Üniversiteye yeni başlayacaklara öneriler: Kayıt yaptırmaya giderken evrakı eksiksiz götürdüğünüzden emin olun. Önceden burs imkanlarını araştırın. Yarı zamanlı iş bulmak istiyorsanız kafelere, restoranlara, üniversitenizin kütüphanesine, yemekhanesine bakın. En önemlisi de ilk gün kampusta acemi çaylaklar gibi dolaşmayın!
Üniversiteler eylül ortasında açılmaya başlıyor. Kampuslara meraklı bakışlarla adım atan birinci sınıfları yaklaşık 4 yıllık bir süreç bekliyor. Üniversiteye girişte zorlu bir sınav maratonunu geride bırakıp, geniş bir sosyal çevre, özgür bir ortam, yeni aşklar, öğrenci evlerinde geyiklerle geçen geceler hayalleri kuranlar için bir rehber hazırladık. Rehberlik uzmanlarının görüşlerini, Türkiye’nin 7 bölgesindeki 22 şehirde yaşayan öğrencilerin deneyimlerini ve sosyal medya geyiklerini derledik.
Kayıt evraklarına dikkat!
İlk önerimiz kayıt süreci ile ilgili olacak. Çünkü, kayıt yaptırmaya gidildiğinde unutulan bir evrak, eşe dosta rezil olmanıza, kayıt dönemini kaçırıp üniversite hayallerinizin yıkılmasına neden olabilir. Bu nedenle kayıt için gitmeden önce götürmeniz gereken evrakları iyice araştırın ve eksiksiz götürün.
Okula gittiğinizde ise, kampus hayatınızı yalnız geçirmemek için çalışmalara başlayın. Aynı bölüme kayıt yaptıranlarla muhabbet kurmaya bakın. Onlara güler yüzlü davranın, sohbet edin. Karşı cinsten birilerini de gözünüze kestirmeyi unutmayın. Biliyorsunuz üniversite hayatı sadece yurtla okul arasında geçen yıllar değil. Özellikle küçük şehirlere gidecek olanlar için aşk, kampus hayatının vazgeçilmezi olacak.
Bütün işlemlerinizi tamamladıktan sonra hemen otobüse binip geri dönmek yerine, kampusta ve şehirde bazı keşiflerde bulunun. Okul açıldığında çaylaklar gibi ortada gezinmemek için kantinin, yemekhanenin, kafelerin, amfilerin, belki yolunuz düşer diye kütüphanenin yerini öğrenin. Kaç öğrenci kulübü olduğunu araştırın. Okul açıldığında kendinize uygun olanı seçip üye olun. Ama gaza gelip hepsine birden girmeyin.
Burs olanaklarını iyi araştırın
Burs olanaklarını iyi araştırın. Hatta bunu kayda gitmeden önce yapın çünkü, burs veren vakıf ve derneklere başvurular ağustos ayında başladı bile. Hem vakıf hem de devlet okullarındaki üniversiteliler için Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) tarafından Başbakanlık burslarının yanı sıra Türk Eğitim Vakı, Koç Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bulunduğunuz şehirdeki ticaret ve sanayi odaları, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Tekfen Vakfı gibi birçok vakıf ve dernek öğrencilere karşılıksız burslar veriyor. Genelde 9 ay boyunca yapılan ödemeler aylık 100 ile başarı durumuna göre 1000 TL arasında değişiyor. Bu nedenle araştırmalarınızı gitmeden önce tamamlayın ki, kayıt için gittiğinizde burs başvurusu yapmanız gerekebilir.
Yarı zamanlı iş imkanlarına bakın
İlk gün çaylak olduğunuzu çaktırmayın. Kendinize güvenin. 1-2 hafta kampusun sakinliğinden yakınmayın. Çünkü, üst sınıflar ilk haftalarda gelmez. İlerleyen günlerde kampustaki insan sayısının artmasıyla birlikte yeni sosyalleşme alanları da açılır. Ama kampusun sakin ortamını fırsata çevirmek elinizde. Keşif yapmak için kullanacağınız bu sürede para kazanmak için iş bulabilirsiniz. Devlet üniversitelerinde genelde kampus içindeki kafelerde öğrenciler saati 1,5 ile 2 TL arasında değişen ücretlerle çalışabiliyor. Çalışma gün ve saatleri de öğrencilerin derslerine göre programlanıyor. Hatta bazı vakıf üniversitelerinde çay otomatlarının, kafelerin işletmesi, reklam panolarının hazırlanması gibi işler de öğrencilere bırakılıyor. Böylece üniversite yıllarında iş hayatına hazırlanmasına yardımcı olunuyor. Hatta mezuniyetten sonraki iş hayatı da üniversite yıllarından çizilmeye başlanabiliyor. Bunun için öncelikle üniversitenizin, hatta fakültenizin öğrencilere iş ve burs bulmak konusunda destek olduğu bir birimi olup olmadığını öğrenmeniz gerekiyor. Örneğin, İstanbul Üniversitesi’nin öğrencilerin, hem burs hem de yarı zamanlı iş bulmasına yardımcı olan bir birimi var. İstanbul Tıp Fakültesi Mezun ve Mensupları Derneği’nde profesörlerin yaptığı çalışmalar sonucu öğrencilere burs imkanı sağlanıyor. Öğrencilere destek olmak için kermes düzenleniyor, ev eşyasından giyime, kiralık eve ve iş imkanına kadar birçok olanak sunuluyor. Siz de kendi üniversitenizin sunduğu imkanları iyi araştırırsanız, küçük bir kentte eğitim alsanız bile maddi sıkıntıya düşmeden, hocalarınızın desteğiyle rahat bir öğrencilik hayatı geçirebilirsiniz.
Ev kiraları el yakıyor
Kayıtlar tamamlandıktan 1-2 hafta sonra dersler başlayacağı için kalan süreyi iyi değerlendirin. Zorunlu olarak yanınızda bulunması gereken eşyaları mutlaka alın. Çünkü gideceğiniz şehirde, ‘öğrenci kontenjanından’ olduğunuz için bunlara çok yüksek ücretler ödeyebilirsiniz. Yurtta kalacaksanız ilk gece uzun ve sıkıcı gelebilir. Devlet yurtlarında kalıyorsanız oda arkadaşlarınızın sayısının 6 ile 8 arasında değişebileceğini unutmayın. Ödeyeceğiniz ücretse 180-200 TL civarında. Buna bir de yemek fişlerini de eklemeniz gerekiyor. Ama üzülmeyin, genellikle ilk yıl yaşanan yurt deneyiminin ardından muhtemelen, diğer öğrenciler gibi sonraki yılları birkaç arkadaşınızla kiraladığınız öğrenci evlerinde geçireceksiniz. Ama yurtta kalmak istemiyorum, ev tutacağım derseniz de harcamalarınıza dikkat etmeli ve ev arkadaşı bulmanız gerekiyor. Çünkü ister büyükşehirde ister küçük Anadolu şehirlerinde olun ev kiraları çok yüksek. Özellikle öğrenciyi gelir kaynağı olarak gören illerde bodrum katları, kalorifer dairelerinin bile kiraları 300 TL civarında. Ankara’da ev kiraları 500 TL’den başlıyor. Ankara ile birlikte diğer şehirlerde bir evde 3 kişi yaşıyorsanız aylık 150-200 TL kiraya ayırmanız gerekiyor. İstanbul ve İzmir’de ise evin merkezde ve okula yakınlığına bağlı olarak kiralar değişiyor ama 500 TL’den başlıyor. 3 kişi bir evde kalacak olursanız büyük kentlerde kişi başına düşen kira gideri 450-500 TL civarında. “Ne devlet yurdu, ne de kira” diyenler için özel yurtlarda da aylık ödemeler 300 TL’den başlıyor. Ama “Paranın önemi yok, konforlu bir öğrencilik hayatı istiyorum” diyenler için 5 yıldızlı otel konforunda, lüks spor salonları bulunan, havuz başında ders çalışma imkanları sunan özel yurtlar da var. Öğrenciler gayet güzel vakit geçirebiliyor. Özellikle soğuk kış aylarında bile hiç dışarı çıkmadan eğlenceli bir yurt hayatı sürebiliyor. Ancak, hayatta her şeyin olduğu gibi bunun da bir bedeli var. Fiyatları 500 TL ile 1.200 Euro arasında değişiyor.
Yurt imkanları ve kiralık ev bulmak için internette biraz zaman geçirmeniz gerekecek. Ama yurt seçiminde de dikkatli olmanız gerekiyor. Daha sonra istenmeyen olaylarla karşılaşmamak için yurt seçerken iyi araştırma yapmanız şart. Özellikle kiralık ev hakkında daha fazla bilgi edinmek için hurriyetemlak.com’a bakabilirsiniz.
Ev eşyası bedavaya gelebilir
Tabii, tek sorun ev bulmak değil, bir de eşya derdi var. “İkinci el eşyacılardan alırım” diye düşünmeyin, çünkü konuştuğumuz üniversite öğrencileri bu dükkanlardaki eşyaların da pahalı oluşundan şikayetçi. Ama çaresiz değilsiniz. Mezun olanlar genelde sosyal medya üzerinden eşyalarını, yeni üniversitelilere devrediyor. Bunun için sosyal medya üzerinden üniversitenizin öğrencileri tarafından açılan ‘... öğrencileri 2. el eşya değişimi grubu’ gibi grupları iyi araştırın. Hatta bazen üniversitelerin de ikinci el eşya satan butikleri olabiliyor. Bunlar arasında en bilineni ise Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu’nda bulunan Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na bağlı Öğrenci Butiği. Öğrencilerin çalıştığı butikte hem eşya hem de kıyafet bulabilirsiniz. Örneğin bir kazağa alınan sembolik ücret 1 ile 5 TL arasında değişiyor. Eşyaya ihtiyacı olanlar bir dilekçe doldurarak başvuru sırasına göre, eşya sahibi olabiliyor. Öğrencilere hibe edilen televizyon, fırın, buzdolabı gibi eşyalar için ücret alınmıyor, kullanıp tekrar geri verebiliyorsunuz. Üstelik eşyalar adrese teslim ediliyor ve öğrencilerden kargo ücreti de alınmıyor. Bir de Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda çalışmaları var. Yine hayırseverlerin bağışladığı eşyaların, üniversitelilere ulaştırılmasını sağlıyor. Bu çalışmayla ilgili bilgi veren Akdeniz Üniversitesi’nden bir öğrenci, turizm kenti olduğu için otellerin sık sık eşya değiştirdiğini ve öğrencilerin ihtiyacı olan birçok eşyayı buradan temin edebildiği bilgisini verdi. Üniversite hayatınızı geçireceğiniz kentte de böyle olanaklar olabileceği için araştırmalarınızı iyi yapmanız gerekiyor.
Mönüde makarna veya yumurta var
Üniversite hayatını evde geçirmek isteyenlerin bazı fedakarlıklarda bulunması gerekecek. En önemli tasarruf ise yemeklerden yapılıyor. Aklınızda eve çıkmak varsa makarnanın her çeşidini denemeye, birkaç gün üst üste yumurta yemeye ve menemenin lüks sayıldığı, patates kızartması ve çorbalarla idare edildiği günlere hazır olun. Konya’da yaşayan bir öğrencinin dediği gibi, “Bazen kuru fasülye makarnaya renk katıyor.”
Heyecanlanıp bütün kulüplere girmeyin
Renkli bir üniversite hayatının anahtarı genellikle kulüp çalışmalarından geçer. İster devlet, ister vakıf üniversitesinde en az 50-60 kulüp bulunuyor. Bunların hepsi aktif olmasa da ilgi ve yeteneklerinize uygun bir kulüp bulmaya çalışın. Ancak tavsiyemiz, gaza gelip bütün kulüplere üye olmamanız, ilgilerinize hitap etmeyen bir çalışmada yer almak zamanla sıkıcı hale gelebilir.
Üniversite hayatınız boyunca sosyal olun, her gün mutlaka kantine uğrayın. Okumak sadece derse girip çıkmaktan ibaret değil. Sosyal ve kültürlü bir insan olmanın yolunun kantin sohbetlerinden geçtiğini aklınızın bir köşesinde tutun. Üniversiteye daha bilgili adımlar atmak için yakın çevrenizdeki üniversite mezunlarından bilgi alın.
“Erkekler yakışıklı, kızlar güzelse popüler olur”
Diploma sahibi olmak kadar edindiğiniz bilgi birikim de önemli. Bu nedenle insanlarla ilişkilerinize dikkat edin. Popüler bir tip olursanız üniversite sonrasında da birçok kapının açılacağını unutmayın. Bu konuda da akademisyen gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ın, geçen yıl Hürriyet Pazar eki için Nuran Çakmakçı’ya verdiği röportajdaki önerilerine kulak verin: “Erkekler yakışıklı, kızlar güzelse üniversitede popüler olur. Ama sadece bununla sınırlı değil, aynı zamanda eğlenceli ve neşeli de olmanız gerek. İletişim kurmayı beceriyor, belli kulüplerde çalışarak gündemde kalıyorlar örneğin. Popülerlik, sosyal olmak öğrencinin hayatla kurduğu ilişkiye bağlı. “Sinemaya gitmem, müzik dinlemem, dans etmem, spor benim umurumda değil” dediğin sürece yalnız kalıyorsun. ‘İnek’ gibi görünmemek içinse tek şart var, az uyuyacaksın, eşşşekler gibi çalışacaksın. Ama yorgunluktan gebersen bile sosyal aktivitelere katılıp, “Ay ben de bu ineklere şaşırıyorum, hayatları çalışmakla geçiyor” cümlesini bol bol kullanacaksın. İşte o zaman inek olmadığını düşünüyor diğer ‘inek’ler. İyi bir kariyere hazırlanmanın yolu da, torpili sağlam baba arkadaşlarla ilişki kurmaktan geçiyor.”
Tasarruf önlemleri
- Makarnanın her çeşidini deneyin.
- Nohut, kuru fasülye, pirinç, çay, şeker gibi uzun süre dayanacak yiyecekleri memleketten getirin.
- Telefon faturası ödememek için hattı babanızın üstüne alın. Böylece faturalar siz görmeden ödenmiş olur.
- Soğuk kış gecelerinde doğalgaz faturasını düşürmek için ev arkadaşlarınızla ayrı ayrı odalar yerine aynı odada yatmayı tercih edin. Böylece tek odada kalorifer yakarak, faturayı düşürebilirsiniz.
- Yemekleri ısıtmak yerine soğuk yemeği tercih edin. Böylece yakacaktan tasarruf etmiş olursunuz.
- Öğrenim kredisi yerine karşılıksız burs bulmaya çalışın.
- Bazı üniversitelerin yemekhanelerinde güzel yemekler çıkar. Yemek saatleri de uzun olur. Buradaki öğrenciler önce saat 12.00’de öğle yemeği yedikten sonra, bir de 15.00’te yemekhane kapanmadan yemek yiyerek akşam yemeğini de aradan çıkarmayı deneyebilir.
- Üniversitenin açıldığı ilk günler ve kapandığı dönemlerde yemekhanede sulu yemek yerine kumanya verilebiliyor. Öğle yemeğinde karnınızı doyurduktan sonra, bir paket daha alıp, kimse görmeden çantanıza atarsanız akşam yemeği işini de halletmiş olursunuz.
- Hem geri dönüşüme, hem de cebinize katkıda bulunmak için yakın çevrenizden veya çeşitli vakıflardan az giyilmiş kıyafetleri uygun fiyata ya da bedavaya almanın yollarını arayın.
- Eşya değiştiren yakınlarınızı kollayın, okuduğunuz şehre götürebileceğiniz eşyaları alarak para ödemeden ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Gitar çalan tipler bile yoktu
Trakya Üniversitesi Arkeoloji 3. sınıf öğrencisi Hasan Mert Kaynar: Edirne’ye, İstanbul’dan gittim. Burası küçük bir şehir olduğu için biraz hayal kırıklığı yaşadım. En büyük hayalim amfide ders işlemekti. Ama bizim edebiyat fakültesinde bir tane bile amfi yok. Hep derslikler var. Okula ilk kayıt yaptırmak için geldim. Bizim üniversitenin fakülteleri birbirinden ayrı yerleşkelerde kurulmuş gibi. Yurt da aynı yerleşkede. Kayıt yaptırırken de zaten hepsini bir günde gezmiş oldum. Kayıtları yemekhanede aldılar. Kayıt işlemlerinden sonra da kütüphaneye, dersliklere, kalacağım yurda baktım. Üniversite deyince insanın aklına başka bir dünya geliyor. Daha özgür, daha rahat bir yer gibi düşünüyor insan. Hani üniversitede gitar çalan tipler var ya, onlar bile yoktu, çünkü böyle bir alanları yok. Ama gelip gördüğünde hayallerinden daha farklı bir ortamla karşılaşabiliyorsun. Bu da hayal kırıklığı yaratıyor, boşluğa düşmüş gibi hissediyor insan. Burada zaten sosyal aktivite imkanları, kulüp faaliyetleri de çok kısıtlı. Ben bir hafta erken gittim okula. Yurda henüz kimse gelmemişti. Bu sürede çevreyi gezdim. Daha sonra oda arkadaşlarım geldi. Onlar üst sınıflardandı. Bu da benim okula ve yurt ortamına daha rahat ayak uydurmamı sağladı.
Eğlenceli insanlar yok
Uşak Üniversitesi Otomotiv Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ali Kılıç: İstanbul’dan geldim buraya. Kayıt için annemle gelmiştik, gece yolculuk yaptığımız için sabah erken saatte buradaydık. İlk olarak yurt ve okul kaydı işlerini yaptık. Özel bir yurt bulup, işlemlerimi yaptıktan sonra okul kayıt işlerini tamamladık. Buraya gelirken cıvıl cıvıl bir ortam bekliyordum. Öğrencilerin, gençlerin olduğu bir yer eğlenceli olur diye düşünmüştüm. Özel bir hayalim yoktu ama böyle bir beklentim vardı. Ama burada hiç beklediğim gibi bir ortam bulamadım, yine de çok kötü etki yaratmadı bu durum bende çünkü kendime yakın arkadaşlar bulup, istediğim ortamı yaratabilirim diye düşünüyordum. Fakat bu da pek mümkün olmadı. Çünkü çok içine kapanık insanlar var burada. Şu anki arkadaşlarım da zaten daha çok üniversiteli değil de burada yaşayan halktan insanlar. Şu anda bir evde kalıyorum, 3 kişiyiz ama biri sürekli şehir dışına çıkıyor iş için. Yemeği daha çok dışardan yiyoruz. Faturalar da çok fazla gelmiyor. En fazla 20-30 lira civarında. Bunların dışında tasarruf yapacak çok fazla bir şey kalmıyor.
İlk yıl yurtta kalmak iyi oluyor
Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisi Murat Çaputçuoğlu: İstanbul’a, Denizli’den geldim. Daha önce buraya gelmemiştim. Kayıt için ablamla birlikte gelmiştik, işlemleri tamamladıktan sonra kampusu gezdik. Birkaç hatıra fotoğrafı çektirdik. Sonra hazırlık sınavlarına girdim. Birkaç sınava girince biraz alıştım ortama. İlk yıl yurtta kaldım, oradaki arkadaşlarla tanıştım. Ortama alışmam için iyi oldu. İlk günler çok heyecanlıydı. Daha sonra yurttaki arkadaşlar ayrılınca insan evde yaşamak istiyor. Rahatıma düşkün olduğum için de eve çıktım bir arkadaşımla birlikte. Üniversiteye yakın bir yerde oturuyoruz. Genelde temizliği, bulaşığı vs. birlikte yapıyoruz ki bir kişiye çok yüklenmeyelim. Tasarruf önlemi olarak da çok kısmıyoruz ama suyu, elektriği vs. dikkatli kullanmaya çalışıyoruz. Boş zamanlarımda öğrenci asistan olarak üniversitede çalışıyorum. Üniversiteye yeni başlayacaklara, ortama alışmaları için ilk yıl yurtta kalmalarını öneririm. Çünkü ortama alışmak için iyi oluyor. Daha sonra isterlerse eve çıkarlar zaten. Üniversite yeni bir heyecan, yeni bir çevre, arkadaşlıklar vs. olduğu için bunun tadını çıkarmalarını tavsiye ederim. Ama dersleri de ihmal etmemek lazım elbette. (hürriyet)
Güncelleme Tarihi: 02 Eylül 2013, 00:00