İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİDİR

İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİDİR
Toplumsal olaylarda polisin yetkilerini artıran ve içinde sıkıyönetim dönemlerini aratmayan düzenlemelerin bulunduğu “iç güvenlik paketi” olarak da adlandırılan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmektedir. Dün gerçekleşen kapalı oturumda, 5 muhalefet milletvekilini yaralayan AKP’li milletvekilleri, faşizme giden yolda taşların nasıl döşendiğini gözler önüne sermiştir.
Yasalaşması durumunda, AKP iktidarının fiili polis devleti uygulamalarını kurumsallaştıracak olan paket, 12 Eylül dönemi faşizminin tekrar yaşanmasına yol açacaktır. Kişi hak ve özgürlüklerine, özel hayatın gizliliğine, hukukun üstünlüğü ilkesine yönelik pek çok müdahale içeren ve bu haliyle anayasaya açıkça aykırı olan paket, AKP’nin iktidarını koruma amacına hizmet edecektir. Özellikle Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonunun ardından toplumsal muhalefeti bastırmak amacıyla faşizan uygulamalarda sınır tanımayan ve vatandaşları potansiyel suçlu gören AKP, şimdi bu uygulamalarına yasal kılıf yaratma peşindedir.  Paketle birlikte, temel hak ve özgürlüklerimizin arasında yer alan, Anayasamızın 34. maddesinde de güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ortadan kaldırılacak, bu tür eylemler terör eylemi, bu eyleme katılanlar da terörist olarak değerlendirilecektir.  Polisin silah kullanma yetkisi genişletilerek, gaz ve kimyasal madde kullanma yetkisi verilerek, orantısız güç kullanma yasal hale getirilecek, yaşam güvencemiz kalmayacaktır.
Yine polise ve mülki amirlere tanınan gözaltı ve arama kararı verme, soruşturma yapabilme yetkisiyle birlikte savcılar devre dışı bırakılacak, makul şüphe ile gözaltına alınan kişilerin seslerini avukatlarına, savcılara ve hakimlere duyurması engellenecektir.
Tek adam olma amacından asla vazgeçmeyen ve önüne çıkan bütün engelleri ortadan kaldırmak, toplumsal tepkileri sindirmek isteyen Erdoğan ve AKP’si otoriter bir devlet yapılanması için tüm kolluk güçlerini emri altına almaktadır. Jandarmanın, İçişleri Bakanı ve valilerin denetimine sokulması, valilere OHAL yetkisi verilmesi bunun göstergesidir.
Kısacası paket, meşruluğunu yitiren AKP hükümetinin iktidarını korumak adına korku toplumu oluşturma hedefine yöneliktir. Vatandaşlarını potansiyel suçlu gören, kolluk güçlerini vatandaşlarını değil iktidarını korumak için kullanan baskıcı, otoriter rejimler yıkılmaya mahkumdur. AKP hükümeti ancak faşist diktatörlüklerde görülen bu düzenlemeyi derhal geri çekmelidir. Eğitim-İş olarak siyasi iktidarın demokrasiyi hedef alan faşist uygulamalarına karşı haklarımızı savunmaktan, gerçek demokrasi için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
 
 
 
Veli DEMİR
Genel Başkan
Güncelleme Tarihi: 19 Şubat 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER