KAÇ ÖĞRENCİ ÖZEL OKULLARA GİDEBİLİR?

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel, dersanelerin özel okullara dönüştürülmesi projesine tepki gösterdi.

KAÇ ÖĞRENCİ ÖZEL OKULLARA GİDEBİLİR?
'Kaç öğrenci özel okula gidebilecek?'

 
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel, dersanelerin özel okullara dönüştürülmesi projesine tepki gösterdi. Dersanelerin eğitim eşitliği için önemli bir fırsat olduğunu savunan Taşel, "Çocuğunu dersaneye gönderemeyenler özel okula nasıl göndersin?" diye sordu.
 

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkan Yardımcısı ve Avrupa Dershaneler Birliği (ENES) Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel, Milli Eğitim Bakanlığı'nın son günlerde yaptığı dershanelerin Bakanlık bünyesi dışına çırakılacağı ve uygun olanlarının özel okula dönüştürüleceği yönündeki tartışmalar üzerine bir açıklama yaptı.
 
Dersaneleri özel okula çevirme projesinin özellikle dar gelirli ailereri zor durumda bırakacağını söyleyen Taşel, "Türkiye’de dershaneler kanunla kurulmuştur ve yönetmeliklerle yürütülmektedir. Dershanelerle ilgili değişikler de kanun değişikliği gerektirir. Elbette ki bakanlık, yönetmelikleri ve standartları düzenleyebilir. Ancak köklü değişimler kanunla yapılabilir.  Bakanlığımızın özel okullara vermeyi düşündüğü destek ve teşvikleri olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak özel okulların dershanenin yerini dolduracağını düşünmüyoruz. Dar gelirli aileler sadece sınav hazırlığı yılında 2-3 bin TL masrafla çocuğunu dershaneye gönderebilmektedir. Ama çocuğun eğitimi için 13 yıl boyunca yılda ortalama 10 bin TL harcayacak aile sayısının çok sınırlı olduğu açık bir gerçektir" diye konuştu. 
 
DERSANELER EĞİTİM EŞİTLİĞİ İÇİN BİR FIRSAT
 
Taşel, dersanelerin Türkiye'de büyük farklılık gösteren eğitim kalitesini önemli ölçüde eşitlediğini ve öğrencilere birbirine yakın koşullarda hayata hazırlanma imkanı sağladığını savundu. Eğitimdeki farklılıkları ortadan kaldıran dersanelerin özel okullara dönüştürülmesinin büyük bir kaosa neden olacağını belirten Taşel, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 
Dershaneler ülkemizde önemli bir öğretim açığını kapayan, öğrencilere de destek veren kuruluşlardır. Okulların yerine geçmek ya da onların alternatifi olmak gibi bir işlevleri yoktur. Herkes biliyor ki ülkemizdeki her okulun eğitim düzeyi aynı değil. Bu anlamda farklılıklar ortadan kalksa bile öğrencilerin bireysel anlama ve öğrenme farklılıkları vardır. Bu da, dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de öğrenmeye destek veren dershane, kurs, eğitim danışmanlığı, koçluk gibi kurumlara ihtiyaç oluşturmaktadır. 
 
Bu ihtiyaç giderilmeden sadece yasal değişikliklerle bu tür kurumların kaldırılması ciddi ölçüde kaos doğurur ve ülkenin eğitim düzeyini düşürür. Dershanelerin sadece sınava hazırlayan kuruluşlar olduğu algısı da yanlıştır. Dershaneler, okulda geride kalan ara sınıf öğrencilerine ders takviyesi de yapmaktadır. Hatta onların ödevlerine, projelerine de destek vermektedir. İş yoğunluğu içinde ailelerin veremediği destek bu kurumlar tarafından sağlanmaktadır.  
 
İLK TERCİHİMİZ BAKANLIK
 
Birlik olarak, dersanelerin Bakanlık bünyesinde çalışmasını tercih ettiklerini belirten Taşel, diğer seçeneklere destek vermeye de hazır olduklarını kaydetti. Taşel, şunları söyledi: Dershanelerle ilgili düzenlemelerde elbette ki ilk tercihimiz Bakanlığımızın denetiminde çalışmaktır. Ancak Bakanlık kurumlarımızı kendi bünyesi dışına çıkaracak adımlar atarsa buna da hazırız. Biz kendi derneklerimiz, birliklerimiz ve ticaret odalarımız yardımıyla kendi kalitemizi denetleriz. Avrupa’da Türkiye ve Yunanistan dışındaki dershaneler zaten Eğitim Bakanlıklarına bağlı değildir. 
 
İşyeri güvenliği şartlarını taşıyan her binada bir izin alınmadan dershane açılmakta ve öğrencilere takviye eğitim yapılmaktadır. Geçen yıl hazırlanan Avrupa Birliği raporuna göre de dershanelerin ülke eğitimlerine yararlı olduğu açıklanmıştır. Ancak Türkiye, Avrupa ülkelerinden bu konuda bir adım öndedir ve dershanecilik daha kontrollü yapılmaktadır.
 
'EĞİTİM SİYASİ TARTIŞMALARIN DIŞINDA TUTULMALI'
 
Bakanlığın yürüttüğü çalışmaya katkıda bulunmaya ve danışmanlık yapmaya hazır olduklarını belirten İbrahim Taşel, sözlerini şöyle tamamladı: Alınacak kararda dershanelerin okullarımıza ve bölgesel fırsat eşitliğine katkısı unutulmamalıdır. Takviye eğitimi en ucuza sağlama işlevi de göz ardı edilmemelidir. Özellikle de mezun öğrencilerin yeniden sınava hazırlanma işlevini zora sokacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.  Bu ülke hepimizindir. Verilecek kararlarda yarım asırdır bu ülkeye hizmet veren kurumlar olarak söz hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Eğitim sorunlarının siyasi tartışmaların dışında tutulması en büyük temennimizdir.
Güncelleme Tarihi: 10 Ekim 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER