YARGININ TEMEL SORUNU: HAKİM NİTELİĞİ

İktidar zayıfken yaptığı b&uuml;t&uuml;n icraatları iptal eden, iktidar g&uuml;&ccedil;lenince yaptığı b&uuml;t&uuml;n icraatları tasdik eden bir hukuk sistemi devlet i&ccedil;in kanserli bir dokudur. Yapılan b&uuml;t&uuml;n icraatların tasdik&ccedil;isi bir hukuk sistemi iktidarı hoşnut etse de zaman i&ccedil;inde devlete duyulan g&uuml;ven ve vatandaşların bağlılık duygusunu azaltacağından &uuml;lkenin temeline konulmuş bir dinamit gibidir. İktidar, b&ouml;yle bir yargıyı besleyerek kendisinin ve &uuml;lkenin sonunu getirir.<br />&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; T&uuml;rk hukuk sisteminin bu a&ccedil;ıdan i&ccedil;ler acısı durumda olduğunu c&uuml;mle alem bilir. Yargıdaki iş y&uuml;k&uuml;, bağımsızlık &nbsp;ve sistem sorunları s&uuml;rekli dile getirilirken h&acirc;kimlerin nitelik sorunu&nbsp; dile getirilemez. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&acirc;kimleri eleştirmek y&uuml;rek ister. Oysa yargıda temel sorun nitelik sorunudur.<br />&Uuml;lkemizdeki h&acirc;kim niteliği nasıldır. Doğru se&ccedil;im yapılmakta mıdır?<br />Taraflar arasında&nbsp; doğru kararlar verilmesinde zeka tek başına yeterli değildir. Maalesef &uuml;lkemizde h&acirc;kim se&ccedil;iminde kıstas sınavlardaki başarıdır. Oysa h&acirc;kim se&ccedil;iminde kişinin zekası kadar&nbsp; karekteri de &ouml;nemlidir. Bu nedenle h&acirc;kim se&ccedil;iminde son derece adil, &ouml;zg&uuml;veni olan, &ouml;zg&uuml;r iradesiyle hareket edebilen, y&ouml;nlendirme, tehdit veya baskı etkisinde kalmayacak kadar sağlam karakterli, &nbsp;cesur insanların se&ccedil;imi sağlanmalıdır. Bunun i&ccedil;in h&acirc;kim adayları hakkında ciddi araştırmalar yapılmalıdır.<br />&Ouml;zellikle idare mahkemelerine h&acirc;kim se&ccedil;iminde, hi&ccedil;bir devlet tecr&uuml;besi olmayan, hi&ccedil;bir yerde &ccedil;alışmamış, hayat ve kamu hizmeti tecr&uuml;besinden yoksun yeni mezun gen&ccedil;lerin sınava alınarak h&acirc;kim yapılması son derece yanlıştır.&nbsp; Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında idari h&acirc;kimlerin devlet tecr&uuml;besi olan nitelikli kişiler arasından sınavla se&ccedil;ilmesi daha doğru olacaktır.<br />H&acirc;kimlerin mesleki niteliği konusunda ise durum ortadadır. Bu nedenle &uuml;lkemizde H&acirc;kim Uzmanlık Sınavı yapılması ve yargı mensuplarının uzmanlaşması i&ccedil;in bir &ccedil;alışma yapılmış ve bu d&uuml;ş&uuml;nce kamuoyuyla 3-4 yıl &ouml;nce paylaşılmıştır. Ancak uygulamaya ge&ccedil;ilmemiştir. H&acirc;kimlerin mutlaka bir alanda uzmanlaşması sağlanmalı ve o alanda istihdam edilmelidirler.<br />H&acirc;kimin ne kadar yanlış karar verse de mesleki a&ccedil;ıdan g&uuml;vence altında olması, karar verilirken &ouml;zensizliğe neden olmaktadır. Vermiş olduğu karalarda isabet olmayan h&acirc;kimler sistem i&ccedil;inde tutulmamalıdır. Bunun i&ccedil;in, verilen kararların onanma ve bozulma oranlarına ilişkin kıstas getirilerek hak etmeyenler derhal g&ouml;revden alınmalı, uygun g&ouml;revlere ge&ccedil;işleri yapılmalıdır.<br />Bu g&uuml;n &uuml;lkemizde davların yıllarca s&uuml;rmesinin tek nedeni dosyaların fazlalığı olarak g&ouml;sterilmektedir. Oysa h&acirc;kimlerin adeta karar vermeye korkması ve dosyaları uzatıp kendinden sonrasına devretmesidir. Dosyaya ilişkin karar verme niyetinde olmayan h&acirc;kim duruşma &ouml;ncesinde dosyaları inceleyip kendisini karara g&ouml;t&uuml;recek bilgi ve belgeleri tamamlamak yerine, duruşma sırasında dosyaya g&ouml;z atıp, başka bir tarihe ertelemektedir. Bu da birka&ccedil; duruşmada bitebilecek davaların yıllarca s&uuml;rmesine neden olmaktadır.<br />&Uuml;lkemizde h&acirc;kimlerin nitelik sorunuyla birlikte bir de zihniyet sorunu vardır. Bu sorun da en az nitelik sorunu kadar &ouml;nemlidir. &nbsp;H&acirc;kimler kendilerini, T&uuml;rk Milleti adına karar vermek &uuml;zere se&ccedil;ilmiş&nbsp; &ldquo;bağımsız&rdquo; kişiler olarak değil devletin memuru olarak g&ouml;rmektedirler. Devletin memuru olduğunu d&uuml;ş&uuml;nen h&acirc;kimler, devletin kişilere yaptığı idari eylemler karşısında tarafsız bir tutumla karar vermek yerine devleti koruma g&uuml;d&uuml;s&uuml;yle hareket etmektedirler.&nbsp; T&uuml;rk Milleti adına değil adeta devlet adına kararlar vermektedirler. Bir&ccedil;ok h&acirc;kim i&ccedil;in &ldquo;T&uuml;rk Milleti Adına&rdquo; karar vermek kararların başında yer alan rutin yazılı bir metinden başka anlam ifade etmemektedir. Her ne kadar maaşını devlet &ouml;dese de, o paranın T&uuml;rk milleti tarafından devlete verildiğini, kendisinin devletin emri altındaki bir memur değil T&uuml;rk Milletinin temsilcisi olduğunu y&uuml;rekten hisseden, bağımsız karakterli h&acirc;kimlere ihtiyacımız vardır. Bu nitelikteki h&acirc;kimlere kavuştuğumuz zaman yargı ger&ccedil;ek anlamda bağımsız olacaktır. Her h&acirc;kim iyi bilmelidir ki &ldquo;Bir h&acirc;kim ancak karakteri kadar bağımsızdır.&rdquo;<br />Doğan CEYLAN<br />Y&ouml;netim Bilimi Uzmanı<br />
YORUM EKLE