zaman ne olur bilemeyiz. Bugün ekonominin çok iç açıcı olduğunu söylemek oldukça güç. 2002’de 221 milyar dolar olan Türkiye’nin toplam borcu, 2009’da 487 milyar dolara, 2010 yılında 519 milyar dolara çıktı. Bugün itibarı ile 550 milyar dolar civarında bir borç yükü ile karşı karşıyayız. Her yıl ortalama 35 milyar dolar daha borçlanıyoruz. Cari açık aldı başını gidiyor. 2002 yılında 630 milyon dolar olan cari açık, 2011 yılının ilk 4 ayında 30 milyar doları buldu. Böyle giderse yıl sonunda bu rakam 100 milyar dolar olacak. Türkiye ekonomisinin yüzde 11 büyüdüğü ifade ediliyor. Oysa büyümenin kaynağının yurt dışından gelen sıcak para ve borçlanma ile sağlanan sanal bir büyüme olduğu görülmelidir. Bu nedenle büyüme, kamu çalışanlarına, emeklilere, işçiye yansımıyor. Bu büyümeye rağmen gerçek işsizlik yüzde 15’lerde. Türkiye’de kriz var mı yok mu? tablo belli.”
 
Toplu sözleşme sürecinde, kamu görevlilerinin kayıplarının telafisini beklediklerini dile getiren Genel Başkan İsmail Koncuk, toplu pazarlıklarda refah payı uygulamasının 2002 yılından sonra kaldırılması ve Uzlaştırma Kurulu kararlarının uygulanmaması nedeniyle doğan kayıpların karşılanmasını ve ekonomik büyümeden kamu görevlilerine de pay verilmesini talep edeceklerini bildirdi. Koncuk, Toplu sözleşme hakkının nasıl kullanılacağının hala belli olmadığına dikkat çekerek; Anayasa değişikliğinin üzerinden 1 yıla yakın zaman geçmesine rağmen uyum yasalarının çıkarılmaması nedeniyle, yaklaşan toplu pazarlık döneminde belirsizliğin hakim olduğunu söyledi.
 
“Toplu sözleşmeyi, olmayan bir kanunla 15 Ağustos’ta yapmak zorunda değiliz. 1 Ekim'de yasama dönemi başladığında ilk olarak memurların toplu sözleşme hakkının düzenlenmesini istiyoruz. 20 Ekim’e kadar geçecek sürede de; toplu sözleşme hakkımızı kullanabiliriz. 4 Ağustos’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile bir araya gelerek konuyu müzakere edeceğiz. Türkiye Kamu-Sen, 2011 yılı içinde toplu sözleşme yapmak istiyor” diyen Koncuk; Türkiye Kamu-Sen'in üye sayısının geçen yıla göre 23 bin 800 civarında arttığını belirterek, Türkiye Kamu-Sen’in istikrarlı bir büyüme ile yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi.
 
Açılış konuşmasının ardından, Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma  Sekreteri ve Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, üye çalışmaları ve sendikal örgütlenme ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.
 
Ardından Genel Toplu Pazarlık Sekreteri ve Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türkiye Kamu-Sen’in 2011 yılı toplu pazarlık talepleri ve bu konuda yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara detaylı bilgi verdi.
 
İlk bölümde yapılan konuşmaların ardından Türkiye Kamu-Sen tatil sitesinin tanıtımı yapıldı.
 
Toplantının öğleden sonraki bölümünde ise il temsilcilerimizin, toplu pazarlık süreci ve sendikal gelişmelerle ilgili olarak görüşleri ve değerlendirmelerine yer verildi. Toplantıda birçok il temsilcisi söz alarak, güncel konularda görüşlerini bildirdiler.
 
Yüksek İstişare Kurul Toplantısı Sonuç Bildirgesi’nin Pazartesi günü kamuoyu ile paylaşılmasına karar verildi.
 
Büyük bir coşku içinde gerçekleştirilen Yüksek İstişare Kurul Toplantısı, birlik; beraberlik ve dayanışma sloganıyla son buldu.



Güncelleme Tarihi: 01 Ağustos 2011, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
velit DEMİR TBS İL TEMSİLCİSİ MARDİN
velit DEMİR TBS İL TEMSİLCİSİ MARDİN - 13 yıl Önce

MerhabaEn güçlüsünüz zayıfa hakkını verendir.En zayıfınız da hakkını alandır.MARDİN

bağatur
bağatur - 13 yıl Önce

Tebrik ederim sayın başkanım.Güzel bir konuşma, anlayana.

SIRADAKİ HABER