İstanbul EBS Şubelerinden Ortak Deklerasyon

Okullar için bu öğretim yılı hiç iyi başlamadı. Temmuz ayında yayınlanan bakanlık genelgesine rağmen, karşılaşacakları dağ gibi problemleri bilen idareciler, bütün riskleri göze alarak, az da olsa bağış almaya devam ettiler.

İstanbul EBS Şubelerinden Ortak Deklerasyon
Her yıl kayıt döneminde yetkililer böyle cılız uyarı yazıları yazar, ancak okul müdürleri; “Nasıl olsa büyüklerimiz durumu biliyorlar.” diyerek üzerlerine yıkılan bu ağır yükü, ülkemize özgü kendi yöntemleriyle omuzlamaya devam ederlerdi. Bu; “Ben gözümü kapattım, siz işinizi yapın” tiyatrosu, açılan; “Neden genelgeme uymadınız?” çözümsüz soruşturma komedisiyle son buldu.
                Şimdi bütün okul müdürleri, okullarda iş yükünün yoğun olduğu bu günlerde, onlarca problemin arasında bağışlarla ilgili hesap verirken, öğrencilerden Türk Hava Kurumuna fitre ve zekât toplama göreviyle görevlendirildiler. Bir taraftan niye bağış topladın sorgusu, diğer taraftan da fitre ve zekât toplama görevi. Bu tam anlamıyla bir tiyatrodur. Aklı başında bir idarede, böyle birbiriyle çelişen saçmalıklar olmaz. Okulların yığınla problemi çözüm beklerken, çözüme dair hiçbir adım atılmıyor ve arkasından dini duygular istismar edilerek öğrencilerden fitre ve zekât toplanmaya çalışılıyor.
                Bu saçmalığa son verilerek, okullara gönderilen resmi yazılar geri çekilmeli, zekât ve fitre toplama emri derhal kaldırılmalıdır. Okul idarecilerinin sabrı daha fazla zorlanmamalıdır. Sayın bakanımız bir genelge daha yayınlayarak, öğrencilerin ve velilerin vereceği fitre ve zekâtların, okul idareleri tarafından kabul edilmesini ebediyen yasaklamalıdır. Böylece sayın bakanımız, bütün okul müdürlerine, uygulanması imkânlar dâhilinde olan genelgelere, seve seve uyulacağını gösterme şansı vermiş olacaktır.
                Sonuç olarak:
1.      Okulların kaynak problemi bir an önce çözülmelidir. Dini duygular istismar edilerek fitre, zekât ve diğer yardımların toplanmasına son verilmelidir. Okulların böyle bir görevi ve işlevi asla olamaz.
2.      Bütün bu yaşananlardan sonra, gelecek yaz tatilinde yapılacak boya badana vs. masrafları ve gelecek öğretim yılı giderleri için bakanlığımız hazırlıklı olmalı, 2012 yılı bütçesine ödenek koydurmalıdır. Artık hiçbir okul müdürüne isteseniz de bağış toplatamayacaksınız. Okul müdürleri, ihtiyaçlarını milli eğitim müdürlüklerine yazarak görevlerini yapmış olacaklardır. Okullarda yaşanan olumsuzlukların sorumlusu okul müdürleri değil, çözüm üretmeden genelge yayınlayan bakanlık olacaktır. Bu aşamada; “Kayıt döneminde değil, okullar açılınca bağış alacaksınız.” demek kesinlikle kabul görecek bir çözüm olmayacaktır.
 
3.      Hastanelerine kurduğu sistemle, doktoruna sadece doktorluk yapma imkânı sağlayan devletimiz; okullarına da benzer bir sistem kurarak öğretmen ve idarecilerine sadece eğitim-öğretim yapma imkânı sunmalıdır. Okulların işletme yönetimi, eğitim yönetiminden ayrılarak ayrı bir birim oluşturulmalı, bu alanda eğitim görmüş kişiler tarafından yönetilmelidir. Her okul için ayrı ayrı işletme yönetimi kurulamayacaksa, eğitim bölgeleri yada ilçeler esas alınabilir. Bu proje gerçekleştirilirse, eğitim alanında son elli yılda atılmış en büyük adım olacak ve birçok problemi temelden çözecektir. Aile Birliklerinin özerk yapıya kavuşturulması, yeni problemleri beraberinde getirecektir. Kesinlikle bu yol tercih edilmemelidir.
 
EĞİTİM BİR SEN İSTANBUL ŞUBELERİ:
Emrullah AYDIN-1 NOLU ŞUBE BŞK.
Hasan YALÇINYAYLA-2 NOLU ŞUBE BŞK.
Erol ERMİŞ-3 NOLU ŞUBE BŞK.
Talat YAVUZ- 4 NOLU ŞUBE BŞK.
Emin ENGİN-5 NOLU ŞUBE BŞK.
İdris ŞEKERCİ-6 NOLU ŞUBE BŞK



Güncelleme Tarihi: 14 Ekim 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER