Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Seviye Belirleme Sınavı (SBS) 6, 7 ve 8’inci sınıflar için planladığı 36 sınavlık sistemine eğitimciler tepki gösterdi. Sınav sayısının fazla olduğu görüşünde birleşen uzmanlar..
Bahçeşehir Üniversitesi'nde “Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Ortaöğretimin Yeniden Yapılanması Çalıştayı”nda biraraya gelen yabancı eğitimciler, uzmanlar, öğretmenler ve okul müdürleri katıldı.
SBS sistemini ve bu süreçte yaşanan sorunları, çözüm önerilerini tartışan uzmanlar, Bakanlığın uygulamayı planladığı ve yılda 12 sınav olmak üzere, ortaokullarda üç yıl içinde toplam 36 sınavı kapsayan sistemin fazla olduğunu açıkladılar. Eğitimciler, öğrenciler üzerinde artan stresin üç yıla yayıldığını savunarak, "Birbirine yakın alanlar birleştirilmeli" dedi.
YÜCEL: EĞİTİM KALİTESİ ÖLÇÜLMELİ
TÖDER Başkanı Enver Yücel, çalıştay sonrası rapor hazırlayacaklarını anlatarak şunları söyledi:
“Şu anda uzmanlar sistemi tartışıyor. Veliler, öğretmenler, eğitimciler bahsedilen sınav sayısının fazlalığından şikayet ediyor. Bu çok zamanda çok sınav anlamına geliyor. Bunun maliyeti verimliliği, geçerliliğini bütün boyutlarıyla düşünmek lazım. ’3 sınav 36’ya çıktı’ yaklaşımı doğru değil ama yanlış da değildir. Türkiye’de en büyük payı bütçeden eğitim alıyor. İyi bir eğitim veriliyor mu? Eğitim kalitesinin ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz.Seviye belirleme sınavları kalkacak. Onların yerine 6., 7., 8. sınıflarda öğretmenlerin yapmış olduğu açık uçlu sınavların merkezi sınavlara dönüştürerek her dersten yapılacağı için 36 sınav şeklinde yansıdı. Bu sınavların yapılabilmesi ya tek günde olacak ya da 3 günde 6 günde yapılacak. Kaç günde yapılacağı belli değil. Hafta içi mi hafta sonumu yapılacak henüz belli değil. Bildiğimiz kadarıyla kendi okullarında yapılacak ve sadece sınav gözetmenleri değişecek. Sınav gözetmenleri değiştiği zaman il bazında mı değişecek yoksa mahalle bazında mı değişecek? Acaba burada sınavın güvenilirliği ile ilgili bir sorun oluşabilir mi? Acaba daha mı fazla öğrenciyi sınava ve teste alıştırıyoruz. Hem uzmanların hem bizim kaygılarımız var.
Türkiye’deki sınav bir sıralama sınavıdır. Yani 'yerimiz dar, bu alana belli bir öğrenci seçeceğiz' diyoruz. Bunu bu kadar büyütmenin anlamını anlayamıyorum. Dünyanın en iyi sınav sistemini de getirseniz hatta bu olumsuz bir sınav sistemi bile olsa eğitimin içeriği ile ilgili herhangi bir değişim olmayacaktır. Bizim uğraşmamız gereken, enerjimizi odaklanmamız gereken nokta eğitimin içeriğidir. Daha iyi olmasıdır. Ama bu kadar fazla değişen sınav sistemi de iyi değildir"
UZMANLAR SİSTEME KARŞI
Yeni sistemi tartışan uzmanların ortak görüşü şöyle:
Türkiye’de sınava giren 1 milyon çocuk tercihte kendi ilinde bir okula gitmek için çalışıyor. Bu oran yüzde 91,kalan yüzde 9’luk oran ise üst sıralarda en iyi okula gitmek için yarışıyor. Yüzde 9’luk bir kesim için yüzde 100’ün bir sınava tabii olması doğru değil. Bu sistem değişmeli. Geçtiğimiz senelerde yapılan OKS’ye geçilmeli diye düşünüyorum. Okul verimliği öğrenciyi ölçen sınavla yapmaya çalışmak yanlıştır. Üst okul için kullanılan bir sınav ile okullar ölçülemez. Her sınav hazırlık gerektirir. Özel ders alınır. Kitap, kaynak yani dershaneye yine ihtiyaç duyulacaktır. Bu sistemler 6,7,8’inci sınıflarda okullar tamamen dershaneye döner. Hazırlık süreci 1 yıldan 3 yıla çıkacaktır. Hiçbir dershaneci çok sınav istemez. Bu çok öğrenci anlamına gelir. Çocuklara 8 yıl eğitim veriliyor ama hangi alana gidecek, branşı ne olacak? Bu konuda hiç kimse bir yönlendirme yapamıyor. Bir rapor yayınlanamıyor. Fen alanında mı sosyal bilgilerde mi başarılı öğrenci? Rehberlik hizmeti olmadığı için 8 yılın sonunda yönlendirme yapılamıyor. Bunlar çok önemlidir.”
ÖĞRENCİLER DE AYNI GÖRÜŞTE
Bahçeşehir Anadolu Lisesi, 10’ncu sınıf öğrencisi Kazım Bozkur da, çalıştayda sistemle ilgili düşüncelerini anlattı. Bozkur, sınavların stresi arttırdığını belirterek, “Bir merkezi sınav olmalı, Öğrenciler asosyal oluyor, örneğin ben gitar çalışıyordum ama hazırlık sürecinde bıraktım. Konuşulan yeni sistemde 3 yıl 36 sınav deniliyor. Teste dayalı öğrencilerin sosyal yaşamdan daha fazla çalındığı bir durum ortaya çıkacak” dedi.
Toplantıda konuşulan sorunlar ve çözüm önerileri ise şöyle:
- Sınav kaygısı azaltılmalı. Ailelerin, özellikle de annelerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
- Sistemin net olarak açıklanması ve kafalarda kalan soru işaretlerinin bir an önce giderilmesi şart. Bakanlık daha somut açıklama yapmalı.
- Öğrenciler dershaneye gidemediğinde, sınavı kazanamayacağı algısı oluşuyor. - Araştırma yapılması, müfredatın gözden geçirilmesi, öğretmenlerin dinlenilmesi gerekiyor.
- Çok sınav sayısı öğrenci üzerinde baskı yapabilir. Velilere yönelik “sınavın kötü olduğu” algısının ortadan kaldırılması gerekir.
- Belirtilen sınav sayısı 36. Türkçe-Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri- Matematik gibi dersler birleştirilerek sayı azaltılmalı.
- Okullarda rehberlik hizmeti aktif hale getirilmeli
- Kamuoyu, veliler özellikle anneler ‘Sınav kötüdür” algısına karşı eğitilmeli, bilinçlendirilmeli
- Sınav oldukça dershaneler de, özel dersler de, takviyeler de devam edecektir.
- Sınavın merkezi olması doğru bir uygulamadır.
- Eğitim siyasetin bünyesinde olmamalı
- Öğretmenlerin elinde olan doneler attırılmalı.
- Sınav her ülkede var. Olmalıdır ancak bu sınavlardan farklı okulları da objektif ölçebilen bir sistem olmalı
- Kafa karışıklığına neden olan bilgi paylaşımı ortadan kaldırılmalı. Somut ifadelerle sistem açıklanmalı
- Yapılacak testler ezbere dayalı değil, öğrencinin bilgisini ölçen ve arttıracak yönde olmalı.
- Dershaneler 36 sınav olduğunda farklı yolardan (Ek ders, özel ders, kitap, yardımcı kaynak) da olsa artarak devam edecek.
- Öğretmenler dinlenilmeli, görüşleri alınmalı ve gerekirse rapor hazırlanmalı.
Bahçeşehir Üniversitesi'nde “Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Ortaöğretimin Yeniden Yapılanması Çalıştayı”nda biraraya gelen yabancı eğitimciler, uzmanlar, öğretmenler ve okul müdürleri katıldı.
SBS sistemini ve bu süreçte yaşanan sorunları, çözüm önerilerini tartışan uzmanlar, Bakanlığın uygulamayı planladığı ve yılda 12 sınav olmak üzere, ortaokullarda üç yıl içinde toplam 36 sınavı kapsayan sistemin fazla olduğunu açıkladılar. Eğitimciler, öğrenciler üzerinde artan stresin üç yıla yayıldığını savunarak, "Birbirine yakın alanlar birleştirilmeli" dedi.
YÜCEL: EĞİTİM KALİTESİ ÖLÇÜLMELİ
TÖDER Başkanı Enver Yücel, çalıştay sonrası rapor hazırlayacaklarını anlatarak şunları söyledi:
“Şu anda uzmanlar sistemi tartışıyor. Veliler, öğretmenler, eğitimciler bahsedilen sınav sayısının fazlalığından şikayet ediyor. Bu çok zamanda çok sınav anlamına geliyor. Bunun maliyeti verimliliği, geçerliliğini bütün boyutlarıyla düşünmek lazım. ’3 sınav 36’ya çıktı’ yaklaşımı doğru değil ama yanlış da değildir. Türkiye’de en büyük payı bütçeden eğitim alıyor. İyi bir eğitim veriliyor mu? Eğitim kalitesinin ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz.Seviye belirleme sınavları kalkacak. Onların yerine 6., 7., 8. sınıflarda öğretmenlerin yapmış olduğu açık uçlu sınavların merkezi sınavlara dönüştürerek her dersten yapılacağı için 36 sınav şeklinde yansıdı. Bu sınavların yapılabilmesi ya tek günde olacak ya da 3 günde 6 günde yapılacak. Kaç günde yapılacağı belli değil. Hafta içi mi hafta sonumu yapılacak henüz belli değil. Bildiğimiz kadarıyla kendi okullarında yapılacak ve sadece sınav gözetmenleri değişecek. Sınav gözetmenleri değiştiği zaman il bazında mı değişecek yoksa mahalle bazında mı değişecek? Acaba burada sınavın güvenilirliği ile ilgili bir sorun oluşabilir mi? Acaba daha mı fazla öğrenciyi sınava ve teste alıştırıyoruz. Hem uzmanların hem bizim kaygılarımız var.
Türkiye’deki sınav bir sıralama sınavıdır. Yani 'yerimiz dar, bu alana belli bir öğrenci seçeceğiz' diyoruz. Bunu bu kadar büyütmenin anlamını anlayamıyorum. Dünyanın en iyi sınav sistemini de getirseniz hatta bu olumsuz bir sınav sistemi bile olsa eğitimin içeriği ile ilgili herhangi bir değişim olmayacaktır. Bizim uğraşmamız gereken, enerjimizi odaklanmamız gereken nokta eğitimin içeriğidir. Daha iyi olmasıdır. Ama bu kadar fazla değişen sınav sistemi de iyi değildir"
UZMANLAR SİSTEME KARŞI
Yeni sistemi tartışan uzmanların ortak görüşü şöyle:
Türkiye’de sınava giren 1 milyon çocuk tercihte kendi ilinde bir okula gitmek için çalışıyor. Bu oran yüzde 91,kalan yüzde 9’luk oran ise üst sıralarda en iyi okula gitmek için yarışıyor. Yüzde 9’luk bir kesim için yüzde 100’ün bir sınava tabii olması doğru değil. Bu sistem değişmeli. Geçtiğimiz senelerde yapılan OKS’ye geçilmeli diye düşünüyorum. Okul verimliği öğrenciyi ölçen sınavla yapmaya çalışmak yanlıştır. Üst okul için kullanılan bir sınav ile okullar ölçülemez. Her sınav hazırlık gerektirir. Özel ders alınır. Kitap, kaynak yani dershaneye yine ihtiyaç duyulacaktır. Bu sistemler 6,7,8’inci sınıflarda okullar tamamen dershaneye döner. Hazırlık süreci 1 yıldan 3 yıla çıkacaktır. Hiçbir dershaneci çok sınav istemez. Bu çok öğrenci anlamına gelir. Çocuklara 8 yıl eğitim veriliyor ama hangi alana gidecek, branşı ne olacak? Bu konuda hiç kimse bir yönlendirme yapamıyor. Bir rapor yayınlanamıyor. Fen alanında mı sosyal bilgilerde mi başarılı öğrenci? Rehberlik hizmeti olmadığı için 8 yılın sonunda yönlendirme yapılamıyor. Bunlar çok önemlidir.”
ÖĞRENCİLER DE AYNI GÖRÜŞTE
Bahçeşehir Anadolu Lisesi, 10’ncu sınıf öğrencisi Kazım Bozkur da, çalıştayda sistemle ilgili düşüncelerini anlattı. Bozkur, sınavların stresi arttırdığını belirterek, “Bir merkezi sınav olmalı, Öğrenciler asosyal oluyor, örneğin ben gitar çalışıyordum ama hazırlık sürecinde bıraktım. Konuşulan yeni sistemde 3 yıl 36 sınav deniliyor. Teste dayalı öğrencilerin sosyal yaşamdan daha fazla çalındığı bir durum ortaya çıkacak” dedi.
Toplantıda konuşulan sorunlar ve çözüm önerileri ise şöyle:
- Sınav kaygısı azaltılmalı. Ailelerin, özellikle de annelerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
- Sistemin net olarak açıklanması ve kafalarda kalan soru işaretlerinin bir an önce giderilmesi şart. Bakanlık daha somut açıklama yapmalı.
- Öğrenciler dershaneye gidemediğinde, sınavı kazanamayacağı algısı oluşuyor. - Araştırma yapılması, müfredatın gözden geçirilmesi, öğretmenlerin dinlenilmesi gerekiyor.
- Çok sınav sayısı öğrenci üzerinde baskı yapabilir. Velilere yönelik “sınavın kötü olduğu” algısının ortadan kaldırılması gerekir.
- Belirtilen sınav sayısı 36. Türkçe-Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri- Matematik gibi dersler birleştirilerek sayı azaltılmalı.
- Okullarda rehberlik hizmeti aktif hale getirilmeli
- Kamuoyu, veliler özellikle anneler ‘Sınav kötüdür” algısına karşı eğitilmeli, bilinçlendirilmeli
- Sınav oldukça dershaneler de, özel dersler de, takviyeler de devam edecektir.
- Sınavın merkezi olması doğru bir uygulamadır.
- Eğitim siyasetin bünyesinde olmamalı
- Öğretmenlerin elinde olan doneler attırılmalı.
- Sınav her ülkede var. Olmalıdır ancak bu sınavlardan farklı okulları da objektif ölçebilen bir sistem olmalı
- Kafa karışıklığına neden olan bilgi paylaşımı ortadan kaldırılmalı. Somut ifadelerle sistem açıklanmalı
- Yapılacak testler ezbere dayalı değil, öğrencinin bilgisini ölçen ve arttıracak yönde olmalı.
- Dershaneler 36 sınav olduğunda farklı yolardan (Ek ders, özel ders, kitap, yardımcı kaynak) da olsa artarak devam edecek.
- Öğretmenler dinlenilmeli, görüşleri alınmalı ve gerekirse rapor hazırlanmalı.