Eğitim-İş sendikasından yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı 2013 Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme taslağında eğitim özrünün olmamasına sert tepki gösterilerek“Bakanlık yönetmeliğin açık hükmüne ve konuyla ilgili Danıştay kararına rağmen devlet yönetme ciddiyetiyle bağdaşmayan keyfiliği sürdürüyor.” denildi.
Bakanlık, adaletsizlikte ısrar ediyor
2012 Temmuz dönemi Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunda yer alan hukukdışı dayatmaya karşı açtıkları davada Danıştay 2. Dairesi’nin 2012/8650 esasına kayıtlı dosya nezdinde yargı duvarına çarpmasına rağmen adaletsizlik ısrarını anlayabilmenin mümkün olmadığına değinilen açıklama şöyle devam etti:
“Danıştay kararı sonrasında Bakanlığa 14.02.2013 tarihinde yazı yazarak yargı kararının uygulanmasını talep ettik. Bakanlık, 02.04.2013 tarihinde verdiği yanıtta 2012 özür durumu atamalarının tamamlandığını ve söz konusu yargı kararının kararı takiben yapılacak özür durumu atamalarında değerlendireceğini belirtmiştir. Öte yandan da bireysel olarak idare mahkemelerine dava açanlar ilgili Danıştay kararı doğrultusunda davaları kazanmışlar ve Bakanlık da yargı kararları ile başvuru yapan öğretmenlerin atamasını yapmıştır.”
Hesabını sorarız
Milli Eğitim Bakanı’nın aklını başına alması gerektiği belirtilen açıklamada, Ortada Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 35. Maddesi,1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 49. Maddesi ve Danıştay kararı varken hukuk dışı arayışların uygulamaya geçiremeyeceği dile getirildi.
Ortaya çıkan tepki ve hukuksuzlukla mücadele girişimlerini MEB Müsteşarının Twitter hesabından yaptığı “tedirgin” cümlelerle bertaraf edilemeyeceğine değinilen açıklamada,
“Öğretmenin eğitim görme hakkını teşvik etmek yerine, kendinden menkul kamusal gerekçelerle bu hakkın boğmaya çalışılması utanç verici bir yaklaşımdır. “Eğitim” den sorumlu bakanlığın, eğitim hakkını gözardı etmesi, makul vicdanlarda ortaya çıkan tabloyu daha da tahammül edilemez bir görünüme büründürmektedir. Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirmelerde öğrenim özrüne yer verilmemesi mevzuatın amir hükümlerini ve bu hükümlere uygun olarak verilen yargı kararlarını tanımamak anlamına gelecektir. Dayatma halinde, -kimsenin şüphesi olmasın ki- bunun hesabını hukuki yollarla sorarız.”ifadeleri kullanıldı.
Güncelleme Tarihi: 31 Temmuz 2013, 00:00
