GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE İDARECİLİK KENDİ REKLAMINI YAPMA MAKAMI MIDIR?

Ne diyor Tbeodor Fontane? Bazı horozlar, güneşin kendileri sayesinde doğduğunu sanırlar. Acaba günümüzün genç ve dinamik(!) bazı idarecileri kendilerini böyle mi görmekteler? Kurumlara yıllarca hizmet etmiş, okulların derdini dert edinmiş, kendi ailesini bile ikinci plana atmış idarecilerin hiç mi kurumlarımıza emeği geçmedi ki cefakâr idarecilerimizi bir anda ’’birileri’’ne muhtaç veya bir tarafta olma mecburiyetinde tuttuk? Ama bunların hiçbirine tenezzül etmeyen ‘’Ben, ben olduğum için buradayım, unvanımın hakkını verebilirim ,veliye-öğrenciye- öğretmene gereken rehberliği yapabilirim.’’ şeklinde düşünen idarecilerimizi kesinlikle tenzih ediyorum.
 
Sözlerim;
öğretmene baskı uygulayan,
öğretmen ve öğrencinin başarısından nemalanıp  kendi reklamlarını yaparak okul başarısını kendi başarısı gibi gösteren,
koltuk sevdasına kapılan,
bir yerlere gelmek için makamlarını basamak gibi kullanan,
kapitalist düzenin parçası olan idarecileredir.
 
Birçok sorunun cirit attığı günümüz Türkiye’sinin Eğitim Sisteminde  insanları sağcı, solcu, dinci, ateist, komünist, devrimci, faşist veya bizden-sizden diye ayırarak ayrılık tohumlarını saçmak  neyin nesi oluyor…
İdarecilikte insanların düşünceleri niye bizleri bu kadar ilgilendiriyor? Önemli olanın o makamlarda bulunan insanların görevini layığıyla yapıp yapmadığı değil midir? İnsanların düşüncelerine prangalar vurmayı,  siyasi düşüncelerinden dolayı zulmetmeyi acizliğin bir göstergesi olarak görmekteyim. İşin ehemmiyetini bilen, hakkı –hukuku gözeten ne kadar idarecimiz var ise hangi görüşten olursa olsun sahip çıkmalıyız.
İnsan onurunu zedeleyen sorunlar karşısında: yanlışa yanlış  ,haksıza haksız,diyebilmek bizim erdemimiz olmalıdır. Allah’ ın selamını bile esirgeyen, küçük dağları ben yarattım edasında olan, kendi menfaatlerini okulun menfaatlerinden üstün tutan idarecilere hiçbir zaman geçit vermemeliyiz.
 
Belirtmek istediğim bir diğer husus:’’ Bizler bazı idarecilerin hal ve hareketleri hoşumuza gitmese de bulunduğu makamdan dolayı o idarecilerimize saygı duymalıyız. ‘’
Mobbing uygulayan, okulun başarısını kendi başarısı gibi gösteren idarecilere cevap verecek olursak:Devletimize ve milletimize daha fazla hizmet ilk hedefimiz  olmalıdır. İnanıyorum ki mobbing uygulayan idareciler, elbet bir gün “İlahi Adalet” ile karşı karşıya kalacaklardır. Ha bu dünyada ha öbür dünyada… Artık orası Allah’ a kalmış. Ya bu toplumun düşünen, irdeleyen bir ferdi olacağız ya da halka hizmetin Hakka hizmet olduğunu anlamayan idarecilerin basamağı! Takdir sizlerin...
 
         Serdar ERGİN
        Türk Eğitim-Sen
 Esenler Mevzuat Sekreteri Güncelleme Tarihi: 20 Mayıs 2014, 00:00