Bizim geçmişimizde utanacağımız en küçük karanlık nokta yoktur." diyen Mehmet Bülent Karataş'ın açıklaması şu şekilde:
Şerefli Türk tarihi ağır bir operasyon altındadır.
Aziz ecdadımız suçlanmakta, Türk Milleti sorgulanmaktadır.
Geçmişimizde soykırım lekesi arayanların, geçmişimize katliam iftirası atanların
gözünü kan bürümüştür.
1915 olaylarına soykırım iftirası atanlar Türk Milleti’ni topyekûn aşağılamakta ve
yargılamaktadır.
Ne yazık ki hükümet bu tarihi hesaplaşma ve haçlı emellerine alet olmaktadır.
Sanıyorlar ki, sözde soykırım yalanı tutarsa tazminat alacaklardır.
Sanıyorlar ki, sözde soykırım çamuru yerini bulursa topraklarımızdan pay
koparacaklardır.
Ermeni çetelerinin hatırasına sahip çıkmayı, diaspora hedeflerine kol kanat germeyi ve
gerçekleri çarpıtıp sulandırmayı Türkiye için tarihi ve insani bir görev sayanlar yanılgı
ve hata içindedir.
İster kabul etsinler, ister etmesinler; Türk Milleti’nin tarihinde soykırım yoktur.
Tersini düşünen kim varsa, aksine inanan Avrupasından Rusyasına kadar kim
bulunuyorsa gaflet ve hezeyan bataklığında çırpınmaya mahkumdur.
Artık soykırım uydurmasının, soykırım vicdansızlığının konuşulması; buna karşı tezler
üretilmesi bile zaman kaybıdır.
Eğer mazide kan izi sürülüyorsa, kitlesel katliam çetelesi tutuluyorsa önce Avrupa’ya,
önce emperyalizmin melanet yüzüne bakmak en doğrusudur.
Diasporaya taklalar atan hükümet milletimizin hak ve tarihi çıkarlarını savunmaktan
acizdir.
Çanakkale’yi adeta karalamak ve sözde soykırım aldatmasına kurban vermek için
şiirler okuyan, klipler çeken, mezar ve kefen siyasetinden medet umanlar bilerek ya da
bilmeden Türk Milleti’ni mahcup etmektedir.
Bizim geçmişimizde utanacağımız en küçük karanlık nokta yoktur.
Bugün Patrikhane’ye doluşup çeteleri anmak için sözleşenler öncelikle bu gerçeği iyi
anlamalıdırlar.
Varsın onlar hükümet üyesi bakanlarla birlikte Patrikhane’de buluşup 100 yıllık yalan
ve çarpıtmadan fayda umsunlar.
Varsın onlar Çanakkale’de toplanıp Ermeni mezalimini görmezden gelsinler,
zaferimizi gölgelesinler. Ve dünya aleme Türkiye’yi rezil etsinler.
Bunlara karşılık bizler camilerde şehitlerimizi anacağız, Ermeni çetelerinin katlettiği
masum ve mazlum soydaşlarımızı, kardeşlerimizi dualarla anacağız.
Tarihe, zalime, haine, batılın ve küfrün yüzüne Türk Milleti’nin haklı ve meşru
davasını haykıracağız.
Korkmayacağız, durmayacağız! Türk Milleti’nin tarihsel ve kültürel değerlerine sahip
çıkacağız.
Liderimizin dediği gibi; adına ne denirse densin; ister tehcir, ister göç, Türk Milleti
dönemin şartlarında gereğini yapmış, en azından son yurdumuzun yüz yılını teminat
altına almıştır.
Biz bu milli duruşun tavizsiz destekçisi ve tarafı olacağız.
Diyorum ki, soykırım bize yabancı bir kavramdır. Soykırım bizim müktesebatımızda
olmayan bir insanlık suçudur.
Soykırımcı arayanlar, soykırım dümeninden tutanlar önce kendi sicillerini temizlemeli,
önce canı alınan on binlerce Müslüman Türk’ün bedelini ödemeli, hesabını vermelidir.
Kim ne karar alırsa alsın, kim neyi söylerse söylesin; soykırım Batı’nın siyasi,
ideolojik ve emperyal bir politikasıdır ve bizimle uzaktan yakından bir bağlantısı
kesinlikle yoktur.
Buradan Türk Tarihi’nin herhangi bir kesitinde hain ve vicdansız saldırılarla
hayatlarını kaybetmiş vatan evlatlarına, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Ermeni çetelerinin vahşice katlettiği kadınlarımıza, kızlarımıza, bebeklerimize, genç
ve yaşlılarımıza rahmet niyaz ediyorum.
Tarihin hiçbir döneminde, Türk Milleti’ne yapılan ihanetlerin karşılıksız ve
başkaldırıların cezasız kalmamış olduğu da kimsenin unutmaması gerektiğini önemle
hatırlatıyorum.
Güncelleme Tarihi: 24 Nisan 2015, 00:00