ÖĞRETMEN İSTİHDAM POLİTİKAMIZ

BLOOMBERG TV’YE KATILAN GENEL BAŞKAN İSMAİL KONCUK ÖĞRETMEN AÇIĞINI DEĞERLENDİRDİ

ÖĞRETMEN İSTİHDAM POLİTİKAMIZ


 

Öğretmen atama problemi gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Herkesin kabul ettiği bir gerçektir.Bununla ilgili yeni projeler geliştirmek lazım. Özel sektörü adres göstermenin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Özel sektörde iş bulma imkânı ve çalışma şartları vahim şuanda. Eğitim öğretimde özel sektör dediğimiz zaman aklımıza dershaneler, etüt merkezleri ve özel okullar geliyor. Özel okullarda ve dershanelerde öğretmenler sömürülüyor. Bizim mevcut öğretmen açığını eritebilecek projeler ortaya koymamız mümkün. Şuan orta öğretimde okullaşma oranı ortalama % 65’lerde, orta öğretimde okullaşma oranını % 100’e çıkardığımız zaman ciddi bir öğretmen açığımız ortaya çıkacak. Derslik başına düşen öğrenci sayısını Avrupa Birliği ortalamalarına çektiğimiz zaman da şuanda mevcut öğretmen ihtiyacının üzerine bir öğretmen ihtiyacı daha doğacaktır. Öğretmen ihtiyacını eğitim öğretimin sadece okullarımızın duvarıyla çevrili bir aktivite olmadığını bilerek hesap etmeliyiz. Şuanda yapılan araştırmaya göre insanların  %25’i okuma yazma bilmiyor. Toplumun eğitimini, anne babanın eğitimini de göz önüne alırsak başka bir öğretmen ihtiyacı daha doğacaktır.
Eğitim öğretim okul süresiyle sınırlı bir faaliyet değildir. Okul saatleri dışında da devam eden bir süreçtir. Bu projeleri Türkiye ortaya koyduğu zaman şuanda mevcut öğretmenlerin tamamını bile atasanız dönüp başka öğretmen var mı atanacak diye aramaya başlarsınız.
Şuanda sözleşmeli öğretmenlerin tamamı seçim öncesi yapmış olduğumuz mücadelemizle kadroya alındı, ancak ücretli öğretmenler maalesef kendi devletleri tarafından sömürülen 1 ders karşılığında 7,5 TL alan eğitim fakültesi mezunlarıdır. Bu ülkeyi yöneten insanlar geçen yıl 80 bin kadro ataması yapmak yerine büyük bir çoğunluğu eğitim fakültesi mezunu olan ücretli öğretmenlerle öğretmen açığını kapatmaya çalıştılar. Mesela bazı ilçe merkezlerinde hatta il merkezlerinde lise mezunlarını bile ücretli öğretmen olarak atadılar. Güneydoğu Anadolu’nun birçok ilçesinde kimya, fizik fakültesi mezunu öğretmenler bulamazsınız büyük ihtimalle. Bunun yerine başka mezunlarla bunları karşılamak durumundasınız. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında en az 80 bin daha ücretli öğretmen görevlendirmesi yapılacağını düşünüyorum. Bu hem eğitim öğretim kalitesi açısından hem de ataması yapılmayan bunca eğitim fakültesi mezunu açısından bir utançtır. Bu ülkeyi yönetenler, bu ülkenin başbakanının, bu ülkenin milli eğitim bakanının, bu ülkenin bakanlar kurulunun milletvekillerinin kendisine bu eğitim politikasıyla nereye gidildiğini sorması lazım. Bütün dünyada en elit mesleklerden biridir öğretmenlik, böylesine elit bir mesleği biz ayaklar altına aldık. Öğretmenlik aşkıyla eğitimini bitiren gençlerimiz bu eğitim politikası ile bugün kahve köşelerinde annesinin babasının vereceği 3 kuruş harçlığa muhtaç halde. Ataması yapılmayan öğretmenlerimizi bazı özel okul ve dershanelerin sömürüsüne terk ettik.
 

 

 

İTHAL İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ PROJESİ
Bir çocuğun doğduğu andan itibaren kendi ana dilini öğrenmesine benzer bir metotla öğretmek zorundayız. Buda uzun yıllar alan bir süreçtir. Bir anne, baba kelimesini binlerce kez belki söyledikten, telaffuz ettikten sonra mükemmeliyet kazanabiliyorsunuz. İngilizce öğretimine ilköğretim okullarında 4. ve 5. sınıflarda son yıllarda başlandı, orta öğretimde İngilizce ders saati süresi belli. Biz bu ders saati içerisinde öğrencilerimizin bülbüller gibi konuşmasını beklememeliyiz. Bu değerlendirmeyi yapanların hangi mevki makamda olursa olsun İngilizce eğitim metotlarından çok haberdar olduklarını düşünmüyorum. Nimet Çubukçu döneminde bizimde çok ciddi tepki gösterdiğimiz, eylemler yaptığımız ve bizim Vatikan Projesi olarak adlandırdığımız İthal Öğretmen projesini hayata geçirmek için bir zemin mi aranıyor düşüncesi akla gelmeli. Yabancı öğretmen ithaliyle İngilizce öğretiminin Türkiye de anladığımız anlamda mükemmellik kazanacağına ben asla inanmıyorum ve bu düşünceye asla katılmıyorum. Aynı şartlarda haftada 2-3 saatte değil, yabancı öğretmen, öğrencilerin her birinin etrafına yabancı profesör dikseniz arzu ettiğimiz anlamda ‘How old are you?’ demeyi öğretemezsiniz. Bu değerlendirmeyi yapanların Türkiye deki yabancı dil eğitiminin hangi seviyede olduğunu bilmesi lazım. Bizim eğitim sistemimiz çok yoğun, bunu sadece İngilizce öğretmenleri bakımından söylemiyorum, matematik, fizik, kimya öğretmenleri her bir öğretmen bakımından aynı sıkıntı var. Biz yıllardır öğrencilerimize çok şey vermek isteriz, çok azıyla yetiniriz. Bu kadar yoğun olan müfredat programının yeniden gözden geçirilmesi lazım. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yoğun bir müfredat olduğunu düşünmüyorum.
 

Öğretmenlerimiz, her fırsatı kendi branşlarında en iyi olmak için değerlendirmelidir. Ahlaki ve doğru olanı mesleğimizi en iyi şekilde öğrenmemiz, icra etmemiz, yüceltmemizdir. Ama şuanda ben mesleğinde çok başarılı olabilecek gençlerimizin enerjilerinin heba olduğunu üzülerek ve yüreğim parçalanarak seyrediyorum. Bunlar bizim evlatlarımız ve her geçen yıl bu sayı artarak devam ediyor. Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Bey bizzat kendisi bu yıl itibariyle 138 bin öğretmen ihtiyacının olduğunu söyledi. Türkiye’nin bütçesinin çok güçlü olduğunu söyleyen Sayın Başbakanımız bu güçlü bütçeyi gençlerimizin geleceği için kullansın. Neden korkuyoruz ben bunu anlamakta zorlanıyorum.

 

 

Güncelleme Tarihi: 08 Eylül 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER