EĞİTİMDE REFORM GİRİŞİMİ TÜRKİYE RAPORU TAMAMLANDI !

Eğitim Reformu Girişimi, Türkiye'nin eğitim izleme raporunu tamamladı

EĞİTİMDE REFORM GİRİŞİMİ TÜRKİYE RAPORU TAMAMLANDI !

Eğitim Reformu Girişimi, Türkiye'nin eğitim izleme raporunu tamamladı

"Türkiye kalite ve eşitliği ön planda tutan bir eğitim stratejisine sahip değil." Bu tespit, Eğitim Reformu Girişimi'ne ait. Bu yıla ilişkin eğitim izleme raporu çarpıcı veriler içeriyor. Eğitimdeki değişim gayretleri, srateji eksikliği ve uygulamadaki sorunlar yüzünden sekteye uğruyor


Türkiye'de eğitim stratejisine yönelik tartışmalar devam ediyor. Sorunlara bütüncül bir yaklaşım geliştirilmemesi ve uygulamadaki hatalar değişim gayretlerine darbe vuruyor. Eğitim reformlarının maliyetinin nasıl karşılanacağı da belirsizliğini koruyor.
 
Eğitim Reformu Girişimi, 2011 yılına ilişkin Türkiye'nin eğitim izleme raporunu tamamladı.
 
Raporda, öncelikle okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasında görülen yavaşlamaya dikkat çekiliyor.
 
Okul öncesi eğitimin, 4+4+4 yasası ile zorunlu eğitim kapsamına alınmamış olması kaçırılmış bir fırsat olarak yorumlanıyor:
 
- Okul öncesi eğitime erişimde 36-72 ve 48-72 ay yaş gruplarında yaygınlaşma oldukça yavaş seyrediyor.
 
- 60-72 ay yaş grubunda 58 ilde net okullulaşma oranlarında düşüş yaşandı.
 
- Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma çalışmalarının acilen gözden geçirilmesi gerekiyor.
 
Raporda, seçmeli din dersleri ile ilgili olarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın her tür ayrımcı yaklaşıma "sıfır tolerans" göstermesi gerektiği de vurgulanıyor:
 
- Seçmeli din derslerinin, ayrımcılık yasağı, çocuğun düşünce, din ve vicdan özgürlüğü ve çocuğun katılım hakkını ihlal etmemesi için titiz bir planlama süreci ve MEB'in her tür ayrımcı yaklaşıma "sıfır tolerans" göstermesi gerekiyor.
 
Özel gereksinimli çocukların eğitime erişimi ile ilgili bulgular da raporda yer alıyor. Kaynaştırma eğitimine erişim genel olarak artmakla birlikte, kız çocuklarının eşitsizliklerle karşı karşıya kaldığı uyarısında bulunuluyor:
 
- Kaynaştırma eğitimine erişim genel olarak artmakla birlikte, ortaöğretimde akranlarıyla birlikte eğitim alan özel gereksinimli çocukların sayısı çok düşük.
 
- İlköğretimde kaynaştırma eğitimi alan her 100 erkek çocuğa karşılık 64 kız çocuk bulunuyor ve bu rakam ortaöğretimde 61'e düşüyor.
 
- Özel gereksinimli kız öğrenciler eğitime erişimde daha derin ve çok katmanlı eşitsizliklerle karşı karşıya
 
Eğitimde etkili bir dönüşüm için, "her öğrenciye bir tablet" verilmesinin tek başına yeterli olmayacağına da dikkat çekiliyor:
 
- Şu haliyle sadece bir "teknoloji projesi" olan Fatih'in etkili ve dönüştürücü bir "öğrenme projesine" dönmesi mümkün ancak o da nitelikli içerikler geliştirilmesi ve bunun da ötesinde, eğitimde bir paradigma değişikliği gerektiriyor.
 
Raporda, az deneyimli, kentli öğretmenlerin doğu illerinde görevlendirilmesinin öğretim süreçlerinin aksamasına neden olabildiği tespiti de yapılıyor. 

Güncelleme Tarihi: 06 Haziran 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER