Eğitim Reformu Girişimi: Mevcut MEB politikaları eğitimde nitelik krizini çözmüyor

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi'nin ev sahipliğinde çalışmalarını sürdüren ve 17 kurumun destekçisi olduğu Eğitim Reformu Girişimi (ERG), her yıl hazırladığı Eğitim İzleme Raporları’nın 2010 yılı tarihini taşıyan dördüncüsünü tamamladı. Raporda, "Mevcut MEB politikaları ve uygulamaları eğitimde nitelik krizine çözüm vaat etmiyor” görüşü öne çıktı.

Eğitim Reformu Girişimi: Mevcut MEB politikaları eğitimde nitelik krizini çözmüyor

Türkiye eğitim sisteminin en öncelikli sorununun "öğrenme" ve düşünme becerileri ediniminin istenen boyutlardan çok uzakta olduğuna dikkat çekilen raporda, 2010 yılında bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atılan adımların yetersiz olduğu belirtildi. Öğretmen politikalarının gözden geçirilmesinin öğrenme çıktılarını geliştirmek için daha etkili bir politika seçeneği olduğu bildirildi. Eğitim sisteminde ortaya çıkan değişim ve gelişmeleri, bu değişimlerin altında yatan politikaları değerlendirerek daha görünür kılmayı ve kamuoyunun eğitim politikaları hakkındaki bilgi kaynaklarını genişletmeyi hedefleyen rapor, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

Bürokratlar için önemli bir fırsat

ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder basın toplantısını açarken yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapıcı eleştirilere giderek daha açık hale geldiğini ve sivil toplum tarafından yapılan çalışmalardan yararlanmaya başladığını ifade ederek, “Eğitim hem kamuoyu için hem de hükümetler için çok önemli ve öncelikli bir alan. Milli Eğitim Bakanlığı’nın geliştirdiği ve uygulamaya koyduğu politikaların dışarıdan, objektif bir bakış açısı ve analizlere dayanan bir süreçte değerlendirilmesi bu süreçlerde yer alan bürokratlar için önemli bir fırsattır ve adeta bir ayna görevi görmektedir” dedi.

“Eleştirel düşünce şart”

Prof. Dr. Giray Berberoğlu, Eğitim İzleme Raporu’nun Önsöz’ünde eğitimde nitelik krizine çözüm olabilecek temel faktörlere değinerek şu görüşleri ifade etti: "Eğitim niteliğini özellikle öğrencilerde düşünme süreçlerini geliştirme açısından artırabilmek için alınabilecek pek çok tedbir bulunuyor. Bunlar, doğru öğretim programları, doğru öğretim yöntemleri, nitelikli öğretmen ve okul yöneticisi, iyi hazırlanmış ders kitapları ve materyalleri, öğrencilerin bireysel farklılıklarının ve ihtiyaçlarının dikkate alındığı olumlu sınıf ve okul atmosferinin sağlandığı ortamların oluşturulması boyutlarında ele alınması gereken yöntemsel süreçlerdir."

Eğitim İzleme Raporu’nun Sonsöz’ünü kaleme alan Prof. Dr. Petek Aşkar da eğitimde nitelik artışını sağlamak için kritik öneme sahip öğretmenlerle ilgili olarak şu anki politika ve uygulamaların arkasındaki bakış açısının değişmesi gerektiğini savunarak şöyle dedi: "Bütün paydaşların bir araya geleceği bir platformda, öğretmenliğin profesyonel bir meslek olduğu ortak görüşünden hareketle farklı modeller üzerinde çalışmak gerekir. Dilimizden düşürmediğimiz ‘bilgi toplumu’ söyleminde öğrencilerin kazanması beklenen beceriler sıralanırken, öğretmen eğitiminin ya da okulun ‘bilgi toplumu süreçlerine’ uymadan bu becerilerin nasıl gerçekleşeceği de ayrıca bir tartışma konusudur. Eleştirel düşünmeyi geliştirmeye buradan başlamamız yerinde olur.”

ERG’in önerileri

ERG’de Eğitim İzleme Raporu’nun hazırlanmasından sorumlu olan Aytuğ Şaşmaz’ın raporun ana bulgularını sunmasından sonra ERG Koordinatörü Batuhan Aydagül ERG'nin önerilerini şöyle sıraladı:

-Mevcut birikimin üzerine, veriye dayalı ve katılımcı bir süreçte yeni bir ulusal eğitim stratejisi geliştirilmeli ve bu süreçte Milli Eğitim Şurası yeniden yapılandırılarak işlevsel hale getirilmeli

-Milli Eğitim Bakanlığı yeni teşkilat kanunu taslağı katılımcı bir süreçte geliştirilerek TBMM’ye sunulmalı

-Eğitimde nitelik sorununun nedenlerini irdeleyen ve anlayan çözümler geliştirilmeli, doğru hedefler bütüncül ve etkili politikalar ve yeterli kaynak ile desteklenmeli

-Öğretmenler ve öğretmen politikaları eğitim reformunun ilk önceliği olmalı

-Ortaöğretimde “tabela değişikliği” değil “paradigma değişikliği” yapılmalı

-Yeni anayasada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu bir ders olmaktan çıkarılmalı

-Yeni anayasada ülkede konuşulan dillerin örgün eğitimde öğretilebilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı

-Hakları tanımlayan ve koruyan, güncel ve iyi hazırlanmış yasal düzenlemeleri uygulamaya geçirirken daha özenli uygulamaların yapılmasını sağlayacak şekilde kurumsal altyapı geliştirilmeli.



 

Güncelleme Tarihi: 22 Haziran 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER