DİYANET-SEN AÇILIŞINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu: “Artık darbe paketini kapatalım, demokrasi paket paket değil top yekün bir anayasayla toptan gelsin. Eksiksiz demokrasiye kavuşalım istiyoruz…”

DİYANET-SEN AÇILIŞINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Diyanet Sen Açılışında Önemli Açıklamalar
 
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu: “Artık darbe paketini kapatalım, demokrasi paket paket değil top yekün bir anayasayla toptan gelsin. Eksiksiz demokrasiye kavuşalım istiyoruz…”
 
   
 
 Diyanet-Sen Genel Merkezi yeni binasının açılışına Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları, eski bakan ve milletvekillerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
 
Açılışında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, “Bu güzel misyonu bize temelini atarak miras bırakan Başta konfederasyon Kurucu Genel Başkanı merhum Mehmet Akif İnan olmak üzere, Diyanet-Sen’in temelini atan merhum Genel Başkanımız Ahmet Yıldız’dan Allah razı olsun. Allah onlara rahmet eylesin. Bu yolculuk onların gösterdiği hedef doğrultusunda devam ediyor. İnşallah da bu şekilde devam edecek. Bizler, sendikalarımızın temelini atarken kamu görevlilerinin, ülkemizin ve insanlığın sorunlarını dert edineceğimizi söyleyerek yola çıktık. Sadece 2013 yılına girerken yaptıklarımız bu misyonda yolumuza devam ettiğimizin göstergesidir” şeklinde konuştu.
 
Yeni yıla kamuda kılık kıyafet özgürlüğü, özelliklede kamuda başörtüsüne özgürlük sloganıyla girdiklerini söyleyen Gündoğdu, başörtüsü özgürlüğü için 12 milyon 300 bin imza topladıklarını belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
 
“Anayasada yasada bir engel olmamasına rağmen 82 model bir yönetmelikle yok sayılan hakların ve başörtüsü yasağının sona ermesi için fiili olarak başörtüsü eylemi başlattık. Bugün bizim fiilen çözdüğümüz bu sorunu hükümet hukuken çözüyor.”
 
Gündoğdu, Çanakkale ruhunun yeniden inşası için, 76 milyonun kardeşliği için çözüm sürecinde ellerini taşın altına koyduklarını ifade ederek “Doğuştan gelen ırklarıyla hiç kimsenin bir birine üstünlük sağlamaması gerektiğine inanarak kardeşlik projesinde yer aldık. Sonra Taksim’de ağaç bahanesiyle bu ülkeyi gerenlerin karşısında olduk. Gezi eylemlerinde yer alan sendikalara hani siz sermayeye, uluslararası faiz lobisine karşıydınız şimdi niçin onlarla kol kolasınız sorusunu yönelttik. Yakın komşularımızda yaşanan diktatörlüklere, katliamlara karşı duyarsız olmadık. Esed katiline, Sisi darbecisine karşı Türkiye’de “Mısır için direniş insanlık için diriliş” adıyla bir miting yaptık” diye konuştu.
 
1960’ta başlatılan darbeci geleneğinin, 80 darbesiyle, 28 Şubat kirli süreciyle, e-muhtıralarla ve balyoz planlarıyla kirli senaryoların devam ettiğini hatırlatan Gündoğdu, “Memur-Sen ailesi yeni Türkiye’nin mimarları içerisinde toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de evet diyerek öncülük yaptı. 23 maddelik referandum paketinin tamamı harikaydı. Fakat o pakete yetmez ama evet demiştik. Bugünkü Demokratikleşme paketine evet ama eksik diyoruz” dedi.
 
Sadece başörtü özgürlüğünün bile başlı başına cinsiyet ayrımcılığını bitirdiğini dile getiren Gündoğdu, başörtüsü yasağının kaldırılmasını kadın kadına eşitsizliğin sona ermesini sağladığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:
 
“Başörtüsü yasağı üzerinden bir yönetmelikle Anayasayı, Evrensel Hukuku çiğneyenlerin milletin seçtiklerine haddini bildirenlerin bu anlayışının sona ermesi adına mükemmel bir nokta. Başörtüsü Allahın emridir. Başörtüsü kadınların birey olarak kendilerinin inandığı gibi yaşama hürriyetlerinin gereğidir. Demokratik bir tercihtir. Demokratikleşme paketinde eksik veya yanlış olarak gördüğümüz bir noktada şudur ki. Bayan asker bir kardeşimiz başını örtmek isterse bu başörtü güvenliğe engel mi olur. Yargı mensubu bir kardeşimizin başörtülü olması adalet duygusunu mu zedeler. Bunları da sormadan edemiyoruz. Ayrıca Sayın Başbakanımızın bir çağrısı vardı. “Bu paket önemli. Bundan sonraki paketler için önerilerinizi bekliyoruz.” demişti. Ben buradan erkeğe sakal, bıyığı üstten almama, faulünün boyu ve kravat takma mecburiyetinin ortadan kaldırılması öneriyorum. Bu önerilerimiz kabul görürse demokratikleşme yolunda önemli adımlardan biri olacaktır. Bundan sonrada eksiksiz demokrasiye hep beraber geçmiş olacağız inşallah.”
 
Gündoğdu, dün paket paket darbenin olduğunu bugün ise Memur-Sen’in dillendirdiği, öteden beri önemsediği yüzlerce konuda Sayın Başbakanın dik duruşuyla paket paket demokrasi geldiğini belirterek “Artık darbe paketini kapatalım, demokrasi paket paket değil top yekün bir anayasayla toptan gelsin. Eksiksiz demokrasiye kavuşalım istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
Hizmet için açılan bu binaları önemsediklerini ifade eden Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, “Buralar bizim evimiz. Ekmeğimizi burada büyütüyoruz. Demokrasiyi geliştirmek için burada projeler hazırlıyoruz. Dünya mazlumlarının yanında daha dik durabilmek için buralarda gece gündüz çalışıyoruz. Bina davaya ve insana hizmet ediyorsa önemlidir. Bu binamızın da davamıza hizmette önemli bir araç olmasını umuyorum” temennisinde bulundu.
 
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, Diyanet-Sen Genel Merkezinin açılışındaki konuşmasında, sendikanın çalışma hayatında mümtaz bir yere sahip olduğunu belirtti.
 
Başarılı çalışmalarından dolayı sendika yetkililerini kutlayan Bozdağ, açılışın Camiler ve Din Görevlileri Haftası'na denk getirilmesinin de önemli olduğunu söyledi.
 
Hükümet olarak sendikaların çalışmalarına, çalışanların hak arama mücadelelerine büyük önem verdiklerini ifade eden Bozdağ, attıkları adımları bu sözlerinin tanığı olarak gösterdi.
 
Düzenlemeyle kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkını getirdiklerini ifade eden Bozdağ, sendikalaşmanın önündeki birçok engeli de kaldırdıklarını söyledi. Yapılan düzenlemeler hakkında bilgi veren Bozdağ, 1 Mayıs'ı bayram ilan ettiklerini, 1977'den sonra işçilere Taksim'i açan ilk Hükümet olduklarını da vurguladı. Bu konularda samimi adımlar attıklarını dile getiren Bozdağ, gerek çalışanları gerek sendikalar güçlendirmek için adımlar atmayı sürdüreceklerini söyledi.
 
Din ve vicdan özgürlükleri konusunda da önemli adımları hayata geçirdiklerini belirten Bozdağ, "Din ve vicdan özgürlüğünün alanının genişletmek adına son Demokratikleşme Paketinde de önemli ve tarihi adımlar var" diye konuştu.
 
Türkiye'de yıllar yılı yaşam tarzına müdahale tartışmalarının yapıldığını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
 
"Hükümetimizi de bu noktada haksız yere eleştirenler, iftira atanlar oldu. Ama biz kişilerin bireysel tercihleriyle kendi yaşam tarzlarına ilişkin bütün hayata geçirmek istedikleri hususların tamamını yasal güvenceye kavuşturduk ve atacağımız bu yeni adımla çıkacak yasayla kişilerin dininden, siyasi, felsefi görüşünden anlayışından dolayı farklı tercihlerini teminat altına aldık, buna kim müdahale etmek isterse, kim engel olmak isterse onu 1-3 yıl arasında hapis cezasıyla değiştiren düzenlemeyi getiriyoruz.
 
Bir başka adım da atıldı bu çerçevede, ayrımcılık maddesi kapsamında, toplu ibadet yapma imkanı vardı bizim yasalarımızda da ama bireysel olan güvence altında değildi. Bir toplu ibadetin yanında bireysel olarak ibadetleri güvence altına alan bir adım attık. Kişilerin inancının gereğini yapmalarını engellemeyi suç haline getiren başka bir adım attık. Bu yaptığımız iki düzenlemenin tamamı da bu ülkede yaşayan hangi inanca, dine veyahutta din içinde hangi farklı yorumlara sahip olursa olsun bütün vatandaşlarımızın inançlarını ve bunun gereklerini yapmalarını teminat altına alan bir düzenlemedir."
 
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, da 10 yıldır yetkili sendika olduklarını belirterek “Şu anda 70 bin civarında üyemiz var. Hedefimiz 100 bine ulaşmak. 10 yıldır yetkiyi taşımak ve her yıl güçlenerek zirvede kalmak hiç de kolay değildir. Bu onuru devam ettirmek sabır ve sebat ister, fedakarlık ve sadakat ister, mertlik ve direnç ister, şuur ve muhakeme ister, hüner ister, Hak’ta sebat istikamet ister, sıdk ve vefa ister” dedi.
 
Müslüman’ın herşeyin en iyisine layık olduğunu belirten Bayraktutar “İşte bu Genel Merkez büyüyen Konfederasyonun büyüyen sendikasının somut neticesidir. Müslüman her şeyin en iyisine layıktır. Genel Merkez’de dinin anlatıcıları öğreticileri olarak herhâlde en çok bize lazımdı. Kendi mülkiyeti olması hasebiyle Diyanet-Sen var olma noktasında sağlam bir temel atmıştır. Türkiye’nin dört bir yanında imanla, şevkle hizmet veren Diyanet ve Vakıf çalışanlarının artık Ankara’da nezih bir genel merkezi var. Kapımız 76 milyona her zaman açıktır. Diyanet-Sen Genel Merkezi sevginin , hoşgörünün, muhabbetin, örgütlülüğün ve elbette erdemli sendikacılığın merkezi olacaktır. Binamızın zekatı hizmet olmalı, Zekâtı olmayan bir malın hayrı olmayacaktır. Biz bu zekatı bolca çalışıp kazanım üretmekle ödemeliyiz. Camiler ve Din Görevlileri Haftasına denk gelen açılışımız da Din Görevlilerimize hediye ettiğimiz bu binanın nice hayırlı ve güzel hizmetlere vesile olmasını yüce Allah’tan diliyorum. Bu güzel günde bizimle birlikte olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
 
Diyanet-Sen’in başarısının sırrının herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması olduğunu söyleyen Bayraktutar “Evet zirveye çıkmak zordur, ancak zirvede kalmak daha zordur. Diyanet-Sen zirvededir çünkü genel merkez yönetiminden şube yönetimlerine, il temsilciliklerinden tüm üyelerimize herkes üzerine düşen çalışmayı, fedakarlığı yapmıştır, sabır ve sebatla yürütülen çalışmalar, vefa ve sıdk ile güçlenmiştir, birlik ve beraberlik şuuru ile başarı katlanmış, doğru yoldan şaşmayıp Hak’ta sebat ile taçlanmıştır. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Büyük Diyanet-Sen ailesinin başarısıdır” dedi
Güncelleme Tarihi: 04 Ekim 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER