ZENGİNLİKLERİMİZİ NASIL HEBA EDİYORUZ?

Ülkelerin en büyük zenginliklerinden biri de üstün zekâlı çocuklardır. Sayıları çok fazla değil. Yüzde 2-3’ü geçmez.

ZENGİNLİKLERİMİZİ NASIL HEBA EDİYORUZ?
Zenginliklerimizi nasıl heba ediyoruz?
 
Ülkelerin en büyük zenginliklerinden biri de üstün zekâlı çocuklardır.
Sayıları çok fazla değil. Yüzde 2-3’ü geçmez.
 
Tespit edilip, yetenekleri değerlendirilenlerin oranı ise çok daha az...
Cumhuriyetin ilk yıllarında onlar için özel kanun çıkartılıp, yurtdışına gönderilenler oldu.
Çünkü bir tekinin bile ülkelerin kaderini değiştirebileceğine inanılıyordu...

 
Sonra aradan uzun yıllar geçti, üstün yetenekliler unutuldu gitti.
Özürlüler için yasalar çıktı, okullar açıldı, koruma altına alındılar, hayata kazandırılmaları için yeterince olmasa da adımlar atıldı. Ama en az onlar kadar ilgiye ve desteğe muhtaç olan üstün yetenekliler kimsenin aklına bile gelmedi.
Daha da vahimi, yüksek IQ’sü olan çocuklar sorunlu yaratıklar gibi görülmeye başlandı.
 
Peki MEB’in, üniversitelerin, diğer öğretim kurumları ve sivil toplum örgütlerinin bu yönde hiç çabaları yok mu?
Elbette var ama çok yetersiz!
Keşke bu konuya çok daha özen gösterilse de her biri ileride birer dahi olabilecek bu çocuklarımız heba olup gitmeseler...
 
‘Okuldan atıldık’
 
“Oğlumuz D. özel bir okulun ana sınıfına gidiyor.
Okulların açıldığı günden itibaren, oğlumuzun okul içinde başına buyruk davrandığı, ağladığı, arkadaşlarının ders çalışmasını engellediği gerekçesiyle psikoloğa gitmemiz gerektiği söylendi.
Biz de aynı gün çocuğu psikoloğa götürdük ve D’nin üstün zekâlı olduğu ortaya çıktı...

 
Buraya kadar her şey normal fakat sınıf içersinde diğer velilerin imza kampanyası yapıp, bu çocuğun okuldan atılması gerekiyor diyerek okul yönetimine başvurduğunu tespit ettik.
Böyle bir haklarının olmadığını, çocuğun okulda kalması gerektiğini defalarca belirtmemize rağmen, daha 5,5 yaşındaki bir çocuk, sırf yaramaz diye, okulun ticari kaygıları yüzünden geleceği engelleniyor...

 
5,5 yaşında bir çocuk ne yapmış olursa olsun, bu şekilde kapı önüne konulması hem ona, hem de bize zarar veriyor.
Bu konuda bize yardım etmenizi, en azından bu konunun kamuoyu tarafından bilgilendirilmesini, benim gibi sıkıntısı olan velilerin ne yapması gerektiğini belirtecek bir yazı veya haber ile duyurulmasını istiyorum...”

 
Benzer durumda olan çok sayıda veli var.
Ve maalesef, sorunlarına ciddi anlamda çözüm bulamıyorlar.
Üstün yetenekli çocuklar, genelde hiperaktif oldukları ve hızla her şeyi öğrenip ve her şeyden çabuk bıktıkları için evde de okulda da hep sorunlu çocuk kategorisine giriyorlar.
Ve eğer erken yaşlarda yetenekleri keşfedilip, doğru yönlendirilmezlerse, süper yetenekler olarak topluma katkı sağlama yerine süper sorun olara karşımıza çıkabiliyorlar...
İşte bu yüzden, üstün yetenekliler ve üstün zekâlılar konusunda yeniden bir devlet politikası oluşturma ve bunu hayata geçirme zamanı geldi de geçiyor!..
 
Romatizma deyip geçmeyin!
 
Romatizma deyip geçmeyin! O da çok bilinip ancak yeterince ciddiye alınmadığı için hayatımızı zora sokan hastalıklardan biri. Nereden nereye diyeceksiniz ama bakın hangi yazımız, neyi çağrıştırmış:
“Google amca her derde deva” isimli yazınızı ilgiyle okuduk.
Ülkemizde toplamda sadece 200 romatoloji (romatizmal hastalıklar) uzmanı ve sayısı milyonları bulan romatizmal hastalığı olan birey bulunmaktadır.
 
Hastalarımızın hastalıkları ve tedavileri ile ilişkili olarak çok sık internete danıştıklarını ve maalesef çoğu zaman kafaları karışık ve bazen de yanlış olarak yönlendirildiklerini görmekteyiz. Bazen hastalarımız bu kafa karışıklığı içinde yanlış kararlar vermekte ve tedaviden uzaklaşabilmektedirler. En basitinden iltihaplı romatizması olup, kaplıca ve hamamların kendisine iyi geleceğini internetten okuyup buralara giden ve ardından sedye ile bize başvuran hastalarımız var.

 
Bu nedenle romatizmal hastalarımızın doğru ve herhangi bir çıkar gözetilmeden hazırlanmış bir bilgilendirme sitesine ihtiyaç olduğunu düşünerek Türkiye Romatoloji Derneği tarafından Romatizma TV isimli internet sitesi hazırladık. 12 Ekim Dünya Artrit Günü’nde yayına başladık. İlk etapta 300’e yakın soruyu çeşitli üniversitelerdeki hocalarımız kısa videolar şeklinde yanıtladı. Belirli aralıklarla hastalarımızdan gelecek soruları yanıtlayacağız. Sizin de bu siteyi ziyaret etmenizi ve önerilerinizi almayı çok isteriz. Aynı zamanda  ülkemizdeki milyonlarca romatizma hastasının doğru bilgiye ulaşması konusunda yardımcı olmanızı rica ederiz...”
 
Doç. Dr. Timuçin Kaşifoğlu’na ve diğer hocalarımıza teşekkür ederiz. Takdire şayan bir projeyi hayata geçirmişler...
 
Özetin özeti: Hep büyük işlerle uğraşmaktan, çok sıradan gözüken ama çok daha önemli ayrıntıları maalesef hep atlıyoruz. Ancak asıl önemli olan onlar. Başınıza gelmeye görsün!..

milliyet.com.tr
 
Güncelleme Tarihi: 20 Ekim 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER