Doğayı savunanlar AKP'yi uyardı

Doğanın ve yaşamın yağmalanmasına karşı direnenler, Ankara’da buluşarak AKP iktidarını uyardı

Doğayı savunanlar AKP'yi uyardı
Vadilerde, köylerde, kentlerde Türkiye’nin dört bir yanında doğalarına ve yaşamlarına sahip çıkmak için direnen yaşam savunucuları, ilk defa bir araya gelerek AKP iktidarını uyardılar. HES’lere karşı direnenler, termik santralleri istemeyenler, 'nükleer ölümdür' diyenler, siyanürle altın çıkartılmasına karşı köylerini savunanlar sel olup Ankara’ya aktılar. Yaşanabilir bir çevre ve doğa hakkı için bir araya gelen binlerce kişi hep bir ağızdan “Dereler kardeştir, halklar kardeştir” diye haykırdı.

Yetmiş yaşındaki Fadime Nine'den 7 yaşındaki Berfin’e kadar vadilerinde mücadele edenlerin katıldığı mitingde doğalarına ve yaşamlarına sahip çıkanlar sarı yazmalarını, puşilerini, kasketlerini, sopalarını alıp çıktılar Ankara sokaklarına. HES istenmediğinin, nükleerin tüp ile eş olmadığının, termik santrallerin havaya zarar verdiğinin söylendiği eylemde, doğa ve yaşam savunucuları saldırgan sermayeye karşı mücadelede kararlı olduklarını gösterdiler.

Yapılmak istenen hidro elektrik santrallerine, nükleer santrallere, termik santrallere, siyanürle altın çıkarmalara karşı doğasını ve yaşamını savunanlar bugün (9 Nisan) Ankara sokaklarında sel olup aktılar. Sabah saatlerinde Toros Sokak’ta yöresel kıyafetleri, ellerinde dövizleri, nakışlı tülbentleri ile toplanan binler, buradan saat 11.00’da yürüyüşe geçti. Tulumların, davul zurnanın eşlik ettiği yürüyüş boyunca atılan sloganlarla doğa ve yaşam savunuldu. Yürüyüş sırasında kortejin önünde yer alan yöresel kıyafetli kadınlar ilgi çekti. Bir diğer dikkat çeken nokta da Karadeniz bölgesinden gerçekleşen katılımdı.

Kolej Meydanı’nda saat 12.00’da başlayan mitingde ilk sözü “Doğa ve yaşamın yağmalanmasına hayır mitingi” düzenleme komitesi başkanı Mustafa Eberliköse aldı. Katılımcılara hoş geldiniz diyen Eberliköse, AKP iktidarına da seslenerek, “Bugün burada sizi uyarmak için geldik. Eğer doğamızı, yaşamımızı yağmalamayı sürdürürseniz yüzbinler olarak akarız Ankara’ya” dedi.

'Bir yaramız var, onun hesabını soracağız'
Fındıklı Dereleri Koruma Platformu adına konuşan Necmettin Kutluata Fındıklı halkının bir yarası olduğunu, o yaranın adının da HES olduğunu söyledi. Bu yaranın hesabını soracaklarını belirten Kutluata “Her kurumun bir bakanlığı var. Su-çevre-yaşam bakanlığı neden yok” diye sordu.

'Bunların ruhları bile sermayeye köle olmuş'
Kutluata’nın ardından söz alan Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan Mehmet Gürkan; yüzyıllardır yaşayan dedelerinin, atalarının ruhlarıyla alanı doldurduklarını söyledi. HES yapmak isteyenlerin ruhlarının bile emperyalizme-vahşi kapitalizme köle olduğunu söyleyen Gürkan, sularının satılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini belirtti.

'Ateşe su dökülmez'
Munzur Koruma Kurulu adına söz alan Bülent Akgün paraya iman edenlerin her alana göz diktiğini söyledi. Bu alanlardan birinin de sular olduğunu söyleyen Akgün bölgede yaşayan halkın barajlar nedeniyle göçe zorlandığını, biyolojik zenginliklerin yok edildiğini belirtti. “Barajlar iş imkanı sağlıyor” yalanıyla insanların kandırılmaya çalıştığına dikkat çeken Akgün buradaki asıl amacın ucuz, güvencesiz iş gücü yaratmak olduğunu ifade etti. Munzur yöresinde bir sözü hatırlatan Akgün “Bizim oralarda ateşe su dökülmez, çünkü ateş suya dökülürse su yanar derler. Bunlar bizim suyumuza ateş dökmeye çalışıyor, bizi yakmaya çalışıyor” dedi. Yapılmak istenenin 'İkinci Dersim Katliamı' olduğunu söyleyen Akgün her şeye rağmen direne direne bu mücadeleyi kazanacaklarını söyledi.

'Egemenlere yanıtı vadilerimizden vereceğiz'
Beyza Üstün ise Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu adına yaptığı konuşmada, vadilerde talana izin vermeyeceklerini belirtti. “Egemenlere yanıtı vadilerimizden vereceğiz” diyen Üstün, verilen mücadelenin yaşam ve emek mücadelesi olduğunu belirtti. Mücadelelerinin meşru bir mücadele olduğuna da dikkat çeken Üstün bu meşrulukla yollarına devam edeceklerini söyledi.

'Onlar kelepçe, dozer diyor; biz halkın hakları, örgütlü mücadele diyoruz'
Yeşil Gerze Derneği adına söz alan Songül Şahin, derelerine yapılmak istenenin bir cinayet olduğunu belirterek “Egemenler kelepçe, dozer diyor; biz halkın hakları, örgütlü mücadele diyoruz. Kürekle ve yürekle mücadele diyoruz” dedi. Sağlık ve yaşam haklarının elinden alındığını söyleyen Şahin, hakları için sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade etti.

'Nükleere inat yaşasın hayat'
Nükleer Karşıtı Platform adına konuşan Sebahat Arslan ise Akkuyu’da nükleer santrale izin vermeyeceklerini belirterek, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yüklendi. Nükleer santralin ölüm demek olduğunu, bunu da Japonya’da yaşanan son depremde açıkça görüldüğünü belirten Arslan nükleer santrale karşı mücadelelerinin sonuna kadar süreceğini söyledi.

Konuşmaların ardından sahne alan mahalli sanatçılar su üzerine yaptıkları atma türküleri tulum eşliğinde seslendirdiler. Miting Grup Sisli Rüya ve Grup Kibele’nin şarkıları eşliğinde halaylarla horonlarla coşkulu bir biçimde sürdü.

Sabah saatlerinde horonlar ve halaylarla başlayan eylem yine “HES’lere Hayır” sloganları eşliği horonlarla, halaylarla sona erdi.



Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER