ÜNİVERSİTELİ GENÇLERİN EN ÇOK KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR

Ergenlik ile yetişkinlik arasındaki döneme denk gelen üniversite hayatının sancılı bir süreç olmaması için uzmanlar, ailelere psikolojik danışmanlık alınması tavsiyesinde bulunuyor

ÜNİVERSİTELİ GENÇLERİN EN ÇOK KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR
Üniversiteye giriş telaşı yaşayan gençlerin üniversite hayatına da uyum sağlamaları önemli bir süreç. Ergenlik ile yetişkinlik arasındaki döneme denk gelen üniversite hayatının sancılı bir süreç olmaması için uzmanlar, ailelere psikolojik danışmanlık alınması tavsiyesinde bulunuyor. Uzmanlara göre, bu sayede gençlerin kendi kimliklerini keşfetmeleri, sağlıklı bir şekilde bireyselleşebilmeleri, sosyal, akademik ve kişisel alanları arasında nasıl bir denge kurabilecekleri hakkındaki sorulara doğru cevapları bulabilmeleri mümkün olabilir.
 
Gençlerin üniversiteye giriş konusunda en heyecanlı dönemlerini yaşadıkları şu günlerde uzmanlar, üniversite hayatına uyumun da sancılı bir süreç olabileceğine dikkat çekerek aileleri bu konuda uyardı. Kimlik oluşumunun henüz tamamlanmadığı ve esnek olduğu ergenlik ile yetişkinlik arasındaki bu dönemde bir uzmandan destek almanın önemini vurgulayan Ayna eğitim ve Psikolojik Danışma Merkezi’nden Uzman Psikolog Gizem Hancı, “Psikolojik danışmanlık, üniversiteli gençlere kendi kimliklerini keşfetmeleri, sağlıklı bir şekilde bireyselleşebilmeleri, değerleri, ilgi alanları, kim oldukları, sosyal, akademik ve kişisel alanlar arasında nasıl denge kurulabileceği hakkındaki sorulara cevap bulabilmeleri konusunda yardımcı olur” dedi.
 
Uzman desteği ile bu çok özel dönemde gençlerin yetişkin olarak gelecekte daha büyük sorunlara neden olabilecek konuları henüz yolun başındayken çözebileceğini açıklayan Hancı, “Üniversite hayatının yaşandığı genç yetişkinlik dönemi, ergenlik ile yetişkinlik arası bir dönemdir. Aslında diğer yaşam dönemlerine göre daha az dikkat çeker ancak üzerinde önemle durulması gerekir. Genç yetişkinlik döneminin zorluklarına üniversiteli olmanın da getirdiği değişimler eklenince baş etmek kolay olmayabilir” uyarısını yaptı.
 
Üniversite hayatı hem heyecanlı hem zorlu!
Üniversiteye başlamanın, hem heyecan verici hem de zorluklar ve değişimlerle dolu bir yaşam olayı olduğunu hatırlatan Uzman Psikolog Gizem Hancı, kişiye özgü problemlerin yanı sıra üniversiteli gençlerin karşılaştığı problemleri şöyle sıraladı:
• Yaşam biçiminde değişiklik: Üniversite hayatıyla birlikte aileden ilk kez ayrılma söz konusu olabilir. Tek başına, yurtta ya da arkadaşlarla ortak yaşam gibi daha çok sorumluluk gerektiren bir yaşam biçimine uyum gerekebilir.
• Maddi sorumluluklar: İhtiyaçlarını belirleyip buna göre para idaresi yapmak ilk kez deneyimleniyor olabilir.

• Zaman yönetimi: Akademik, sosyal ve kişisel alanlarda yapılması gerekenleri organize edebilmek ve zamanı iyi değerlendirmek konusunda zorluklar yaşanabilir. Ders çalışıp mesleki ilerlemeyi sağlayabilmek ve üniversiteli olmanın tadını çıkartabilmek arasındaki dengeyi kurup ikisini bir arada yürütebilmek zorlayıcı olabilir.

• Aile Özlemi: Üniversiteyi aileden uzak okumak ve bunun getirdiği özgürlük fikri her ne kadar cazip gelse de bazen aile özlemi tek başına üstesinden gelmesi güç bir sorun olarak yaşanabilir.
• Sınav Kaygısı: Üniversiteli genç, üniversiteye gelene kadar pek çok sınav deneyimi edinmiş olsa da çoğu zaman hazırlık okulunu geçebilmek, üniversiteyi bitirebilmek gibi hedeflere odaklanarak daha önce hiç hissetmediği kadar yoğun bir kaygı yaşayabilir. Çoğunlukla anne-babayı ve yakın çevreyi hayal kırıklığına uğratmamak, kazanılan bursları kaybetmemek gibi nedenler bu sınav kaygısını artırabilir.
 
“Ne yapacağını bilmek önemli!”

Değişimler karşısında ne yapacağını bilmenin gençlerin uyum sürecini daha rahat bir şekilde geçmesini sağlayacağını vurgulayan Gizem Hancı, “Gençlerin kendini tanıması, isteklerini ve ihtiyaçlarını belirleyebilmesi, kendini ifade edebilmesi yetişkinliğe geçişi de kolaylaştıracaktır” dedi.
 
Bu değişim sürecine nasıl uyum sağladığının gençlerin kullandıkları baş etme yöntemlerine de bağlı olduğunu aktaran Uzman Psikolog Gizem Hancı şöyle devam etti: “Gençlerin üniversite öncesi alıştıkları yapı aileye ya da öğretmenlere daha bağımlıdır. Üniversite hayatına geçişte ise artık eski yapı içinde kullandıkları yöntemler yeni düzen için işe yaramamaya başlayabilir. Bu nedenle, bu yeni düzene uyumu kolaylaştıracak farklı ve işe yarar yöntemlerin geliştirilmesi gerekir. Pek çok üniversiteli genç, kendini izole ve yalnız hissedebilir. Sanki kendisinden başka herkes yoluna sorunsuz bir şekilde devam ediyor ve sadece kendisi bu tip zorlukları yaşıyor gibi hissedebilir. Bu noktada uzman desteği büyük önem kazanıyor. Uzman desteği ile gençlerin ‘Kendimi ne kadar iyi tanıyorum?’, ‘Sosyal, duygusal ve akademik ilişkilerimde nasıl sağlıklı iletişim kurabilirim?’, ‘Değerlerim, hedeflerim ve hayata bakışım nedir?’ gibi önemli sorulara cevaplar bulabilmek mümkün olur.”
 Milliyet
Güncelleme Tarihi: 06 Ağustos 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER