TEKEL DAVASI SANIKLARI: BİZİM HAKKIMIZDA DEĞİL, ZORBALAR HAKKINDA DAVA AÇILMALIYDI

Geçtiğimiz sene yapılan TEKEL işçilerine destek eylemine katılan ve aralarında Süleyman Çelebi, Erkan Baş, Sami Evren gibi isimlerin de bulunduğu 111 kişi hakkında dava açıldı. Sanıklar hakkında 8 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

TEKEL DAVASI SANIKLARI: BİZİM HAKKIMIZDA DEĞİL, ZORBALAR HAKKINDA DAVA AÇILMALIYDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Nisan 2010’da TEKEL işçilerinin 4/C statüsüne geçirilmelerini protesto için düzenlenen eyleme katılan 111 kişi hakkında dava açtı.

"2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet ettikleri" iddiasıyla açılan davada sanıklar arasında CHP İstanbul Milletvekili adayı Süleyman Çelebi, TKP Merkez Komite üyesi Erkan Baş, DİSK Genel Başkanı Tayfun Görgün, Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eski KESK Genel Başkanları İsmail Hakkı Tombul ve Sami Evren gibi çok sayıda sendikacı ile YSK’nın bağımsız milletvekili adaylığının iptaline karar verdiği Çiçek Otlu da bulunuyor.

Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Abdulvahap Yaren’in hazırladığı iddianamede sanıkların 3 yıl 6’şar aydan 8’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

Sendika yöneticilerinin, tüm illerden otobüsle Ankara’ya gösterici taşıdığı, "yasadışı" gösteriye valiliğin izin vermediği, Emniyet yetkililerinin bunu belirtmesine rağmen sendika yetkililerinin gösteri yapmak konusunda ısrarcı olduğu kaydedilen iddianamede, bu amaçla sabah saatlerinden itibaren Kolej ve Kızılay civarında gruplar halinde toplanan eylemcilerin, yolları kapatmaya ve gösteri yapmaya başladıkları anlatıldı.

Türk-İş Genel Merkezi ve çevresi ile diğer noktalarda toplanan gruplara sesli ikaz yapıldığı, grubu yönlendirenlere birebir ikazda bulunulduğu ifade edilen iddianamede, buna karşın göstericilerin eylemi saat 21.30’a kadar devam ettirdikleri, gruplar halinde şehrin merkezindeki cadde ve sokakları trafiğe kapattıkları kaydedildi.

Kızılay ve Kolej semtlerindeki birçok sokak ve caddenin göstericilerce işgal edilerek, ulaşımın engellendiği anlatılan iddianamede, göstericilerden Şükriye Ercan’ın, polis memurlarına yangın söndürme tüpüyle saldırdığı, fiziki saldırı sebebiyle polisin işlem yaptığı, sanıklardan Sami Evren ve Barış Çelik’in bu sebeple polise mukavemet ederek, Ercan’ı polisin elinden alıp kaçırdıkları ifade edildi.

-“DEVLET TERÖRÜ ESTİRİLMİŞTİ”-

Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, eylemin yapıldığı tarihte polisin işçileri Konfederasyon binasının önüne geçmelerini engellediğini söyleyerek, “Biz Ankara’da 78 gün süren TEKEL eylemini sonlandırdıktan sonra, orada bir basın açıklaması yapıp yöntemimizi belirleyeceğiz demiştik. Biz bin kişiyi geçmeyecek şekilde eylem yapmak istedik. Bizim konfederasyon önümüze geçmemize izin verilmedi. 10 bin polis ile adeta bir devlet terörü estirildi” dedi.

Kendilerinin demokratik haklarını kullanmak amacıyla orada toplandıklarını hatırlatan Türkel, “Biz demokratik bir hakkı kullanmak istedik. O gün işçiler kendi konfederasyonuna sokulmamıştır. Bu ülkede demokrasinin d’si var ise işçinin kendi konfederasyonuna gitmesine kimsenin engel olmaması gerekirdi. Bu konu ile ilgili dava açılmaması gerekirdi, ama savcılık açmış, biz de savunma hakkımızı kullanacağız” dedi.

-“BİZ O EYLEMLERE SAHİP ÇIKMASAYDIK, ESAS O ZAMAN YARGILANMAMIZ GEREKİRDİ”-

DİSK Genel Başkanvekili Tayfun Görgün açılan davayı ve hükümetin uyguladığı politikaları eleştirerek, “Bir yandan torba yasa ve kıdem tazminatlarının kaldırılmasına niyetlenilen bu süreçte bu türden davalar işçileri baskı altında tutmaya korkutmaya yönelik görünüyor. Türkiye’de 12 Eylül anayasalarını değiştirmeyen parlamentonun da bunda payı var. Sendika yöneticileri ve sendika aktivistleri işçilerle ilgili bir haksızlık konusunda eylem yapıyorsa ve bu dava konusu oluyorsa bunu değiştirmek gerekir. Şuan da iktidarda olan parti 9 yıldır iktidarda” dedi.

Bu konuda dava açan yargıçları kınadıklarını söyleyen Görgün, “Deniz feneri gibi davalar savsaklanırken bu davanın açılması bu çağda ayrı bir şeydir. Yapılan eylemde ortadadır. Davanın bu kadar uzun süre sonra açılması ya savsaklamadır, ya da daha büyük bir olasılıkla sendikaları bir baskı altında tutma, yandaş sendika yaratma çabasındandır. Biz o eylemlere sahip çıkmasaydık, esas o zaman yargılanmamız gerekirdi” diye konuştu.


-“ESAS YARGILANMASI GEREKEN, O GÜN ANKARA SOKAKLARINI DARP EDENLERDİR”-


Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, o gün işçilerin sadece basın açıklaması yapmak için sokağa indiklerini söyleyerek, “Hatırlanacağı üzere 1 Nisan özelleştirme nedeni ile iş güvenceleri ellerinden alınan TEKEL işçileri konfederasyonları önünde bir basın açıklaması yapmak istemişti. O gün işçilerin basın açıklaması yapmak üzere yola çıkmasına ve konfederasyon önünde toplanmalarına engel olundu. Bu süreçte asıl yargılanması gereken geleceklerine sahip çıkan TEKEL işçileri ve onlarla beraber tepkilerini ortaya koymak isteyen eylemciler değil hukuksuzluğu gerçekleştirenlerdir. Biz o dönemde bu konuda KESK merkezli bir suç duyurusunda bulunmuştuk. O gün Ankara sokaklarını darp eden bu emri verenler esas olarak yargılanması gereken kişilerdir. Bu hukuksuz sürecin en kısa sürede sonuçlandırılması gerekir. Yoksa bu Türkiye manzarası herkesin canını acıtacaktır” dedi.



AYÖP'lüleri de dava etmişti
Abdulvahap Yaren, geçtiğimiz yazın Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu'nun düzenlediği eyleme polis müdahalesi sonrası öğretmenlere dava açan savcı. Öğretmenler, 6 ay ile 3 yıl arasında hapis ve kamu hizmetlerinden men cezası ile yargılandıkları davanın ilk duruşmasında beraat etmişlerdi.



 

Güncelleme Tarihi: 21 Nisan 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER