TOPRAĞIN BAĞRINDA YATAR ANALAR..!

TOPRAĞIN BAĞRINDA YATAR ANALAR..!

TOPRAĞIN BAĞRINDA YATAR ANALAR..!

TOPRAĞIN BAĞRINDA YATAR ANALAR..!

Bu yılda Anneler Gününde annemden uzakta bir Anneler Günü geçirdim. Ancak yüzlerce anneyle birlikte, birkaç saatte olsa, hüzün de olsa aynı havayı teneffüs ettik. Onlar ki, “Cennetle müjdelenenlerin” anneleriydi. En kıymetli varlıklarını, vatan topraklarına hediye ettiler. Yüreklerine taş bastılar, “vatan sağolsun” dediler.

Türkiye Kamu-Sen yönetimi her zaman olduğu gibi, bu yıl da Şehit Anneleriyle birlikteydi. Onların evlat eksikliğini ve acılarını biraz olsun gidermek için programlar düzenledi. Şehadet şerbeti içen evlatları gibi, onlara “ANA” dedi, sarıldı. Şehit kokusunu hissetti.  Sadece anneler mi, Şehit Babaları da oradaydı. Onlarla da bir evladın babası ile kucaklaşması nasıl olursa, öyle kucaklaştılar.

Analarımızı anlatmaya elbette kelimeler kifayetsiz kalır. Pek çoğumuzun annesi belki de çoktan toprakla buluştu. Onlar toprakta da olsalar, unutulmazlar. Hep yaşarlar yüreğimizde… Azeri şairin dediği gibi; “Toprak da anasız kalmasın diye, Toprağın bağrında yatar analar…”

Şehit aileleri kırgındı, üzgündü… Her geçen gün acıları azalacağına, daha da depreşiyordu… Kendi kendilerine soruyor ve cevap bulamıyorlardı. Nasıl olurda evlatlarının katilleri, ellerini kollarını sallaya sallaya ortalıkta geziniyor, sınır dışına geçiyorlar? Anlam veremiyorlardı gelişen olaylara... Bebek katilinin, daha doğrusu çocuklarının katline ferman yollayan hainin, “barış elçisi ilan edilmesini; ” Yürekleri kaldırmıyordu, bu iğrenç kalleşliği. Evlatlarının şehadetine mi yansınlar, evlatlarının katillerine devlet yöneticilerinin gösterdiği iltifata mı?

Başta Ankara olmak üzere; Edirne’den, Diyarbakır’a, Antalya’dan Elazığ’a kadar tüm yurtta şehit aileleri ile buluştu Türkiye Kamu-Sen’liler. “Kimse yoksa, biz varız” dediler. Biz var oldukça şehitlerimizi ve şehitlerimizin emanetlerini bize kimse unutturamaz, bunu bir kez daha dünya görsün ve anlasın diye kucaklaştılar, kucaklaştılar, doyasıya kucaklaştılar…

“Analar ağlamasın” diye yola çıkanlar, her gün şehit analarının ağladığını görmüyorlar, hissetmiyorlar ve feryatlarını duymuyorlar…

 “Analar ağlamasın” diyenler, Suriye’de öldürülen kardeşlerimiz için, “Katil Esed senden hesap soracağız” diye hergün haykırırken, kendi ülkelerinde binlerce şehitin katili bölücü başı ile masaya oturdular. Şehitlerin kemiklerini sızlattılar, insanlıklarını unuttular…

“Esed” diye aşağılanan kişi ile “bebek katili Apo’nun” arasında ne fark var? İkiside masum insanların öldürülmesi için talimat verdiler. İkisi de cani, ikisi de insanlıktan nasibini almamış. Anlaşılan o ki, bizim şehitlerimizin kıymeti harbiyesi yok. Ölenler Türk Vatandaşı ise bir anlam ifade etmez..!

“Analar ağlamasın, Esed’ler kahrolsun” derken, Hatay Reyhanlı’da yine analar ağlıyor. Yine çocuklar yetim, eşler dul kalıyor. Halkımız katlediliyor. Bir anneler gününde, yine Türk Anaları ağlatılıyor.

Sınırlarımız delik deşik, Başbakanımız Amerika yolunda… Huzurumuz yok. Tayyip Bey’in Akilleri şehir şehir dolaşıp, halkı öfkelendiriyor.  Şehit Anneleri, Şehit babaları gaz ve coplardan nasibini alıyor. Ülke büyük bir kaosa sürükleniyor. Korkarız ki, bu gidişle yine anneler ağlayacak, yine evlatlar genç yaşta toprağa düşecek, şehitler  kervanı uzayıp gidecek…

Tayyip Bey’in TBMM Çözüm Komisyonu Üyesi Naci Bostancı, “…  Toprağı vatan yapan, elbetteki altındaki insanlar değildir. Üstünde yaşayanlardır” buyurmuş! Vatan için ölenlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yok demeye getirmiş, bu sözleriyle kendisine ve siyasi misyonuna yakışanı yapmıştır.

Bizim için vatanı vatan yapanlar, uğrunda ölenlerdir. Elbette şehitlerimizdir, gazilerimizdir… Şairin dediği gibi; “Bayrakları Bayrak Yapan Üstündeki Kandır. Toprak, Eğer Uğrunda Ölen Varsa Vatandır”

Her Müslüman Türk evladı, şehadet şerbeti içen tüm şehitlerine minnettardır. Onları unutmaz. Gazilerini baş tacı yapar incitmez. Şehitlerinin emanetine sahip çıkar, asla ihanet etmez.

Daha önemlisi şöyle düşünür: “ Şehit, şehadet şerbeti içene kadar anasının babasının evladıdır. Şehadet şerbetini içtikten sonra ise büyük Türk Milletinin evladı olur.” Böyle bilir, böyle inanır…

Şehitleri unuttuğumuz gün, yok olduğumuz gündür ve bilinmelidir ki; Anaları ağlatanlar iki cihanda huzur bulamazlar..!

 

Fahrettin Yokuş

Türk Büro-Sen Genel Başkanı

Güncelleme Tarihi: 15 Mayıs 2013, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
nejmi tut
nejmi tut - 11 yıl Önce

'analar ağlamasın'sözü artık istismar için kullanılmaya başlandı.buna uyarsak aksine daha fazla anaların ağlaması demektir.acaba çanakkalede analar ağlamasaydı bugün ağlayan analar çok daha fazla olmazmıydı.

SIRADAKİ HABER