Göçük Altında Kalan 9 Madenciye Bir Aydır Ulaşılamadı!

Afşin-Elbistan B Termik Santrali'ne kömür sağlayan Çöllolar Kömür Sahası'nda göçük altında kalan 9 madenciye 1 aydır ulaşılamadı

Göçük Altında Kalan 9 Madenciye Bir Aydır Ulaşılamadı!
Afşin-Elbistan B Termik Santrali'ne kömür sağlayan Çöllolar Kömür Sahası'nda göçük altında kalan 9 madenciye 1 aydır ulaşılmazken, Jeoloji Mühendisler Odası'nın hazırladığı raporda, insanı merkezine almayan maksimum üretim ve kâra odaklanmış, bilimsel ve teknolojik altyapıdan uzak bir anlayışın göçüğe neden olduğunu belirtildi. Raporda, taşeronlaşma ile beraber gelişen ihmalkârlığı ortaya koyuyor.
Maraş'ın Çöllolar Kömür Sahası'nda 10 Şubat'taki göçükte milyonlarca metreküp toprak ve kömür altında kalan 9 madenciye aradan 1 ay geçmesine rağmen ulaşılamadı. Jeoloji Mühendisi Halil Tatlı, Makine Mühendisi Cuma Yıldırım, Maden Mühendisi Nail Yılmaz, makine operatörleri Hacı Mehmet İpek, Muhsin Koşan, Kemal Elmas, dozer operatörü Adnan Demir, topograf Tuğran Gökhan ve drenaj işçisi Aydoğan Polat'ın bulunması için yapılan çalışmalar sonuç vermezken, Jeoloji Mühendisler Odası'nın (JMO) hazırladığı rapor, taşeronlaşma ile beraber gelişen ihmalkârlığı ortaya koyuyor.
JMO, Afşin-Elbistan kömür işletmesinde arka arkaya ölümlü kazaların meydana gelmiş olmasının yapılan yanlış bir şeylerin ve eksikliklerin olduğunu açıkça gösterdiğine işaret ediyor. Raporda dikkat çeken diğer bir husus da, bölgede uzun yıllardan beri yapılan çalışmalar sonucunda heyelanlara neden olabilecek jeolojik unsurlar ayrıntılı olarak ortaya konulduğu belirtiliyor. Göçüğün meydana geldiği bölgede yapılan yüzey ve zemin araştırmalarında, yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu, zayıf zonların bulunduğu, linyit tabakaları arasındaki ve altındaki kilin potansiyel kaymaya neden olabileceği tespit edildiği ve tehlike çanı diye nitelendirilebilecek fayların varlığı da raporda tespit edildi.
Göçük ve heyelan riskinin en önemli kriteri olarak gösterilen yeraltı su seviyesinin işletme yapılan sahada yüksek olduğu tespit edilen raporda, şu sorular soruluyor: "6 Şubat tarihinde oluşan birinci kayma sonrasında Ocak yetkilileri tarafından bir değerlendirme yapılmış mıdır? Kayma ve şevlerin stabil (duraylı) duruma gelip gelmediği irdelenmiş midir? 6 Şubat tarihinde oluşan kayma sonrasında, bir işçinin hayatını kaybetmesine rağmen ocakta çalışmalara devam edilmesinin gerekçesi nedir? Kömür üretimine devam etmek için yol mu yapılıyordu yoksa oluşan heyelanla ilgili çalışmalar mı gerçekleştiriliyordu? Ocağın çok yakınından akan Hurman çayının yeraltı suyunu beslememesi için ne gibi önlemler alınmıştır? Heyelanın meydana geleceğinin göstergesi olan gerilim çatlaklarının oluşumu ilk heyelan öncesinde saptanmış mıdır? Saptanmış ise bu çatlakların doldurulması işlemi yapılmış mıdır ve bu bir önlem olarak mı görülmüştür?"
'Hava koşullarından dolayı arama çalışması durduruldu'
Raporda, insanı merkezine almayan maksimum üretim ve kara odaklanmış, bilimsel ve teknolojik altyapıdan uzak bir anlayışın olduğu belirtilirken, "Eğitimli işgücünün ve sendikalaşmanın olmadığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yeterince alınmadığı bir kömür madenciliği yaratılmıştır" yönündeki tespit, Türkiye'de sık yaşanan maden kazalarının nedenlerini ortaya koyuyor.
Arama kurtarma çalışmaları ve JMO'nun hazırladığı rapora ilişkin görüştüğümüz Park-Teknik Şirketi İşletme Müdürü Şeref Göksu, göçükten sonra 20 gün boyunca arama kurtarma ve yüzey çalışmalarını yaptıklarını ifade etti. 3 askeri helikopter ve MTA'nın sismik aletleri ile arama kurtarma çalışmalar yürütüldüğünü, yine Almanya'dan metal ve cep telefonu gibi alıcılara duyarlı insansız hava uçağını getirdiklerini dile getiren Göksu, ancak yapılan bu çalışmalar rağmen hiçbir sonuç elde edemediklerini belirtti. Hava koşullarının kötü olmasından ötürü çalışmaların durdurulduğunu söyleyen Göksu, "Japonya'da arama kurtarma faaliyetleri konusunda deneyimli olan bir firmaya havadan çekilmiş fotoğraflar ve heyelan bilgisini rapor olarak sunduk. Ancak bu firmada bu kadar büyüklükte bir heyelan bölgesinde herhangi bir çalışma yapamayacaklarını söyledi" iddiasında bulundu. 
Şili'deki asansör sistemi ile kurtarılan madencileri hatırlattığımız Göksu, işlettikleri ocakta da galerilere girilebilecek farklı alanların olduğunu ileri sürerek, "Ancak şöyle bir sorun var. 50- 60 metre yüksekliğinde ve 1.5 kilometre alana yayılmış toprak malzemesi var. Heyelanda kalan elemanlarımız da ocağın dışındaki tarlada ölçüm ve denetim işlemi yaparken olay yaşanıyor" diye konuştu. 
'Heyelana neden olacak bir boyutu demek ki gözden kaçırdık'
1 kişinin yaşamını yitirdiği ve 9 madencinin de göçük altında kaldığı olaydan sonra gündemlerine güvenli maden işletmeciliğini alacaklarını ileri süren Göksu, önlem almalarına rağmen ocakta heyelan yaşandığına göre gözden kaçırdıkları bir noktanın olduğunu söyledi. Yaşanan göçükte ocağı işleten kurumu eleştiren rapora ilişkin de konuşan Göksu, JMO'nun hazırladığı rapora rapor demenin mümkün olmadığını ileri sürdü. Göksu, "Bilim insanları rapor hazırlarken ilgili kurumdan bilgi ve belge istemesi gerekiyor. Bir devlet kurumu olan Türkiye Elektrik Anonim Şirketi'ne bağlı olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bütün faaliyetlerimiz denetim altında yapılıyor. 25 yıllığına bu şirketi devraldık. Jeoloji Mühendisler Odası'nın yaptığı açıklamayı talihsizlik olarak görüyoruz" dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası'nın "su debisinin yüksek olduğu" ifadesini de yalanlayan Göksu, 3 yıl içerisinde 21 milyon metreküp su topladıklarını iddia etti.


Güncelleme Tarihi: 14 Mart 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER