DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNİN SORUNLARI

DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNİN SORUNLARI
Açıklama
 
Bakan, Türkçe öğretiminin yetersiz olduğunu söyleyince ne desem ne desem diye 3-4 günden beri dönüp duruyorum. Türkçe Öğretiminin Sorunları başlıklı haber dosyamla bakana cevap vermiştim. Gerçekten eksiklik bile olsa kol kırılır yen içinde kalır. Sorunlar olabilir gidermek için uğraşıyoruz, denebilirdi binlerce Türkçe öğretmenini zan altında bırakmak bakana yakışmaz. O yüzden bir haber dosyası daha hazırladım. Türkçe öğretimini sadece ana dili becerisinden ibaret değil, dil bilgisi de var. Yıllardır karşılaştığımız sorunları içeren haber dosyamla bakana ikinci cevabı veriyorum.
 
Giriş
 
Tüm dersler içinde sevilmeyen konularla ilgili bir anket yapsak herhalde dil bilgisi ilk sırada yer alır. Gözünüzün önünde elinde tuğla kitaplarıyla, kalın gözlükleriyle ders anlatan Türkçe öğretmeniniz canlanmış olabilir. Çekimler, yapılar, türler, ekler, cümleler, sözcüklerden oluşan karmakarışık bir dünya… Çok itici olduğunu biliyorum. İtiraf edeyim Türkçe öğretmeni oluncaya kadar ben de hiç sevmiyordum. Ama dil bilgisi dünyasının anlata anlata farklı bir tılsımının olduğunu, sorunun dil bilgisi kurallarından değil ön yargılardan kaynaklandığını fark ettim. İlk önce dil bilgisi öğretiminde temel sorunlar neler onlara bakalım:
 
Akademik ve Kurumsal Anlaşmazlıklar
 
Dil bilgisiyle ilgili tüm konularda bakanlığın, ÖSYM’ nin ve üniversitelerin mutâbık olması gerekiyor. Maalesef dil bilgisinin bazı konularında halen anlaşma sağlanabilmiş değil. Bunda Türkçe dil bilgisinin Arap/Fars/Fransız gibi çeşitli gramerlere göre oluşturulması büyük bir dayanak… Türkçe dil bilgisi, tamamen Türk dilinin inceliklerine göre oluşturulmalı. Bunu anlamak için filolog olmaya gerek yok, bak söyledim bile.
 
Kaynak ve İfade Sorunu
 
Türkçe dil bilgisi kaynak noktasında o kadar zengin ki anlatamam. Kimi vep sayfalarında yer alan konu anlatımlarını saymazsak YGS, TEOG, KPSS ve ara sınıflar için hazırlanan Türkçe konu anlatımlı kitaplarla akademik çalışmalar dil bilgisi adına kaynak ve ifade sorununu ortaya çıkarıyor. Birinin ’’Fiilde Çatı’’ dediğine diğeri itiraz edip ’’Cümlede Çatı’’ diyor ki bunun iki farklı konu olduğunu zanneden öğrenciler bile var. Kaynaklar; sırf farklılık yaratabilmek için akla hayale gelmeyecek, saçma sapan ifadeler kullanıyorlar. Farklı kaynaktan farklı farklı ifadeleri öğrenen öğretmen arkadaşlarımız, öğrencilere de böyle öğretiyor ve farklılıklar iyice artıyor. Kaynaklarda yer alan ve birbirinden sözcük/ek/ifade noktasında farklılık gösteren temel dil bilgisi kuralları denetlemeye tabi olmalı. Bunda MEB ya da TDK ile çeşitli üniversitelerden oluşturulacak bir komisyon yetkili olabilir.
 
Sınavlardaki Soru Azlığı
 
Son yıllarda bütün sınavlarda ve özellikle TEOG’ da dil bilgisi sorularında göze çarpan bir düşüş yaşandı. Ana dili becerisini ön plana çıkaran/ölçen soruların fazla olmasını biz de isteriz ancak Türkçe dil bilgisini ihmal etmenin nasıl bir açıklaması olabilir? Unutulmamalıdır ki Türkçe sadece okuma, konuşma, dinleme ve yazma değildir; dil bilgisi de Türkçe açısından büyük önem taşımaktadır. Dil bilgisi konularının sayı bakımından ana dili becerisine dönük konulardan fazla olduğu düşünüldüğünde dil bilgisine ilgiyi arttırmak için sınavlardaki soru sayılarında denge ve güncelleme gerekmektedir.
 
Anlatım ve Materyal Sorunu
 
Yapılan anketlerde öğrenme; %20 okuma, %30 dinleme, %40 görme ile gerçekleşiyor. Farklı rakamların çıktığı anketlere de rastlayabilirsiniz ancak görerek öğrenme her zaman ilk sırada yer alıyor. Dil bilgisi konu alanı itibarıyla çok materyal kullanabildiğimiz derslerden değil. Daha doğrusu sözel dersler içinde en az materyali maalesef Türkçede kullanıyoruz. Çünkü içerik buna izin vermiyor. Dahası MEB’ in materyal noktasında sağlamış olduğu ne maddî bir imkân ne de araç-gereç söz konusu…
 
Kalabalık Sınıflar
 
İlköğretimde 44, ortaöğretimde 32, meslekî ve teknik eğitimde 49 sınıf ortalaması; 5792 kurum, 59.540 derslik, 2.523.418 öğrencisiyle İstanbul’ da ne kadar sağlıklı dil bilgisi öğretimi yapılabilir? Kalabalık sınıflarda sekteye uğrayan dil bilgisi anlaşılmaz ve sevilmeyen konuların başında geliyor. Eğitim-öğretim ortamı oluşturabilmek bile çoğu zaman bir öğretmenlik becerisidir.
 
Öğrencilerin Ön Yargılı Oluşu
 
Dil bilgisi, matematik gibi öğrencilerin az itibar ettiği konulardan… Bu ön yargıyı kırmak çok zor çünkü öğrenciler yıllarca aynı konuları gördükleri halde dil bilgisi adına çok ilerleme kaydedemiyorlar. Dil bilgisine ilgi ancak ortaöğretimde öğrencilerin bölüm bölüm ayrılmasından sonra artıyor. Bence bu da zorunluluktan… Neticede öğrencilerin sorumlu oldukları ders sayısı azalıyor. Dil bilgisi üzerine mecburen yoğunlaşma yaşanıyor. Ancak güzel dilimizin inceliklerini öğrenmek ve merak etmek için sözel öğrencisi olamaya gerek yok! Ana dili Türkçe olan herkes; dilimizi güzel konuşmak ve yazmak zorundadır.
 
Dil bilgisi üzerine yapmış olduğum bu incelemeye Atatürk’ ümüzün özlü bir sözüyle son vermek istiyorum: ’’Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin!’’
 
 
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Güncelleme Tarihi: 29 Haziran 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER