MİLLİ EĞİTİM'DEN TEPKİ ÇEKEN FİŞLEME

Ermeni anaokuluna giden bir öğrencinin kaydının silinmesi, skandal fişlemeyi ortaya çıkardı.

MİLLİ EĞİTİM'DEN TEPKİ ÇEKEN FİŞLEME
Milli Eğitim’in okula gönderdiği yazıda, “Öğrenci hakkında yapılan araştırma sonucunda, soyunun Ermeni olmadığı anlaşıldığından, asli kaydının yapılmasının uygun görülmediği…” denildi. Hukukçular, ‘soy’ kodlamasına tepki gösterdi.
 
Türkiye’deki azınlık okullarının kayıt işlemlerinde yapılan soy kütüğü araştırması, fişleme olarak kayıtlara girdi. Agos Gazetesi’nin dünkü manşetine göre, ilk olarak 2013’te ortaya çıkan ‘soya göre kodlama’ işlemi devam ediyor. Bu kapsamda, azınlık okullarına kaydolan öğrencilerin bilgisi önce Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidiyor. Ardından Nüfus Müdürlüğü aracılığıyla öğrencinin ‘soy kodu’ tespit ediliyor. İl Milli Eğitim müdürlükleri tarafından yapılan değerlendirmelerin neticesinde birçok öğrenci okulundan ayrılmak zorunda kalıyor.
 
Son olarak İstanbul’daki Ermeni anaokullarından birine devam eden bir öğrencinin kaydı, soyu Ermeni olmadığı gerekçesi ile silindi. Milli Eğitim’den öğrenci ile ilgili gelen yazıda, “Öğrenci hakkında yapılan araştırma sonucunda, soyunun Ermeni olmadığı anlaşıldığından, asli kaydının yapılmasının uygun görülmediği…” ibaresine yer verildi. Yine Milli Eğitim’in gönderdiği bir başka yazıda yer alan “Ermeni vatandaşlarımızın soy kütüğü 2’dir.” ifadesi de öğrencilere soylarına göre kod verildiğini gözler önüne serdi.
 
Mağdur olan öğrenci ailelerinin avukatı Cem Halavurt, MEB’in uygulamasına tepki gösterdi. Uygulamanın yasal dayanağı olmadığını söyleyen Halavurt, daha önce mahkemelerin ‘soy kodu işlemi’ni hukuka aykırı bulduğunu hatırlattı. Ardından şöyle konuştu: “Irkçı, ayrımcı ve keyfi uygulamadır. Eğitim hakkı kısıtlanmaktadır. Eğitim hakkını düzenleyen uluslararası sözleşmeler var. Daha önce kazandığımız davada, mahkeme, açık bir şekilde bu uygulamanın hukuka aykırı olduğuna karar vermiş ve eğitim hakkının korunması gereken en temel haklardan olduğunu kaydetmişti. İdare, bu kararın ardından yasal düzenleme yapmadığı gibi, insanları mahkeme kapılarında uğraştırıyor. Hukuka aykırı işlem yapıyor ve suç işliyor. Bu uygulama ortadan kaldırılmalıdır.” Halavurt, okul kayıtlarında, kararın okullara bırakılacağı bir sistemin hayata geçirilebileceğine de dikkat çekti: “Okullara inisiyatif verilmelidir. Okul müdürleri, hangi öğrencinin okula alınıp alınmayacağına karar vermeli ve öğrencilerin önündeki bu engel kaldırılmalı. Bu yüzden insanlara mahkeme kapıları önlerinde çile çektirilmemeli.”
 
Konuyla ilgili konuşan bir Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilisi ise şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle kişilerle ilgili nüfus bilgilerine, anne ve babaların soy bilgilerine bakılıyor. Soy bilgisi yoksa, zaten okul kayıt alamıyor. Bu nedenle ret cevabı gelmiştir. Biz, Ermeni, Rum, Yahudi hepsinin soy durumuna bakıyoruz. Bizim elimizde soy durumlarını gösterir bir bilgi bankası yok. Nüfus’a soruluyor.”
 
Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda azınlık okulları, “Rum, Ermeni ve Musevi azınlıkları tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okullar” olarak tanımlanıyor. Bu tanımda yer alan ‘kendi azınlığına mensup’ ifadesini dikkate alan MEB, öğrencilerin soylarını araştırıyor.

aktifhaber
 
Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER