TAÇ GİYEN BAŞ

TAÇ GİYEN BAŞ
    Atasözlerimiz, deyimlerimiz; saatlerce konuşarak , sayfalarca yazarak anlatmakta güçlük çektiğimiz bir konuda, imdadımıza -Hızır gibi-yetişir.
    Devleti yöneten  ve sorumluluk üstlenen kişiler; “bin düşünüp bir konuşmalı”, gerçekleri görünce de daha  ağırbaşlı, oturaklı davranmalıdırlar.
    Sorumluluk sahibi olanların; sorumsuzca açıklamalar yapamayacaklarını, yanlış ve tehlikeli adım atamayacaklarını, bölücülüğün fitilini ateşleyemeyeceklerini “en iyi anlatan”atasözlerimizden biri de “Taç giyen baş, akıllanır.”atasözüdür.
     16.gününü dolduran Gezi Parkı Eylemi konusunda Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın açıklamaları; sağduyu sahibi her Türk vatandaşı tarafından endişe ve kaygı ile takip edilmektedir. Toplumu germenin, bölücülüğe davetiye çıkarmanın kime ne yararı var? Anlamakta güçlük çekiyoruz. “Yol ver gidelim, Taksim’i ezelim.” sloganı atan yandaşları karşısında, “zafer kazanmış komutan”edasıyla zehir zemberek açıklamalar yapması; milletin birliğine inanan, sevgi ve kardeşliği öne çıkaran herkesi üzüp endişelendirmiştir. Bu duruma şahit olunca, şu soruyu sormadan geçemeyeceğim kanaatine vardım: Taç giyen her  baş, akıllanmıyor mu acaba ? Türk Devleti ve Türk Milleti’nin hayrını düşünen her başın, mutlaka akıllanması gerektiğine inanıyorum. Sayın Başbakan’ı da sağduyulu, sabırlı, hoşgörülü olmaya davet ediyorum. Teröristbaşı, bölücü terör örgütü militanları ve onların yandaşlarına gösterilen sabır ve hoşgörüyü; demokratik taleplerini dile getiren her Türk de fazlasıyla hak etmektedir. Gezi Parkı Eylemi’ni; ben kralım,dediğim dedik,çaldığım düdük diye özetlenebilecek sakat,hasta anlayışa karşı “bir baş kaldırı hareketi”olarak görmek,doğru bir değerlendirme olur.
    Şu hususun da bilinmesinde fayda var: Gezi Parkı Eylemi’ni bahane ederek yakıp yıkan “kardeş kavgası”nın fitilini ateşlemeye çalışan bölücü,şer güçlere fırsat vermemek de -başta Hükümet olmak üzere- hepimizin görevidir.
      Yeni bir gündem saptırma, gündem değiştirme mi ? sorusunu da dikkatlerden uzak tutmamak gerekir. Gezi Parkı Protestoları ülke gündemini meşgûl ederken 1) Hükümetin iflâs eden Suriye politikası, 2) Çözülme ve ihanet süreci, 3) Reyhanlı olayları perdelenmeye, unutturulmaya mı çalışılıyor?
     Ferasetinden emin olduğumuz Büyük Türk Milleti, bölünmeye ve ihanete prim vermeyecektir.
     Atalarımız; Aklın yolu birdir sözünü, boş yere söylememişler. İşte Örnek : 
               AKP’Lİ VEKİL’DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
     AKP’li Yiğit, ABD’de yayınlanan New York merkezli Posta 212 Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalar yaptı.
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı olaylarına karşı takındığı sert tavrı eleştirdi. Yiğit; “Başbakan, olaylar ve eleştiriler karşısında sinirleniyor. Yüzde 50’yi tutuyorum diyor. Türkiye’de iç savaş mı çıkaracaksınız, insanlar birbirlerini mi öldürecekler?” dedi. ( Sözcü Gazetesi, 11 Haziran 2013)
      Son sözü, Osmanlı Cihan Devleti’nin manevî mimarlarından Şeyh Edebali söylesin istedim:      
 
“… Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana, haksızlık bize, bağışlamak sana. Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir…Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın..”(ŞEYH EDEBALİ’NİN OSMAN GAZİ’YE VASİYETİ’ nden)
                                                                                
13 Haziran 2013
                                                                                              
  Ali BENL

Türkiye Kamu-Sen Kayseri İl Temsilcisi,
Türk Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı
Güncelleme Tarihi: 13 Haziran 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER